Travmalar ve yeni bir aşk

156 19 145
                                    

Minhoya arkamı dönüp yatmıştım ama içim rahat değildi. Bana bakan yaşlı gözleri yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunu hissetmeme neden oluyordu.

Nihayet nefes alışverişleri düzene girince uyuduğundan emin olarak ben de gözlerimi kapattım.

Sabah olduğunda herkes yine ateşin başındaydı. Minho dışında.. Kendi başına dizlerini kucağına çekmiş oturuyordu bir köşede. Kimseyle konuşmuyordu.

Jisunga sorduğumda bir şeyler yemediğini ve canının biraz sıkkın olduğunu söyledi. İçim içimi yiyordu. Bana bunu yapmış olmasına rağmen neden kendimi suçlu hissediyordum?

Biraz onu düşünmemeye çalışarak diğerleri ile eğlenmeye çalıştım. Yanlarına gittim. Bir şeyler atıştırdıktan sonra Felixle yürüyüşe çıktık. Felix Jisungu da davet etti.

Jisung da gelince onlarla biraz yürüdükten sonra onları yalnız bırakmak için mağaraya döndüm. Mağaraya döndüğümde sadece Minhoyu buldum. Kendi başına öylece duruyordu.

Dizlerini kucağına çekmiş ileri geri sallanıyordu. Sanki bu dünyada değil gibiydi. Bir şeyler sayıklıyordu. Yaklaştığımda ne sayıkladığını duydum..

-Hayır baba ben senin gibi değilim. Hayır ben kimseye tecavüz etmem. Ben babam gibi değilim ki. Ben senin gibi değilim baba! Ben babam gibi değilim.

Aniden başını kaldırdı bana baktı. Gözlerinde sadece korku vardı. Kocaman olmuş yaşlı gözleriyle bana bakıyordu.

-Değilim değil mi Hyunjin..

Titreyerek sorduğu soruyla ayaklarımın üzerinde duramaz olmuştum. Dizlerimin üzerine yığıldım..

Yüzünü ellerimin arasına aldım. Yaşlarını sildim baş parmaklarımla. Öyle beklenti dolu bakıyordu ki..

-Değilsin Minhom.. Değilsin..

Bunu der demez kollarımı doladım boynuna. Hıçkıra hıçkıra ağlıyordu kollarımda. Ayrılıp gözlerine baktığımda gözlerinden damla damla süzülen yaşları görmek beni de tüketmişti artık. Zorla tuttuğum gözyaşlarım altı yanaklarımdan..

-Hyunjin ben babam gibi değilim değil mi? Ben kimseye tecavüz etmem değil mi?

-Etmezsin Minhom.. Ben kendim isteyerek seninle birlikte oldum.

-Hyunjin babam sen benim oğlumsun benden hiçbir farkın yok sen de başkasına tecavüz edersin bi gün demişti. Farkım var değil mi Hyunjin? Ben kimseye tecavüz etmem değil mi? Etmem değil mi? Hyunjin bir şey söylesene etmem değil mi

Geçmişten aklına gelen sahnelerle her geçen saniye daha da dehşete düşerek konuşuyordu ve korkmaya başlamıştım onun için..

Allah belamı verseydi de kurmasaydım o cümleyi..

-Etmezsin Minhom.. Sen bir karıncayı bile incitmezsin. Sen bu dünyadaki en iyi insansın..

-Ama Hyunjin babam dedi ki..  Babam.. Tecavüzcünün oğlu da..

Artık konuşmakta zorlanıyordu. Nefesleri gittikçe hızlanıyordu. Nöbet geçiriyordu. Elim ayağıma dolandı bir anda. Ne yapacağımı şaşırdım

Bir eli kolumu tuttu. Nefes alamadığı morarmaya başlayan suratından belliydi. Kollarımda ölecek diye içim içimi yiyordu.

-Minho! Sevgilim yüzüme bak! Minho bana bak! Özür dilerim! Çok özür dilerim Minho! Öyle demek istemedim yemin ederim öyle demek istemedim!

-Hyun-jin.. Ben.. Ba-bam... Gi-bi.. Babam gibi.... De- değilim değil... Değil... Mi

Kesik kesik kurduğu cümle ile artık yüreğim ağzımda atıyordu. Bir şey yapmazsam gerçekten ölecekti.

Stray MountainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin