After

2.1K 114 79
                                    

Merhaba,
umarım hoşunuza gidecek bölüm olur, iyi okumalar dilerim.

sizi seviyorum 🫶🏻

Arkamda hissettiğim bedenle gözlerimi hafifçe araladım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Arkamda hissettiğim bedenle gözlerimi hafifçe araladım. Mattheo'nun kokusu burnuma dolarken, yerimden doğrulmuş onun uyuyan bedenine bakmıştım.

Dün Tom'un yanına gitmemiştim, doğru olan buydu. Komidinin üzerinde duran Mattheo'nun telefonunu aldım saate bakmak için, fakat duvar kağıdında ikimizin olduğu fotoğrafı görmemle dudaklarım hafifçe aralanmıştı.

Saate baktıktan sonra onu uyandırmadan odadan çıkmıştım. Aşağıya indiğimde salonda gördüğüm Tom ile duraksadım. Kapı eşiğinden ona bakarken bir adım gerilemiş, oradan uzaklaşmak için arkamı dönüp gideceğim sıra onun sesini duydum.

"Böyle kaçmaya devam mı edeceksin?" Alaycı kahkaha sesi boş salonda yankılanırken yüzümü buruşturdum.

"Kaçtığım falan yok."Dedim,

"Sevgili kardeşimin altında yatmak sana özgüven kazandırmış olmalı," Diye tıslamıştı.

İğrenç hitabına karşılık yüzümü buruşturdum.

"Nankör olmayı kes, Flora. Ben olmasam belki şu an dışarıda bile olabilirdin. Sonuçta sana bakacak bir ailen yok." Yine beni ailemden vurmuştu.

Ayağa kalktı ve önümde durdu. Üstten bedenime bakarken konuştum;"Seninde benden farkın yok, Tom. Söylesene senin ailen olacak kişiler nerede? Yoksa ailenden göremediğin sevgi yüzünden mi bu kadar iğrenç bir insansın!" İster istemez kurduğum cümlelerle gözlerimi gözlerine dikmiştim meydan okurcasına.

"Söylesene Tom! Anlatsana baban denecek adamı veya o hiç hakkında konuşmak istemediğin ann-" Yanağımda hissettiğim acı ile başım yan tarafa savrulurken, bedenimi ayakta tutmak için şömineye tutunurken yüzümü kapatan saç tutamlarımın arasından ona baktım.

Elindeki viski bardağını ayaklarımın dibine fırlatmasıyla bacağımda hissettiğim acıyla yüzümü buruşturdum.

O, bu hayatta görebileceğim en iğrenç adamdı. Onunda babamdan yana kalır pek farkı yoktu.

Ağzıma gelen kan tadı ile zorlukla kaldırdığım elimin tersiyle dudağımdaki kanı sildim.

Son kez bana nefretle bakan gözlerinin içine bakmış salondan çıkmıştım. Evden hızla çıkarken koşarak bilmediğim sokaklara girmiştim.

Yüzümün ve bacaklarımın hali içler acısı şekildeyken, yolda beni gören insanların tuhaf bakışlarıma maruz kalıyordum.

🌷

Hava yavaşça karar iken yorgunlukla veteriner kliniğinin önündeki kaldırıma oturdum. Buradan her an tanıdık biri çıkabilirdi ama umrumda değildi.

"Aman Tanrım! Bu haline ne Flora?" Pansy'nin sesini duymamla irkilirken, başımı onun sesinin geldiği yöne çevirdim.

Elindeki siyah kedisine daha da sıkıca sarılan Pansy benim gibi kaldırma oturmuştu.

"Dudağın ve bacağın kanıyor, kim yaptı bunu sana?" Diye mırıldandı.

Ona bu konu hakkında bir şey anlatamazdım. Ona asla Tom'u anlatmamıştım, sadece evlatlık alındığımı söylemiştim. Eğer bu olanları anlatırsam bana karşı önyargısı elbette artacaktı.

"Yere düştüm." Dedim içimden inanması için Tanrı'ya dualar okurken. Eğer inanmazsa eminim ki olanları merak edip daha fazla sormaya başlayacaktı.

"Dikkatli olsana aptal!" Diye bağırmıştı bana.

Pansy'nin telefonun melodisi yankılanırken, heyecanla telefonunu çantasından çıkarmış beklediği kişinin olmadığını fark etse gerek göz devirmişti.

"..." Karşıdaki kişiyi kaşlarını çatmış bir şekilde dinlerken, telefonu bana uzatmıştı. Telefonu elinden almış, ister istemez kulağıma doğru götürmüştüm.

"Flora, iyi misin?" Mattheo'nun tedirginliği sesinden o kadar belli oluyordu ki, ister istemez gerilmiştim.

"İyiyim, Matt." Diye mırıldandım.

"Neredesin?" Diye sorumuştu.

"Okulun hemen ilerisindeki veteriner kliniğinin önündeyim."

"Tamam, geliyorum." Gelmemesi için bahane uyduracağım sıra yüzüme kapatmasıyla hafifçe araladığım dudağımı birbirine bastırmıştım.

Telefonu Pansy'e geri uzatmıştım, elimdeki telefonu alırken Pansy merakla sorusunu sordu;"Bir şey olmadığına emin misin? Sesi çok tedirgin geliyordu, onu ilk defa böyle görüyorum."

"Sorun yok, sadece tedirgin olmuş evde olmadığımı fark ettiği için." Gülümseyerek söylemiştim.

"Hava kararıyor bir an önce gitsem iyi olacak. Bir şey olursa klinikte olduğumu bilmeni isterim." Onu onaylamış, yanımdan gitmesini izlemiştim.

"Flora!" Sesin geldiği yöne baktığımda burnu kanayan Mattheo'yu görmemle hızla ayağa kalkmıştım.

"Kim yaptı bunu sana?" Dedim ellerim yanaklarını okşarken. Cevap vermemişti. Gözleri kanamış olan dudağıma bakarken, derin bir nefes almış kollarını bedenime sıkı bir şekilde sarmıştı.

Onun göğüsüne sığınırken, kokusunu içime çekmiştim. Sıcak bedeni bedenimden ayrılırken ellimden tutup konuştu;"Gel benimle,"

"Eve gitmek istemiyorum, Matt." Demiştim.

"Eve gittiğimizi kim söyledi." Diye mırıldandı ve beni çekiştirerek yürümeye başladı.

🌷

Akşam tekrar bölüm atacağım kısa olduğu için.

bölüm hakkında düşünceleriniz neler?

Flora sizce kiminle olmalı şu an çok fazla arada kaldım cidden.

daddy's girl ★ tom • mattheo ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin