Cellat

5.5K 54 14
                                    

-"Sabah-sabah noluyo yaa? Mızmızlanarak son defa çalıyomuş gibi çalan telefonumu açtım
-"Alo?"

-"Doğummm günün kutlu olsun aşkımmmmm. İyi ki varsın Şafak, iyi ki hayatımızdasın dasın. Hepimiz sana mutlu yıllar diliyoruz"
Ah tabi kaç gündür kızlara doğum günüm için hazırlanmalarını söylüyorum şimdi ne diye söyleniyom. Gerçekten bazen kafam gidiyor.
-"Ya kızlar siz bitanesiniz. Asıl iyi ki siz varsınız."
-"Kuzum kalk hemen hazırlan kahvaltıyı dışarda yapalım ordan da kuaföre gidelim çok işimiz var çok.."
-" Tamm öpüldünüz hepiniz."

Telefonu kapattım yerimde doğruldum hiç bir zaman uyandığımda yerimden kalkmazdım biraz yatakda oturur penceremden dışarı bakardım. 21Aralıkdı bugün. Dünyaya geldiyim gün. Havaların soğuk olması gereken bi mevsimde doğmuşdum. Ama her 21aralıkta gökyüzünde parlayan güneş işıkları penceremden odama dalardı içeriyi, içimi sımsıcak ısıtırdı. 18 oluyodum. Kendi ayaklarım üzerinde duracak yaş. Aslında hiç bir zaman küçük kız gibi değildim. Babam büyütmüşdü beni.

Annem bırakıp gitmişti beni 3 yaşım olduğunda. Yüzünü bile hatırlamıyorum. Belki de o yüzden küçük kız çoçuğu gibi değildim. Babam aslında o kadar nazımla oynardı, bir dediyim iki yapmazdı. Her kararımda arkamdaydı. Üniversiteye başladıktan sonra ayrı ev istedim oysaki hiç gerek yoktu kabul etmişdi. Bir gözü hep üstümdeydi ama bunu bana belli etmezdi beni her zaman desteklerdi. Ama işte bir yanım eksikti -anne sevgisi. O yüzden ne olgundum ne çoçuktum. Arafdaydım.

Birde canımdan çok sevdiyim ailem gibi, kardeş gibi gördüyüm arkdaşlarım vardı: Naz, Su, Hazal, Ceyda. Çok seviyordum onları e tabi onlarda beni. Su,ben ve Ceyda ilk okuldan tanışıyorduk bugüne kadarda yediğimiz içtiğimiz ayrı geçmezdi ne şanslıyız Universteni de aynı yılda kazanmıştık. Aynı bölümdeydik.

Hazal və Naz isə universteden arkadaşlarımızdı. En küçük bendim. En büyüğümüz Ceyda. Bu arada ultrazeka olduğum için Universteyi 17'me 4 ay kala kazanmışdım yani 16 da denile bilirdi. 2 ci sınıfdaydım şu an. İlk okula da 5 yaşımda başlamışdım.

"Ne kadarda çok konuştun Şafak'cım kalk da hazırlan!" İç sesimi dinledim ve önce banyoya gitdim güzelce duş aldım sonuçta doğum günü kızıydım ben. Hazırlandım üzerime rahat bir şeyler giyindim kahvaltı yapıcaktık sonra da kuaföre.



Aynada kendime baktım çok güzeldim. Hafif balık etliydim ay aman kimi kandırıyorum ki hafif değil balık etliydim. Ama fiziğim çok güzeldi. Yüzümde güzeldi ama fiziğim ayrı bi güzeldi. "Abart ya biraz da fozoğom fozoğom fozoğom" iç sesime göz devirdim ve odamdan çıktım.

Aşağı indiyimde babam kahvaltı yapıyordu ona kocaman sarıldım ve sulu bir öpücük kondurdum yanağına.
-"Günaydın babacımmm."
-"Günaydın prensesimmm." Dedi sıcak gülümsemesiyle sonra elini cebine attı ve bir kutu çıkardı.

-"Buda dünya tatlısı kızıma benden doğum günü hediyyesi." dedi ve ayağa kalktı kutuyu bana uzattı.

Kutuyu açmamla babamın koynuna atlamam bir oldu. Anahtardı. Araba almıştı. Ya da ben mi öyle anladım? -"Babaa?" dedim şaşkın şaşkın.
-"Eee kızıma söz verdim 18i olunca araba alıcaktım. Kaldı ehliyet onu da sen al artık" dedi gülümseyerek. Yine ona sarıldım.
-"Çok teşekkür ederim iyi ki benim babamsın. Beni hep mutlu ediyorsun. Hiç bir zaman üzmedin beni ne dolaylı yoldan ne de bilerek." Gözlerim dolmuşdu ağlıcaktım. Babam bunu anlamış olmalı ki.

-"Heyy şişşt bak sakın ağlama beni de ağlatma. İyi ki doğdun kızım seni asla bu hayatda yalnız bırakmıcam hep yanındayım ömrüm yettiği kadar, hiç kimse sana zarar veremicek buna izin vermicem!" dedi. Sarıldı və başımdan öptü.

Küçük arsız kızım 18+Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin