The Lovers ♡

6.8K 172 60
                                    

Merhaba,
Yine bir bölüm ile karşınızdayım. Bugün pek morelim yok ailevi nedenlerden dolayı belki bölüme yansıtabilirim, elimden geldiğince yansıtmamaya çalışacağım. Şimdiden iyi okumalar, sizi çok seviyorum.

༊

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Derin bir nefes aldım ve yerimden doğruldum. Hızla odadan çıktığım gibi karşımdaki merdivenlerden hızla koşarak indim. Theodore, baygın bir şekilde kendini koltuğa yüz üstü bırakmış iken aralarında sadece aklı başında olan Lorenzo vardı. Tamam, zaten bu beklendik bir şeydi. Mattheo'nun çökmüş gözleriyle göz göze gelmemle kaşlarım hafifçe kalktı.

"Abimle güzel vakit geçirmiş gibisin, Flora?" Dedi alayla,

Gözlerim Theodore'un yanına kıvrılmış bir şekilde oturan Draco ile gerilerek elimden geldiğince dışarıya yansıtmayacak bir şekilde konuştum: "Sadece saçmalıyorsun, Mattheo" dedim,

"Hey, abimin seni becer-" cümlesini tamamlamadan Draco'nun araya girmesiyle Mattheo'nun cümlesi yarım kalmıştı.

"Kes sesini, Matt!"

"Senin sorunun ne, Draco? Bakıyorum da şu aralar Flora ile fazla samimisiniz." Dedi Mattheo sinirli ses tonuyla.

Sarhoş olduğundan ne dediğini bilmiyordu, fakat son imâ ettiği şey bende sadece iğrenme hissi yaratmıştı. Onunla asla fazla samimiyetim olmamıştı, sadece yanlış anlaşılmadan ibaretti.

"Draco, o sarhoş fazla ileriye gitmeseniz iyi olur. Ben uyuyorum ve Theodore'u mümkünse odasına taşıyın koltuğa salyası akıyor. İyi geceler." Dedim ve az önce indiğim merdivenlerden tekrar çıkmaya başladım.

Odama geldiğimde Tom yoktu. Ah, sanırım yine odasına çekilmişti, normal olarak. Sedeleyerek odamın içindeki banyoya girdim, bacaklarımda hissettiğim ağrıyla inledim. Hâlâ topuklu ayakkabılarımla duruyordum. Tanrım bu çok ağrı verici!

O kadar dalgındım ki arkamdaki bedeni bile daha yeni fark edebilmiştim. İrkilerek arkamı döndüm ve yeşil gözlerle göz göze gelmemle rahatça bir nefes alabilmiştim.

"Rahatla, bebeğim." Boğuk çıkan sesi ile olduğum yerde çivilenmiştim bildiğin.

"Tom...senin sorunun ne?" Ona doğru dönmüş sorumu yöneltmiştim. Gözlerini gözlerime dikmiş ardından dudaklarında oluşan kıvrılma ile bakış açımı değiştirmiştim.

"Sadece minik kızımın uslu bir kız olmasını istiyorum, Flora. Bunda sorun ne?" Dedi,

Hâlâ alay ediyordu benimle.

"Beni her defasında muhtaç hâlde bırakıyorsun, Tom. Eğer şimdi izin verirsen duş alıp hemen uyuyacağım." Dedim,

"Emin ol Flora, beni tanısan benden nefret edersin." Dedi, sesi oldukça kısık çıkmıştı. İlk defa onu böyle görüyordum, ya da yine bana oynadığı bir oyun muydu?

"Seni tanımama izin ver o zaman! Buna ben karar verebilirim, anlıyor musun beni, Tom?" Sesim oldukça sesli çıkmıştı.

Onun benden uzak kalması canımı yakıyordu sadece.

"Flora, ailenden görmediğin ilgiyi benden bekleme." Demiş, beni olduğum yerde bırakıp çekip gitmişti.

Çevrem bulanıklaştıkça, yanaklarımdan zor tuttuğum göz yaşları benden bağımsız bir şekilde süzüldü. Ayakta durmakta zorluk çekiyordum, elimden gelse tüm günümü burada geçirebilirdim. Kapıyı kilitlemiş duş almak için sıcak suyu hazırlamıştım.

'Ailenden görmediğin ilgiyi benden bekleme.'

Canımı yakan tek şey ailem gibi gördüğüm adamın bana bu sözleri kullanmasıydı.

Bedenimi sıcak suyun içine bırakmış, gözlerimi kapatmıştım.

Benden ne saklıyordu?

Madam Bella, haklıydı.

Benim bir ailem yoktu.

Gözlerim yavaşça kapanırken kendimi karanlığa bırakmaktan başka çaremin olmadığının farkındaydım. Eminim ki yokluğum pek belli olmazdı.

Sertçe çalan kapıyla gözlerim hafifçe aralanmış, soğumuş suyun içinde rahatsızca hareketlenmiştim.

"Flora, orada mısın?" Draco'nun tedirgin sesini duymamla panikle olduğum yerde çivilenmiştim.

"Şey, buradayım. Bir sorun mu var, Draco?" Dedim,

Burada fazla beklemenin bir anlamı yoktu. Bedenimi ılık suyun içinden çıkartmış, pembe bornozumu üzerime geçirmiştim.

"Hayır, sadece iyi olup olmadığını sormak için geldim." Dedi,

Sessiz kaldım, sanırım zaten o da gitmişti. Çünkü sesler kesilmişti.

Kapının kilidini yavaşça açtım ve karanlıklar içinde kalan odamda gözlerimi gezdirdim. O sırada gözüme çarpan silüet ile kalbim hızlanırken, telaşlı bir hâlde bana bakan Draco'nun burada beklemesine oldukça şaşırmıştım. Yanaklarıma hücum eden kan ile kıpkırmızı olduğuma yemin edebilirdim. Onunda benden pek farkı yok gibiydi gözlerini gözlerimden kaçırmış bir şey demeden odadan hızla çıkmıştı.

Yine birisinin arkasında kalakalmıştım.




SEREFSİZ TOM COK GİCİK OLDUM YAZARKEN SAKA Mİ

TAM DAYAKLİK HE

bölümü geç attım kusura bakmayın birkaç sorun ve aynı zamanda taslakta bir kitabım daha vardı onunla ilgileniyordum.

Her neyse hoşunuza gitti ise oy verirseniz sevinirim!

Sizi seviyorum.

daddy's girl ★ tom • mattheo ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin