BANA AŞIK ÖL

36.1K 1.4K 450
                                    

9 Yıʟɴᴄᴇ | Aɴᴛᴀʟʏᴀ

"Evet sevgili Oktay." dedi okulun, kalem etek giymiş, omuzlarında el örmesi bir şal olan ve kırmızı çerçeveli gözlükleriyle alttan alttan bakan psikolojik danışmanı. "Seni dinliyorum."

Masanın üzerindeki küçük, yuvarlak saat tik tak sesleriyle aralarında olan boğuk sessizliği dolduruyordu. Deri bir koltuğa oturtulmuş, kendisini rahat ve farklı hissetmesi gerektiği o odada tek yaptığı huzursuzca kıpırdanmaktı.

"Ne anlatmamı bekliyorsun hoca?"

Okulun rehberlik servisinin atmosferinin ferahlığı yansıtmaması, en az içinde bulunduğu durum kadar kötüydü.

"Öncelikle..." dedi kadın, işinin gereği oldukça sakin ve profesyonel olması gerekiyordu fakat o da bir insandı ve böyle öğrencilere katlanması zordu. "Benimle daha dikkatli konuşmalısın." diyerek ekledi. "Burada sana yardımcı olmak için varım."

"Bu mu yardım?" diye hayıflandı Oktay, "Ben sana her şeyi anlatacağım." dediğinde küstah tavrı karşısında rehber öğretmeni çaresizdi. "Sen de yemeyip içmeyip valideye, pedere yetiştireceksin."

Bu odaya derste ve bilhassa okulda çıkardığı zorbalıklar yüzünden getirilmişti. Söylenen her yalan sonsuza dek burada sıkışıp kalmış gibi hissettiriyordu, boğuk ve bunaltıcıydı.

"Konuştuklarımız aramızda kalacak." dedi kadın bu defa. Sesinde yalan mıdır bilinmez samimi olmak için yanıp tutuşan bir taraf vardı. "Şimdi bana her şeyi en baştan anlat."

Oktay "her şey" kelimesini duyar duymaz gözlerini kapadı. Onun için bir tane "her şey" vardı. O da gecesi gündüzü olan Bergüzar'ıydı.

Dün matematik sınavında Bergüzar'ın sıkıntıyla iç çektiğini duymuş, bütün kuralları hiçe sayarak kaşla göz arasında kendi dolu kağıdıyla Bergüzar'ın temiz bir sayfa kadar boş olan kağıdını değiştirmişti.

"Siktiğimin sınavına çalışmadım." dedi açık açık, 17 yaşın verdiği gafletle bir öğretmen ile nasıl konuşulur bilmiyordu ya da işine gelmiyordu. "Her düşük alanı odana çağırıp sorguya çekeceksen işin zor hoca."

Rehber öğretmen olan kadın sabır dileyerek derin bir nefes aldı. Oktay'ın yalan söylediği apaçık her halinden belliydi.

"Sen 11. sınıfsın." dedi kadın dingin bir sesle, "Kelebek sistemiyle girdiğin sınavdan bir anda 9. sınıf kağıdıyla çıkamazsın."

Oktay kendi kendine gülümsedi. Bergüzar aklını o kadar başından almıştı ki böyle bir detaya dikkat etmeden kağıtlarını değiştirmişti. Bergüzar'ın şaşkın bakışları, dudaklarının aralığı ve heyecanla havaya kalkan göğsü geldi aklına.

"Başarılı bir öğrencisin. Bütün gayem bu başarını ileriye taşımak." dedi öğretmen, telkin edici sesi Oktay'a hiç de sirayet etmiyordu. "Sertan ile okulda terör estirmenize göz yumdum ama bu son olanları kabul edemem."

Sertan... Bu isim Oktay'ın dışarıdan can dostu gibi göründüğü fakat içten içe öldürüp bir köşeye atmak için kendiyle savaş verdiği kişiydi.

Birlikte büyümüşlerdi.

Birlikte oyunlar oynamışlardı.

BANA AŞIK ÖL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin