"Aptal nasıl beni bu kadar perişan edersin!"
Saatlerdir oturmuş Gökalp'e sövüyordum,ama itiraf etmeliyim ki bunu bile özlemiştim.
"Özür dilerim.."
"Hani söz vermiştin,beni bırakmayacaktın!"
"Anlatacağım sana sakinleşmeni bekliyorum Eflalim.."Derin bir nefes alıp verdim,sakin olup dinlemem gerekiyordu.
"Anlat."
"Sözümü hiç bölme tamam mı güzelim?"
"Tamam.."Benim gibi derin bir nefes alıp verdi,sonrasında konuşmaya başladı.
"Görev içindi,gizli bir görevdi bu yüzden ölmüş gibi gösterildim."
Boğazım düğümlendi,bu zamana kadar kandırılmış mıydım?
"Ben evleniyorum farkındasın değil mi?"
"Olmayacak öyle birşey."
"Nasıl olmayacak,ben ne diyeceğim Poyraz'ın ailesine!"
"Eflalim,güzelim.."
Saçlarımı okşamaya başlayınca yumuşamıştım,yemin ederim ki üç yıldır bulamadığım huzuru bulmuştum kollarında."Gökalp ne yapacağımı bilmiyorum."
Bilmiyorum,Poyraz'a ihanet olurdu onu bırakıp gitmem ama bir yandan da Gökalp'e deli gibi aşıktım.
"Ney nasıl olacak Eflal,keyfimden terkedip gitmedim seni!"
"Bağırma.."
"Bağırtma o zaman!"Biliyordum,ilk gördüğümden beri Poyraz konusunda anlaşmazlık yaşayacağımızı biliyordum.
"Gökalp bir anda geldin ne yapmamı bekliyorsun!"
"Ne yani,bitti mi ilişkimiz bunu mu ima ediyorsun?"dediğinde derince yutkundum,bitmişmiydi bende bilmiyordum.
"Gökalp bilmiyorum."
"Bil o zaman!"diye resmen kükrediğinde oturduğum banktan sıçramıştım,korkuttuğunun farkında değil miydi?Dışarıdan gelinliği ile bankta oturmuş,makyajı ağlamaktan dağılmış ve yıkılmış bir kadın gibi gözüküyorum.
Elini sakalını okşamak için kaldırdığında bana vuracak sandım,gözümü hafif kapatıp yana kaydım,yapmaz olaydım.
"Sen ne yaptın?"
"Birşey yap-"
"Sen benden mi korktun!"
Tekrar bağırdığında sabır dilercesine göğe baktım,derin bir nefes alıp vermeye ihtiyacım vardı.
"Eflal gözlerime bak!"
Gözlerine baktığımda kahverenginin en koyu tonu yerleşmişti gözlerine."Eflal benim sana vurabileceğimi mi düşündün?"
"Refleks olarak old-"
"Sen böyle değildin.. "
Anlamsızca yüzüne baktım,değiştiğimi mi ima ediyordu?
"Ne diyorsun Gökalp?"
"Sen benden korkmazdın,ne oldu sana?"Gözlerimden son bir damla yaş geldi, yıllar önce yaşadıklarım önümden film şeridi gibi geçti.
Sene 2019
"Aran bırak yemin ederim sana ben sarılmadım o bana sarıldı!"
Karnıma yediğim ikinci darbe ile sarsıldım,yer kan içinde kalmıştı.
"Beni aldatırsın demek sen!"
Saçımı kökünden öyle bir tutuyordu ki kopacağına emindim.[Günümüz.]
"Gökalp sakin kafayla konuşalım."
"Eflal bana anlatamadığın birşey mi var güzelim?"
Önüme çöküp ellerimi tuttuğunda hangi duyguları yaşadığımızı kavrayamıyordum,kavga mı ediyorduk yoksa aşk mı yaşıyorduk?
"Yok Gökalp."
"Eflalim biliyorum bir anda çıkıp geldim,kabullenmesi zor bir durum farkındayım."Bir anda çıkıp gelmişti,ne tepki vermeliydim?
"Gökalp özür dilerim öyle bir tepki verdiğim için."
"Sorun değil,Eflal bana yemek yapsana."
Hisretik bir şekilde kahkaha attığımda herkes bana deliymişim gibi bakıyordu.
"Ben sana yemek yapayım?"
"Evet."
"Zehir yemiş olursun."dedim hafif sırıtarak.
"Ellerinden zehir bile yerim."☆☆☆
Herşey o kadar garip ilerliyordu ki şuan evimde Gökalp'e yemek yapıyordum.
Ya da yapmaya çalışıyordum.
"Gökalp bu patates soyulmuyor ya!"isyan ederek bağırırken beni gülerek izliyordu.
"Sen soymadan yap ben yerim."
"Öyle olmaz ki ama."
"Sen yap olur."
Patates salatası yapmak bu kadar zor olmamalıydı.Bittiğinde Allah affetsin kötü bir yemeğe dönüşmüştü.
"Gökalp gel dışarıdan söyleyelim."
"Eflal senin yaptığın yemeği yiyeceğim."
"Gökalp vallahi kötü oldu-"
Sözümü dinlemeden tabağı alıp yemeğe başladı.Mimiklerini incelerken hiçbir iğrenme ifadesi yoktu.(Yarım saat sonra.)
Telefonum çalınca gizlice odaya gidip kısık sesle konuşmaya başladım.
"Poyraz sonra konuşalım-"
"Beni bırakıp gittin Eflal,bir açıklamaya ihtiyacım yok mu?"dedi kırgın sesiyle.
Haklıydı fakat benim sevgilim gelmişti,ne bekliyordu ki?
"Özür dilerim,Poyraz bak ben hala yaşadığım şoku atlatamadım,sakin kafa ile ko-"
"Konuşmaya gerek yok eflal senin sevdiğin o,ben değilim."Biraz duraksayıp sözlerine devam etti.
"Sevdiğinle ol miniğim."
Telefon kapandığında dona kaldım,böyle bir tepki beklemiyordum.Gökalp'in en başından beri orda olduğunu farkedince irkildim.
"Neden gizli konuşuyorsun ki?"
"Neden uyumadın Gökalp?"
"Seninle uyumak istedim."
Gamzelerimi hafif çıkartıp onunla beraber uyumaya gittim,huzur onunlaydı.☆☆☆
"Eflal birşey sorabilir miyim."
"Sor."dedim başımı göğsünden hafif kaldırarak.
"Saçların..eski haline dönsün mü?"
Kızıl değildi saçlarım,siyaha bürünmüştüler.
"Dönsün mü?"dedim onun gibi.
"Dönsün,ben kızılıma çok aşığım."
"Siyah saçlı halime aşık değil misin?"dedim kaşlarımı çatarak,tabiki dalga geçiyordum.
"Aşığım ama kızıl halin benim için çok ayrı kızılım.."Gülümseyip tekrardan başımı göğsüne yasladım,çok ayrı bir histi bu.
Sevdiğin insanla olmak kendinizi öyle iyi hissettiriyordu ki,hatalarını bile unutuyorsun."Kızılım bir daha asla seni bırakmayacağım,bundan emin olabilirsin."
"Sen beni bırakmadın ki,sadece görevini yaptın."Yattığımız yerden doğrulup gözlerimin içine bakmaya başladı.
"Eflal biz evlenelim mi?"
"Bunu yatakta mı teklif ediyorsunuz asker bey?"
"Hayat o kadar garip ki,ecelin ne zaman geleceği belli olmuyor doktor hanım."
"Düşünmem lazım,sonuçta ben hala evli-"dalga geçtiğimi farketmemiş olsa gerek kahverengi gözleri koyu bakıyordu.
"Sen evli falan değilsin Eflal."Biraz duraksayıp devam etti sözlerine;
"Sen benim kızılımsın,benim eflalimsin,benim güzelimsin."☆☆☆
Yavaş yavaş finale gidiyoruz,yeni bir kitap yazıyorum yakında yayınlayacağım.Onu da okursanız çok sevinirim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şifam
Historia CortaBen insanların ruhuna şifa veriyordum fakat unuttuğum bir nokta vardı.Benim ruhuma kim şifa verecekti?-Doktorun ve üstteğmenin hikayesini ele alır.