¹⁰ | "Bir Düğün Gecesi" |

13.5K 1.3K 2.3K
                                    

Seksendört | Kendime Yalan Söyledim

Bölüm sınırı: 950 vote + 1800 yorum

Uyarı: Geçmiş sahnelerini atlarsanız gelecek sahnelerini anlamazsınız. 𓆩𓆪

BANA AŞIK ÖL

"Bir Düğün Gecesi"

| Oktay, Şeyma ve Yalın - 3 yıl önce |

Kimseye söyleyemediğiniz ya da söylememeniz için aileniz tarafından iyice tembihlendiğiniz sırlar sizi içten içe kemirir.

Onları başka kimse­nin duymadığından emin olana dek kendinize saklamak zorundasınızdır ve bu his, ağzınızın içine biriken irini yutmak kadar iğrençtir.

Oktay'ın 16 yaşında başlayıp hayatı boyunca süreceğine adı kadar emin olduğu aşkı da bunlardan biriydi.

Ruhunun en derin kısımlarında saklamak zorunda olduğu, yaşadığı gün sayısı arttıkça hissettiği bu imkansız aşkın tutkusunun da katlandığı bir sır.

Hayatına giren, bazen ailesi tarafından zorla sokulan insanların sadece yüzeyi görmesine izin verdiği, ona yaklaşma­maları için etten kemikten bir duvar ördüğü mesafeler de bu sırların bir diğeriydi.

"Yüksek lisansı düşün." diye mırıldandı Oktay kendi kendine, "Mezun olmak için bitirmen gereken o tezi düşün."

Neredeyse girmek üzere olan yaz mevsiminin yapış yapış nemi, bir parça rahatlamayı bile imkansız hale getirirken bedeninin her yanını ter kaplamıştı.

"Milli maçı düşün." diye devam ettiğinde bir deli gibi kendi kendine tavsiyeler veriyordu.

Huzursuz, yarı uyur yarı uyanık bir halde yatağında dönüp duruyordu ve içinden defalarca kez yaptığı gibi saniyeleri, dakikaları, saatleri sayıyordu.

Yatağının hemen yanındaki komodinde duran, kırmızı ışıklı dijital saate her baktığında sanki onunla alay ediyormuş gibi hiç kıpırdamıyordu.

Sanki onun için kıyamet kopmuştu ve zaman ilerlemeyi durdurmuştu.

00.01

Neredeyse üç saattir saat 00.01'di.

"Şeyma ve Yalın'la gittiğin Tayland tatilini düşün." dedi bu kez, "Oradaki tapınak gezilerini hatırla."

Sırtüstü döndüğünde lanet olası saate bakmamak için ken­diyle verdiği savaşı ancak gözlerini sıkıca kapatıp koluyla yüzü­nü örterek kazanabilmişti.

Derin bir iç çekerek yatağın içinde yeniden kıpırdandı.

"Siyaseti düşün." dediğinde neredeyse haline ağlayacaktı. "Ekonomiyi düşün." diye devam etti. "Kültürleri düşün." dedi, "Ne bileyim müzik ve sanatı düşün."

Nefes aldığında ciğerlerinin sıkıştığını hissettiği, onu kendi evinde, odasında, yatağında yavaş yavaş boğan ağır bir karanlıktı bu. Bu ka­ranlıkta nefes almak yoktu.

"Her şeyi düşün." dedi, "Ama onu düşünme."

Parmak uçları onu düşünmekten ağrıyan başının iki yanına gelip sıkıca bastırdı, "Bu gece olmaz." diye devam etti kendi kendine konuşmaya. "Sonraki geceler de olmaz."

Neredeyse elinden elma şekeri alınmış bir çocuk gibi için için ağlamak istiyordu fakat bu da onun bir diğer sırrından başkası değildi.

BANA AŞIK ÖL Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin