Nightcore | TK

3•Enerjilerimiz

Bana Jeongguk diye seslenmesi ona daha çok sinir olmamı sağlamıştı. Bu ismi babam tarafından sıkça duyardım  ama ölmem gereken gereksiz bir varlık olduğumu söyledikleri zaman...

"İsmin jeongguk değil."diyerek bugün 2.kez belli etmiştim bu ismi sevmediğimi.

Bay Kim ise aramızda azalan mesafeyi arttırmış ve yüzüme saçma bir sırıtmayla bakmaya devam etmişti. "Neden ismin bu değil mi? Kişisel dosyalarına bakarken görmüştüm."

Aklıma dolan anılarla sıkıntılı bir nefes vermiştim fakat içimdekilerin aksine gülümsemeye devam ediyordum. "Bay Kim inanamıyorum size, çok profesyonel biri olduğunuzu duymuştum oysa."

Benim dalgayla karışık gülerek söylediğim cümleye karşı o tek kaşını kaldırmış cevap bekliyordu.

"Benim sahne ismim Jungkook. Bende işime çok önem verdiğim için günlük hayatta da bu ismi kullanıyorum." Uydurduğum yalan karşısında kendimi gerçekten tebrik etmek istemiştim.

Fakat onun yüzündeki sorgulayıcı ifade gitmemişti.

"Madem işini seviyorsun, neden tüm hocalarını kaçırmaya çalışmışsın bu zamana kadar?"

Başımı eğip kısık bi sesle kıkırdadım. Bu bir nevi cevap vermek için kısa bir oyalanma bahanesiydi.
Aklıma gelen ilk cevabı vermeyi seçmiştim.

"Dans etmeyi gerçekten seviyorum ama ailemin seçtiği hocalarda o tutkuyu bulamadım," Dedim ve "Sizi de gördüğüm ilk an enerjilerimizin uyuşmadığını anladım." Diye eklemeyi de unutmadım.

Dediklerime yapmacık bir şekilde gülümseyip 'hmm' diyerek başını sallamıştı. İnanmadığını anlamak zor olmamıştı ama bunu umursamamıştım.

"Oysa ben enerjimizin mükemmel bir şekilde uyacağını ilk andan beri hissettim, Jeon."

O an kendimi tutamayıp sinirlenmiştim. Bir enerjim olabilseydi uyuşma şansıda olabilirdi.

"Enerjilerimiz mümkünse başka bir evrende falan uyuşsun Bay kim, şahsen bir enerjim olabilmesi için sizin defolup gitmeniz gerek de."

Ben sinirimi tutamayıp patlarken onun karşımda gülmesi üzerine kendimi üstüne atlayıp boğmamak için zor tutmuştum. Babamın yapacaklarını bilmesem yapardım da.

Sinirden kızaran yüzümle onu izlemeye devam ediyordum. Bay kim kahkahalarını azaltarak soluklanmak adına hafifçe eğilip ellerini dizine koymuştu.

"Sinirlenince bu kadar tatlı olan birini daha önce görmemiştim."

Bu dediği şey sinirimi daha çok bozarken, bu tavırları karşısında kendimi daha fazla tutamazdım. Bu yüzden etrafa biraz baktıktan sonra sehpanın üzerinde duran sürahiyi, aklıma gelen ilk şeyi yaparak başından aşağı dökmeye çalışmıştım.

Sinir bozucu kahkahası sonunda dururken elleriyle beni uzaklaştırmaya çalışmıştı. " Tanrım ne yapıyorsun.Dur!" diyerek ellerini önünde siper etmek için kaldırmıştı.

Benden uzun olan boyu dolayısıyla hafifçe parmak uçlarıma çıkıp suyun tamamını dökmeye çalışıyordum fakat suyu asla tamamen boşaltmıyordum.

Artık dayanamayacak olmuştu ki bileklerimi uzun parmaklarıyla kavrayıp beni durdurmaya çalışmıştı.

"Tatlı kimmiş göstereceğim sana. Görürsün sen!."diyip bileklerimi ondan kurtarmaya çalışıyordum. Sadece çalışabiliyordum çünkü elleri asla bırakmayacak gibi güçlüydü.

Parmak uçlarımda durduğum için yavaş yavaş gücümü kaybediyordum. Ayrı olarak Bay Kim'in sıkıca kavradığı bileklerim yüzünden dengem gittikçe bozuluyordu.