medyadaki Jungkook'un resmini çok seviyorum
bu fic sanırım mutlu son olamaz gibi ama angst yapmayacağım hakkında söz verdim...
🌘
Kırık camdan giren kar taneleri ile gözünü açtı küçük beden. Birbirinden güzel taneler göz kapaklarında, kirpiklerine yerleşiyordu. Kısa kirpikler kar tanelerinin ağırlığını kaldıramayıp kapanıyordu. Kollarını bedenine sardı yavaşça, soğuk rüzgardan etkilenmişti. Yılın ilk karına böyle bir zamanda, mekanda denk gelmesi küçüğü üzmüştü. Çünkü hapis edildiği bu şaşalı malikânede kendini asla güvende hissetmiyordu. Arkadaşlarını evini özlüyordu.
Sahi arkadaşlarına ne olmuştu? Bu soruyu birkaç gündür kendine soruyordu ama cevap bulamıyordu. Onların zarar gördüğü düşüncesi sadece üzülmesine neden oluyordu.
Peki ya Namjoon? Ondan günlerdir haber yoktu. En son Jungkook onu kazan dairesinde yakaladığı an bir şeyler söylemişti. Namjoon'un ölümüne sebep olduğunu sözleriyle ima etmişti. Jimin pancereden içeri yağan kara bakarken Namjoon'un silüetini görür gibi oldu. Sanırım artık delirmenin eşiğindeydi.
Duş aldıktan sonra Ryujin sorgulamadan Jimin'i giydirmişti, tekrar o kalın zincirleri takıp odaya mahkum hâle getirmişti. Ardından tek kelime etmeden odadan ayrılarak Jimin'i bu hapishaneye benzeyen odada bir başına bırakmıştı. Jimin o kadına karşı tuhaf şeyler seziyordu. Sanki daha önce bir yerlerde karşılaşma ihtimalleri var gibiydi. Yüz siması tanıdık gelmişti.
Dizleri ve elleriyle sürünerek yatağın ucuna geldi.
Yatakta yatmayı çok istiyordu ama bileğindeki bu zincirler bu istediğine açıkça engel oluyordu. Niye böyle bir işkenceye maruz kaldığını anlamıyordu. Jungkook'u hayatında ilk defa o okulda görmüştü. Sebepsiz yere Jungkook kendisine hep kötü davranmıştı. Hiç bir suçu yokken hem de.Zaten o bir seri katildi. İyi davranmasını beklemesi saçmalıktı ama bizzat kendisine daha kötü davranması şüpheye çekiyordu.
"Uyanır uyanmaz bu kadar düşünmek sağlığa zararlıdır küçük fare." o tanıdık kadın sesini duyunca anında bakışlarını kapıya çevirdi.
Ryujin elinde yemek tepsisi ile dikiliyordu. Jimin burnuna gelen sıcak ve baharatlı yemek kokusunu aldığında bir rüyada olduğunu düşündü. Ryujin Jimin'in bu şapşal hallerine kıkıkırdadı, çocuğun günlerdir tek bir lokma bile yemediğini bildiğinden fazla beklemedi ve tepsiyi Jimin'in önüne bıraktı.
Jimin önündeki büyük kase çorbaya ve dilimlenmiş ekmeklere baktı. Gözlerine yaşlar dolmuştu, artık yemek yemek istiyordu. Buraya geldiğinde kendine verdiği sözü tutmayacaktı artık. Asla yemek yememek için söz vermişti kendi kendine.
Ekmekten bir parça kopararak ağzına attı. Ryujin onun yediğini gördüğünde tuttuğu nefesi dışına verdi ve Jimin'in karşısına geçip bağdaş kurup oturdu. Jimin hafifçe başını yemekten kaldırıp onu kontrol etti. Yine siyahların içindeydi, takım elbise giymeyi seviyordu anlaşılan çünkü yeni bir takım giyip gelmişti.
"Bana bakma çorba soğuyacak." diye uyardı Ryujin onu kalın sesiyle. Jimin başını tamam anlamında sallayarak yemeye devam etti.
Ryujin Jimin'in iştahla yemek yemesini seyrederken derin düşüncelere dalmıştı çoktan. "Jungkook haklıymış." Dedi dışından söylediğini bilmeden. Jimin tek kaşını kaldırarak ona baktı. Ryujin hatasını fark edince sessizliğe büründü.
"Hangi konuda haklı tam olarak?" diye sordu Jimin pervasızca. Bir anda Jungkook'un haklı olduğunu söylemesinin nedenini merak etmişti. Ryujin bir kez olsun ileriyi düşünmek istememişti. Karşısında ona bu denli merak ve saf niyetle bakan çocuğa karşı koymamıştı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Litte Mouse ٭ Jikook ✓
FanficJeon Jungkook kendi kurduğu örgütüyle saldırdığı okullardan belirli sayıda öğrenci ve öğretmen katlediyordu. Asıl amacını kimse bilmiyordu fakat ne kadar darbe yerse yesin Jungkook'a karşı çıkan sıradan bir öğrenci tüm amacını öğrenmişti. Bu saldırı...