Timeskip

118 20 135
                                    

Arkadaşlar bu bölümde 5 günlük bir timeskip var bilginize. 5 gün içinde sadece iyi geçinmeye çalışıp avlanmaya çalışarak karın doyurmaya çalıştılar. Ama hala yemek bulmakta zorlanıyorlar.

Burada uyandığım neredeyse 20. Sabahtı. Ve 20 sabahtır değişen hiçbir şey yoktu. Hala kurtarılmayı bekliyorduk. Ara ara dışarı çıkıp uçurum olmayan bir dağ köşesi arıyorduk ama nafile. Bu dağ tamamen uçurumlarla çevriliydi..

Sabah dünden kalan etleri ateşte ısıtarak yedik. Artık bilmediğimiz kuşları bile yiyorduk ve gerçekten az yiyorduk. 3 4 kilo verdiğimi hissediyordum. Sürekli açtım.

Minho her zaman bana yiyecek bir şeyler bulmaya çalışıyordu. Yiyecek bulamasa bile bir su kaynağı bulmayı başardı.. Mağaranın arka tarafından biraz uzaklaşınca uçurumdan aşağı şelale gibi akan bir su kaynağı vardı. En azından susuzluk sorunumuz çözülmüştü.

Susuzluktan birbirimizi yemeye başlamıştık en son. Çünkü karlar artık iyice erimşti. Tek tük kar vardı.

Karlar eridiği için aşağı inebileceğimiz yükseklikte bir uçurum bulsak bile denemeye değer diye düşünüyorduk..

Yine hep beraber dışarı çıktık ve bir çıkış yolu ve avlayacak bir şeyler aramaya başlamıştık.mermi tükendiği için Chan Hyungun bıçaklarla oyduğu ucu sivri çalı parçalarını kullanıyorduk.

Kızılderililer gibi yabani bir hayat yaşıyorduk resmen. Ve artık dayanamamaya başlamıştım. Minho olmasa çoktan kendimi bir uçurumdan aşağı bırakmıştım..

İlerde gezinen bir ceylan gördüm. Havaların düzelmesiyle hayvanlar ortaya çıkmaya başlamıştı. Ceylan çok güzeldi. Onu öldürmeyi hiç istemiyordum. Ama öldürmezsek biz ölecektik. Arkasındaki taşa gizlendim ve en savunmasız anında çubuğu sapladım...

Yerde çırpınmaya başlayınca bizimkilere seslendim.

-HEEEY GELİN YİYECEK AVLADIM!

Yakınımda olan Minho koşarak geldi.

-Sevgilim sen incinmedin değil mi?

-İncindim

-Neren incindi? Hemen bakayım

-Kalbim incindi Minho.. Onu öldürmek istemiyordum..

-Hyunjin o ölmezse biz öleceğiz..

-Biliyorum.. Zaten bu yüzden yaptım..

Ötekiler de geldiler.

Changbin:
-Offf ziyafet var akşam! Bunun eti de ne güzeldir var yaaa

Felix:
-Changbin susar mısın Hyunjin ağlıyo

-Ağlamıyorum Felix

-Hayır ağlıyosun araştırmanı öneririm

Minho:
-Felix sataşma sevgilimeee. Hassas yüreği kaldırmıyor avlanmayı falan

Seungmin:
-Yerken midesi hüpletiyo ama

-Orospu çocuğu yemek de yedirmeyecek ya

Seungmin:
-yiyeceksen sızlanmayacaksın kardeşim

-Tamam Seungmin bir şey demedim ya. Hadi mağaraya dönelim

Mağaraya gelince ilk iş, gelirken topladığımız çalılarla ateşi yakıp ceylanı pişirmeye başladık. Akşam yemekten sonra Felix uzun zamandır yapmadığımız bir şeyi istedi.

-Hadi doğruluk cesaretlilik oynayalım yine

Seungmin:
-Sen de sıkılmadın şu oyundan yani

Jeongin:
-Yapacağımız bir şey yok ki. Bence oynayabiliriz. Felix Hyungu da kırmamış oluruz hem.

Stray MountainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin