Farklı bir ses

99 17 41
                                    

Minhodan

Az önce ne olmuştu? Herpimiz öylece kalmıştık.. Kimseden çıt çıkmıyordu. Hyunjine baktım.. Gözyaşları yanağından çenesine doğru süzülmeye başlamıştı..

Onun yüzünden öldüğünü düşünecekti. Kendini suçlayacaktı bunu çok iyi biliyorum.. Hala gözlerim üzerindeyken yere yığıldı.

Hemen ona doğru koştum

-HYUNJİN!

-Minho benim yüzümden öldü! Minho o ölmekten çok korkuyordu! Benim yüzümden öldü Minho!

-Hayır sevgilim sen bir şey yapmadın.. Kendisi o uçurumdan inmeyi denemek istedi. Sen yardım etmek istedin.

Ben Hyunjinle uğraşırken bir anda Felix de olduğu yere yığıldı. Jisung var gücüyle kendine çekip sarıldı.

Felix:
-Öleceğiz Jisung. Biz de böyle geberip gideceğiz!

Transa girmiş gibiydi.

Jisung:
-Felix seni tüm her şeyimle koruyacağım. Yemin ederim sana bir şey olmayacak!

Seungmin ve Changbine baktığımda öylece duruyorlardı. Ne ağlıyorlardı ne konuşuyorlardı. Chan Hyung ise bitkindi. Gözlerini üzerimizde dolaştırdı

-Sizi koruyamadım..

Jisung ona bakarak cevapladı:
-Chan Hyung senin bir suçun yok

-HER ŞEY BENİM SUÇUM! ALLAH BELAMI VERSEYDİ DE O TWEETİ ATIP SİZİ DE BU BATAKLIĞA SÜRÜKLEMESEYDİM!

Başınu ellerinin arasına aldı ve dizlerinin üzerine yıkılarak sarsıla sarsıla ağlamaya başladı. Ne kadar bir süre böyle ağladık bilmiyorum.. En son hava kararmaya başlayınca mağaraya geri döndük.

İçimizden birisine mezar olan bu mağaradan tiksiniyordum.. Hemen yorganın altına girerek gözlerimi kapattım. Hiçbir şey yemeden sadece uyumak istiyordum.

Ama Hyunjin diğerlerinin ısıttığı etten biraz bana da getirdi. Yemem için ısrar etmese yemezdim. Ama yemezsem onun da yemeyeceğini söyleyince yedim..

Gözlerim ilk defa uykuyu diliyordu. Çok geçmeden de uykunun kollarına bıraktım kendimi.

Sabah yine Hyunjinin ısrarları üzerine bir şeyler yedim. En metanetli olanlar Seungmin ve Changbindi. Asla olaydan söz etmiyorlardı.

Neşeli değil suskunlardı. Ama ne olaydan söz açıyorlar, ne ağlıyorlardı. Gün boyu mağarada oturup durmak istiyordum sadece. Bizi hayatta tutacak bir şeyler aramak istemiyordum.

En sonunda hepimiz ölecektik öyle değil mi? Ama Jisung benim kadar ümitsiz değildi. Üstelik Felixi koruma konusunda oldukça katıydı. Hemen dışarı çıktı. Yanına Felixi de aldı. Yiyecek bir şeyler bulacaklardı.

Hyunjin çok konuşmuyordu. Bana yemek yedirmek dışında ağzını bıçak açmıyordu. Gece sabaha kadar 'onu ben öldürdüm' diye sayıkladı durdu.

Birkaç kez sarsarak uyandırdım ve saçlarına minik öpücükler bırakarak tekrar uykuya dalmasını bekledim. Meleğim kendisini çok yıpratıyordu. Onun bu halde olmasına dayanamıyorum.

Öğleye doğru Felix ve Jisung geldiler. Ellerinde bir dağ keçisi vardı. Şaşkınlıkla onlara baktık hepimiz.

Chan:
-Bunu nasıl buldunuz

Jisung:
-Dağda dağ keçisi bulmak şaşırtıcı bir şey olmamalı ya

Haksız sayılmazdı. Havalar düzelmeye başlayınca güzel hayvanlar avlamaya başlamıştık. Ve bir dağ keçisi 2 gün idare ederdi bizi.

Keçiyi pişirmeye başladılar. Hyunjin yine konuşmuyordu. Onun için endişeleniyordum. Delirecek diye korkuyordum..

Yemekten sonra onu da alıp yatağa geçtim. Biraz konuşmak istiyordum

-Hyunjin

-hm

-Kendini suçladığını biliyorum. Ama sen yapmadın meleğim. Sen kimseyi incitemezsin.. Senin suçun değildi

-Benim suçumdu Minho..

-Sana yemin ederim ki senin suçun değildi bebeğim..

Bu kez cevap vermeden sadece kollarını bedenime sardı ve başını göğsüme yasladı. Konuşmaktan daha çok şey ifade ediyordu bu.

İkimizde sakince uykunun kollarına bıraktık kendimizi. Sabah olduğunda bu kez her zamankinden farklı bir sesle uyandım.

-HEEEY BURADA BİRİ VAR MI?

Evet arkadaşlar kurtuluyorlaaaar 🤭

Bi şükür namazı kılarsınız artık skdmdmdmsmdd

Bu bölüm kısa oldu ama öteki bölüm nasıl kurtarıldıklarını falan detaylı okursunuz öpüldünüz ❤️

Stray MountainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin