Açlık

108 17 152
                                    

Jisung gevezelik etmeye devam ediyordu. Sanki dün gece sustığunun acısını çıkarıyordu. Veya Felixin hislerini fark ettiği için mutluluktan böyleydi bilemiyorum.

Gün boyunca gevezelik yapıp Felixle uğraşmaya devam etti. Günün sonunda biraz yemek yedik ve yataklara çekildik..

Artık herkes daha az yemek yer olmuştu. Çünkü yemeğimiz azalıyordu.. Yarın yine ava çıkmalıydılar. Konserveler neredeyse hiç kalmamıştı. Kahvaltıda ne yiyecektik acaba?

Daha da önemlisi bir sonraki gün ne yiyecektik? Yarın tüm her şeyimiz tükenecekti..

( Nasıl tükendi ya diye düşünenler sakince 8 kişi olduklarını düşünsün..)

Yemekte az yediğimiz için midem guruldamaya başlamıştı.. Minho yavaşça elini göbeğimin üzerine koydu:

-Acıktın mı?

-Biraz..

Böyle söylememle yorganın altından çıkmaya yeltendi.

-Nereye gidiyorsun delirdin mi?

-Sana yiyecek bir şeyler bulacağım

-Minho dışarısı pazar yeri de ben mi göremiyorum? Üstelik gecenin bu vakti seni gönderir miyim sanıyorsun?

-Aç kalmana göz mü yumayım?

-Açlıktan ölsem bile bu saatte seni dışarı göndermem!

-Hyunjin yanımda aç uyumana nasıl izin veririm?

Yavaşça dudaklarından bir öpücük aldım..

-Artık tokum..

Kollarını belime dolayıp beni kendine çekti. Tüm vücudum onun vücuduna yapışmış şekilde duruyordu.. Gerçekten de aç olduğımu unutmuştum. Yavaşça uykuya daldım...

Sabah olduğunda herkes yine ateşin başındaydı. Önceki gün ağrıları olan Jisung bugün oldukça iyi görünüyordu. Onun iyi olması için onu iyice beslemiştik ve bu konserveleri azaltmıştı..

Minho eline bir konserve alıp yanıma oturdu. Bana uzattı.

-Sen yedin mi?

Minho:
-Hıhı ben sen uyanmadan evel yedim

-Ya beni niye beklemedin amaaa

-Acıkmıştım sevgilim affet bu seferlik

O böyle diyince kıyamayıp konserveyi yemeye başladım. Gerçekten de çok açtım. Hemencecik yiyivermiştim..

Changbin:
-Minho hyung aç değilim dedin yemedin konserveler bitti haberin olsun

Duyduğum şeyle hala yutamadığım son lokma boğazıma bir yumruk gibi oturdu.. Hızla gözlerimi Minhoya çevirdim. Gözlerimde yaşlar vardı..

-Neden kendi payını bana verdin? Neden yaptın bunu Minho!

-Sen tok olduğun sürece ben acıkmam.

-Off Minho!

Elimdeki konserve tenekesini attığım gibi dışarı koştum. Çıkarken Seungminin babasının silahını da almayı unutmadım. Seungmin arkamdan bağırdı:

-Hyunjin mermileri boşa harcama zaten az kaldı!

-Bana ne yapacağımı söylemeyin!

Hiddetimden nereye gittiğimi bilmiyordum. Mağaradan hızla uzaklaşmaya başladım. Minhoya yedirebileceğm bir şey arıyordum.

Peşimde bana yetişmeye çalışan Minho da vardı.. Tam o anda tepemde bir akbaba süzüldüğünü fark ettim. Silahı yukarı kaldırarak bir el ateş ettim. Ama boşa gitmişti.

Stray MountainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin