20.Ɓölüm

121 9 0
                                    

"Esra,sen bir dursana."
"Ne var?"

Benim sinirlenmem için elinden geleni yapıyordu ama sakinim.
"Sen nasıl hastaneyi bırakıp randevuya gidersin!"
"Sanane sana hesap mı verecektim."
"İyi misin sen ya?"
"İyiyim canım."
"Seninle uğraşmayacağım,terbiyesiz"

Arkamı dönüp tekrar acile dönecekken Gökalp'in annesini gördüm,ne için gelmişti ki?
"Aaa esra kızım nasılsın?"
"İyiyim Sevgi teyzem sen nasılsın?"
"Bende iyiyim kuzum."

Beni görmezden mi geliyordu?

"Oğlum görevden dönünce sizi tanıştırayım ben,maşallah pek de güzelsin."
"Yaa."
Esra gözlerini kısıp bana alayla baktı,ben bunu döverim.
Gözlerimi devirip Gökalp'in annesine doğru dönüp gülümsedim.
"Merhaba."
"Sana da."

Sabır ya,ne zararım vardı ona?
Birşey diyecekken Gökalp'in aradığını dönüp biraz onlardan uzaklaştım.
"Alo,iyisin değil mi bir yerine birşey oldu mu yoksa dönüyormusun?"
"Nefes al güzelim."
"Sorularımı cevaplasana!"
"Hangisini?"
"Hepsini!"
"İyiyim dönüyorum güzelim."

Derin bir nefes alıp verdim,Esra'dan rahatsız olduğumu söylemeli miydim acaba?
"Sen sustuğuna göre birşey olmuş?"nasıl beni anlıyordu bende bilmiyordum.

"Annen geldi,Esra ile seni tanıştıracakmış."
"Esra kim ya?"Yalan yok hatırlamaması hoşuma gitmişti.
"Hastanede konuşmuştun ya çok güzel kumral bir kız hani hatırlarsın sen.."
"Niye hatırlayayım benim kızılım varken.."
"Ya."

♡☆

Çok şükür bu aralar da fazla nöbetim olmuyor,zaten az doktor vardı bütün iş bana kitleniyordu.
Bahçeden çıkıp bir taksiye bindim,evet hala bir arabam yok.
Yolu tarif edip telefonumda gezinmeye başladığımda beynime kan sıçardı,Gökalp'in annesi Esra ve Gökalp ile çekindiği fotoğrafı paylaşmıştı!

Daha bugün konuşmuştuk ya insan bir iki gün bekler.
Hemen rehbere girip Gökalp'i aradım,açma da bitireyim ben seni.
"Efendim güz-"
"Güzelim deme bana!"

Taksiden inip sinirle eve girdim.
"Noldu-"
"Sus konuşma!"
"Noluy-"
"Salak,aptal,mal!"

Anahtarımı çıkarıp içeri girerken argo kullanmaya devam ediyordum,hakediyordu.
"Güzelim noluyor anlamıyorum."
"Bok oluyor."
"Senin ağzına argo yakışmıyor yavrum."
"Esranın yakışıyordur git ondan dinle."
"Konu oraya nasıl geld-"
"Ne güzel evlenirsiniz annen de çok sevmiş zaten iki tane de çocuğunuz olur oh mis."
"Güzelim sen dışında kimseden çocuğum olama-"
"Sonuçta ben anne olmam biliyorsun ondan olur annen de çok mutlu olur zaten."

Annesi onu daha çok sevmişti ne güzel çocukları olur torun verirlerdi annesi de memnun olurdu işte.
"Salak salak konuşma Eflal."
"Dimi bence de salak salak konuşmayayım direkt konuya gireyim-"
"Eflal bu konuşmanın sonu nereye varıyor anlayabiliyorum,lütfen devam etme."
"Yok yok konuşayım,annen beni hiçbir zaman beğenmeyecek çünkü evlenemeyiz,çocuğumuz olamayacak."

Bunlar gerçeklerdi,ben evlilikten korkuyordum,çocuğumun olmasından,bakamamaktan korkuyordum.Annesi beni asla istemeyecekti hatta belki de Gökalp bile soğuyacaktı benden.

"Eflal yapma."
"Ben yaralı bir kızım Gökalp,bana sabır edemezsin,bıkarsın."
"Sana yemin ederim ki senden asla bıkmam."
"Cenaze taşımak gibi içimde ölü bir ruh taşıyorum Gökalp yoruldum.."
"Bana yaslan yorulduysan,ben sana ilaç olurum.."

Ben konuşmadım,o konuşmadı ama sanki ruhlarımız telefonlardan ötede konuşuyordu.
"Eflalim,sana yaşayamadığın her şeyi yaşatabilirim.."
"Ağlamadan anlatabileceğim bir çocukluğumun olmasını isterdim,yapabilir misin?"

Ses gelmedi,gelmezdi.Bazen diyordum ki kendime keşke  doğarken ölseydim.

"Eflal sana gelebilir miyim?"
"Gökalp anneni dinle,anneni üzme.. "
"Eflal,benimle evlenmeni istiyorum annemle değil!"
"Bilmiyorum çıkmaz da hissediyorum,Esra ile daha mutlu olabil-"
"Başlatma Esra'ya,o kim ya tanımıyorum annem kırılmasın diye çekindim ona karşı bir şey hissettiğim için değil!"

Ben sustum,o konuşmaya devam etti,keşke sussaydı.
"Bazen kafan da o kadar kuruyorsun ki bunalıyorum!"
"Seni.."dedim titreyen bir sesle.
"Seni bunaltıyor muyum?"dedim titrek sesimle devam ederek.

"Eflal öyle demek isteme-"
Telefonu suratına kapattım,bunaltıyordum herkesi doğru.
Bu gün içim bir kez daha eksildi,bu kez beni gerçekten kırmıştı.Hayat bazen bazı insanlara karşı çok kırıcı olurdu.

Gökalp arıyor...
Kapattım.
Gökalp arıyor...

Gözlerimden yaşlar akmaya çoktan başlamıştı bile.
Kendi kendime konuştum.
"Arama,dayanamam açarım.."
Açardım,vicdanıma tüküreyim açardım.

Gökalp arıyor..
Arama yapma bunu bana.

♡☆

Birisi alacaklı gibi kapıyı çalarken yerimden bile kıpırdayamıyordum,sanırım çok fazla ateşim vardı.
"Eflal!"
Gökalp'in bağırmasıyla titreyen bedenimi durdurmaya çalıştım,olmadı kalkamadım ayağa.
"Eflal aç ne olur güzelim!"
Açabilsem açardım,açamıyordum.
"Eflal ses ver yoksa kapıyı kıracağım!"
"En azından iyiyim de!"

Değildim,bok gibi hissediyordum.
"Kapının arkasındaysan çekil!"
Demesiyle kapının kırılması bir oldu.Bütün odalara baktığını duyuyordum.
Son olarak benim odama tereddütle girdi.
"Eflal,müsaitsin değil mi?"
Ağzımdan onaylar manasında sesler dışında birşey çıkmadı.
"Eflal yanıyorsun,kalk hastaneye gidiyoruz."
"İstemiyo-"
"Eflal."dedi uyaran bir sesle.Bırak hastaneye gitmeyi şu odadan diğer odaya giderken düşüp bayılırdım.

"Benim yüzümden oldu değil mi,özür dilerim özür dilerim.."
Dedi saçlarımı okşarken,hayır salak gibi ağlamam yüzünden olmuştu.
"Senin suçun değil."dedim son kalan enerjim ile.
"Hastaneye gidiyoruz güzelim."

♡☆

Gözlerimi hafif hafif açtığımda hastane odasındaydım,başımda da Gökalp vardı.
"Gökalp?"
"Serumun birazdan biter çıkarız güzelim."
"Teşekkür ederim.."
"Bir daha ağlama,gözyaşlarında boğulurum.."

Konuşmayıp yeri izlemeye başladığımda,gözlerimin içine baktığını hissediyordum.
"Gözlerimi neden izliyorsun?"dedim merakla.
"Gözlerini ömrümün sonuna kadar izlerim."

ŞifamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin