"Seni kötü olmaya zorlayanlar
en sonunda değiştin derler""Barbar kolumu bırak"-Sare kolundan tutup onu dışarı doğru sürükleyen Barbara karşı direnmeye çalışıyordu ama nafileydi. Çünki gözü dönen bir Barbarın karşısında hiçkimse duramazdı.
"Sen az önce birlikte ekmek kestiğin masadaki insanlardan birine katil diğerine fırsatçı dedin. Üstelik bunu hiç haketmeyen iki kişiye"
"Şu an bir cumhuriyyet savcısıyla konuşuyorsun, göreve yeni dönmüşken dikkat et istersen"-Sare bir şekilde dışarı vardıklarında kolunu Barbardan kurtarmıştı.
Kara ve Hüma ise arabaya yaslanarak olan biteni izliyordu. Doğruyu söylemek gerekirse Hüma şu an Kara yanında olduğu için hiçbir şeye üzülüp kırılmayacaktı. Ama Barbar ve diğerlerinin onu bu şekilde koruması duygusallaşmasına neden oluyordu. Dikkatle yükselen sesleri dinledi. Barbarı ilk defa bir kadına karşı bu kadar sert ve umursamaz görüyordu. Üstelik bu kişi Sare'ydi.
"Kuru sıkı savcılığını git başka yerde tasla. O kıza sorduğun soruların saçma sapan savcılığınla hiçbir alakası yoktu"-ellerini yumruk şeklinde sıkıp sinirini yatıştırmaya çalıştı.
"Eminim buradaki herkes aynı şeyleri düşünüyordur, ama günah keçisi yine Sare oldu. O kız Zıpkın kaçalım dediğinde ona eziyyet eden bir adamın yanına döndü. Gerçekten saygı duyulası biri mi tartışılır"
"Savcı, haddini aşma, kim hakkkında konuştuğunu da unutma"-Ali Mercana yaslanarak dışarı zorla yürümüş Sare'ye dikkatle bakmıştı
"Bu kız babasıyla tanıştı mı? Sen kaza geçirmesen seni kabul bile etmezdi Ali. Bence biraz başınızı avcunuza alın düşünün"
"Sare sus artık"-Zıpkının da artık sabrı taşmıştı. Tamam Hüma'ya karşı içinde herhangi bir aşk kırıntısı kalmamıştı belki. Ama yine de o saygı duyduğu biriydi ve onun canının yanması kardeşi dediği kişilerin de canını yakıyordu. Özellikle Karanın.
"Hepiniz aptalsınız. O kızın gerektiğinde neler yapabileceğini göreceksiniz, annesi yüzünden sizi sattığında tekrar bu konuşmayı yapalım"
Hüma onun için çabalayan Barbar ve Aliyi görüyordu ve burada bu şekilde durmanın korkaklıktan başka hiçbir şey olmadığını farketmişti. İleri doğru iki üç adım attı. Bu adımlar büyük ve emin adımlardı.
"Neden bana karşı bu kadar nefret dolusun?"
Sare gülerek gözlerini devirdi-"Sence benim nefret edeceğim kadar önemli biri misin? Sadece burada gözüne perde inmiş insanları uyarıyorum. Gerçek annen olmasa bile Nazmiyenin terbiyesiyle büyümüş birisin sen. Buradaki herkes için tehlikelisin"
"Hüma tehlike değil. Hüma kardeş. Alinin kardeşi"-Sabit çok fazla ses olduğu için kulağını kapatarak bir sağa bir sola yürümüş kimseyle göz teması kurmamaya özen göstermişti-"Hüma tehlike değil. Tehlike kötü, Hüma iyi"
"Tamam Sabitim sakin ol, kimse tehlikeli değil. Aşk Sare şaka yapıyor"-Zıpkın ortamı sakinleştirmek için yine gereksizce çabalamıştı
"Sare aşk değil. Aşk insanları incitmez"-Sabit biraz sakinleşmiş, Gülayşenin yanına yanaşmasına izin vermişti. Hüma ise dikkatle Sabiti izliyordu. Ne hissetmeliydi. Bir aile bulmuş muydu kendisine gerçekten? Yoksa bu gördüğü, yaşadığı şeyler de gelip geçici miydi?
"Sabit bak ben iyiyim, endişelenme tamam mı? Kavga etmiyoruz"-Hümanın daha önce Sabit kadar özel biriyle tanışma şansı olmamıştı. Yani onu nasıl sakinleştirmesi gerektiğini ya da ona yaklaşması sorun olur mu bilmiyordu.
