8.Ɓölüm

246 9 0
                                    

Kapının çalmasıyla ayağa kalkıp kapıyı açtım.

"Hoşgeldin."
"Hoşbuldum"

Ayakkabısını çıkartıp içeriye girdi,derin bir nefes alıp olayı nasıl anlatsam diye düşünüyordum.
"Yaralanmadın değilmi?"
"İyiyim,senin konuşacağın konu neydi"
Elimle oturmasını işaret edip kendimde oturdum.

"Direkt uzatmadan konuya gireceğim,eski sevgilim arıyor beni"

Gözlerini gözlerini kilitleyip dikkatle dinlemeye başladı.

"Beni rahatsız ettiği için ona sevgilim var dedim,korksun diye"
"Rahatsız etmeye devammı etti?"
"Evet,birde oraya gelirsem seni ve sevgilini oraya gömerim dedi..bende şikayet ettim."
"Gelsinde ben onu bir gömeyim bu toprağa"
"Senide rahatsız ederse diye anlattım,yanlış anlama yardım falan istemiyorum"
"Bak,birinden yardım istemek güçsüzlük değildir."
"Evet ama kendim halledebilirim"
"Rahatsız ederse söyle çekinme"
"Peki"

Boş boş halıyı izlemeye başladı,konuşacak konu bulamıyordum şuan.

"Ee doktor hanım bugün izin gününüz ise bir kahve içmeye gitmek isterim"

"Çok isterdim ama arkadaşım içeride dün başına kötü bir olay geldi onu yalnız bırakmak istemiyorum."

"Hayırdır kötü birşey olmadı inşallah?"
"Uzay mühendisi kendisi,nasada çalışıyor."

Hayretle dinlemeye başladı.Gerçekten çok güzel bir mesleği var,vardı.

"Ama iftira atmışlar üzerine o yüzden bir kaç sorun çıkmış,kovulmuş"
"Anladım,çok üzüldüm onun adına"
"Bende üzülüyorum destek olmak istiyorum ama ne yapacağımı bilmiyorum"
Konuşurken telefonumun çalmasıyla duraksadım.Aran arıyordu yine.
"Eski sevgilinmi?"

Başımı onaylar gibi salladım.
"Hoperlöre alsana"

Telefonu açıp hoperlöre aldım ve konuşmaya başladım;
"Ne var arama demedimmi ben sana"
"Sesini özledim güzelim,buluşmak isterim bugün"

Gökalp'in dişlerini sıkmaya başladığını gerilen çene kasından anlayabiliyordum.

"Ne buluşması ya?Rahat bırak beni şerefsiz!"
"Bana bak doğru konuş benimle o ağzını-"
"Hiçbir şey yapamazsın"diyerek telefonu kapattım.

"Bu kendini ne sanıyor eflal?"
"Bilmiyorum kendi kendine barışmış gibi davranıyor."
"Bir sana dokunmaya çalışsında si-"
"Gökalp!"
"Tamam sustum"

Bu seferde onun telefonu çalmaya başladı.

"Efendim Fatih?"
Ne duyduysa korkuyla ayağa kalkıp kaşlarını çattı.

"Ne demek şehire indiler!Tamam bekleyin geliyorum."

Hızla telefonu kapatıp bana döndü.
"Birşey söyleyeceğim ama korkmayacaksın"
"Noluyor!"
"Teröristler şehire inmiş insanlara zarar veriyorlarmış,bak sakın dışarı çıkmıyorsun"
"Benim hemen hastaneye gitmem gerekiyor!"
"Eflal saçmalama izin günün değil mi otur evde sakın dışarı çıkma"
"Saçmalayan sensin benim şuan hastaneye gitmem gerekiyor"
"İnat etmeyi bırakmayacaksın değilmi"

Yüzüne boş bir ifade ile baktım,bir an önce gitmesi gerektiğini hatırlatmama gerek varmıydı?

"Sen git ben bakacağım bir çaresine,hadi!"

Kafasını sallayıp hemen ayakkabılarını giyip çıktı.

♡☆

"Almira,almira"
"Noldu eflal niye uyandırdın"

Yatakta dikleşip suratıma baktı anlamaya çalışır gibi.

"Benim hastaneye gitmem gerekiyor terörisler şehre inmişler insanlara zarar veriyorlarmış sakın dışarı çıkma"
"Sen nereye gidiyorsun?"
"Hastahaneye gitmem gerekiyor"
"Kendine dikkat et eflal"

Son kez sarılıp hemen üstümü giyip evden çıktım,almiranın arabasına binip hastaneye doğru yola koyuldum.

☆♧

Hastaneye girdiğimde büyük bir kargaşa vardı.Mine hemen yanıma gelip olayın raporunu verdi;
"Yaralı var ağır yaralı yok hocam"

Hemen yaralarılara pansuman yapmaya başladık.İçlerinde çocuklarında olduğu kişilere zarar vermişlerdi.
Bir çocuğa pansuman yaparken minenin aramasıyla panik sardı içimi.Umarım kötü birşey yoktu.

"Ne oldu mine"
"Hocam bir hasta girişte sorun çıkarıyor,sizin şuan muayene ettiğiniz çocuğu istiyor"
"Kimi oluyor çocuğun"
"Babası olduğunu söylüyor"
"Tamam kapat geliyorum"

Çocuğa dönüp gülümsedim.
"Beni biraz bekle hiçbir yere kaybolma tamammı"

Çocuk kafasını sallayınca odadan çıkıp hızlı adımlarla girişe doğru ilerledim.

"Sorun ne beyefendi?"
"Çocuğumu verin!"
"Çocuğunuz olduğuna dair bir kanıt varmı?"
"Ne demek kanıt lan benim çocuğum o"

Adamın ceketinin içinde gördüğüm silahla masum biri olmadığını anladım.

"Tamam ben getiriyorum çocuğunuzu"

Tekrar çocuğun olduğu yere dönerken gökalpi aradım.

"Alo?Bir sorunmu var eflal"
"Gökalp hastaneye bir adam geldi ceketinin içinde silah var masum birine benzemiyor ve şuan muayene ettiğim çocuğu istiyor"
"Sakın verme oyala adamı geliyoruz hemen"
"Tamam."
"Kendine dikkat et eflal"

Telefonu kapatıp çocuğa gülümsedim.
"İçeride baban var seni ona götürmemi istermisin?"
"Lütfen götürme!Ben ondan kaçtım"
"Tamam sakin ol asker abileri çağırdım ben birşey olmayacak"

Çocuğu elinden tutup girişe doğru götürdüm.Bir aksilik çıkmaması için arkama alıp çocuğu konuşmaya başladım;

"Sakın korkma tamammı?"
"Abla verme ona beni"
"Vermeyeceğim sakin ol"

Adama dönüp konuşmaya başladım;

"Çocuğunuzun tedavisini bitirdikten sonra teslim edeceğim bu halde bırakamam"
"Bana bakın doktor hanım benimle oynamayın verin şu çocuğu bana"
"Tedavisi bittikten sonra vereceğim-"

Cümlemi bitiremeden adam silahını çekip bana doğrulttuğunda yalan yok korkmuştum.Ama bunu adama belli etmeye hiç niyetim yoktu.

"Bakın silahı indirin lütfen çocuk korkuyor"
"O çocuğu ver yoksa vururum seni!"

Birşey diyecekken Gökalp ve tanımadığım birkaç asker girişten içeri girip adama yaklaştı.
"Yaklaşmayın sıkarım!"
Adam anlayamadığım bir şekilde çocuğu arkamdan alıp başına silahı doğrulttu.
"Çocuğu bırak!"

Diye bağırsamda beni dinlememişti.Bütün askerler silahını çekmişti yinede korkmuyordu.
Gökalp yanına gelmem için işaret yapsada çocuğu bırakamazdım.

Çocuk bana bakıp yalvaran gözlerle baktığında dayanamadım ve yaklaşmaya başladım,adam bu sefer silahını tekrar bana doğrultmuştu.
"Uzak dur!"
"Bırak çocuğu tedavi edeyim geri vereceğim"
Vermeyeceğimi ikimizde çok iyi biliyorduk fakat bir umut kanar diye düşünüyordum.

"Aynen kesin verirsin,uzak dur vururum!"
Yavaş adımlarla yaklaşırken arkamdan bir ses bağırdı;
"Eflal uzak dur!"

Dinlemeden yavaşça yaklaşmaya devam ederken çocuk adamın dizine tekme atıp bana doğru koştu.Adam bir kaç saniye sendelesede askerler müdahale edemeden silahından bir mermi sesi çıktı.

Ve o an dünya durdu benim için.Gözlerime bir perde inmişcesine bulanık görmeye başladım,son kez gökalpin adamı vurup bana doğru koşup bağırdığını hatırlıyordum.

"Eflal!"







ŞifamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin