Onu Hayata Sen Bağladın Güneş

191 11 9
                                    


Multimedia : Serpil ve Engin Doğanay var.

Güneş 'ın Ağzından

Odaya girdiğimizde Emir uyanmıştı. O kadar yaşadığı şeye rağmen iyi gözüküyordu ya da iyi görünmeye çalışıyordu. Çünkü Emir buydu, yaşadığı onca kötü şeyden dolayı ya iyi gözükür ya da iyi gözükmeye çalışır. Bu annesinin ölümünden sonrada böyle olmuş, onun için iyi değilmiş ama çevresindekilere iyi gözükmüş,acısını kendi içinde yaşamış ,zamanla kimseyle konuşmaz olmuş.

Savaş'da bizimle içeri girdi. Ayağıma yürümeye çalıştığım anda ağrı giriyordu. Savaş'da koluma girerek beni odaya getirmişti. Serpil Hanım odaya girer girmez oğlunun yanına koşup sarılmış, öpmüş ve kokusunu içine çeke çeke sarılmıştı. Serpil Hanım, her ne kadar Emir onun kendi öz oğlu olmasa da bir gerçek annenin çektiği kadar acı çekmişti. Ama şimdi mutluydu , bir anne için en mutlusuda bu değil miydi? Evladını hastanelerde can çekişirken görüyorsun seninde canından can gidiyor, sonra evladın hayata geri dönüyor . Onun yaşadığını, uyandığını görmek bir anne için en büyük mutluluk. Emir'e şöyle bir bakıldığında kafasında sargı vardı,bir de ameliyat olduğu için yaraları vardı. Hepimiz Emir'in yatağının yanındaki koltuklara oturduk. Emir hepimiz de gözlerini gezdirdi . Savaş'ı gördüğüne şaşırdı, bu şaşkınlığı gözlerinden anlaşılıyordu. Savaş'ın burada yanında olmasına çok şaşırmıştı. Gözlerini Savaş'dan çekerek bana baktı sonra gülümseyerek



"Sevgilim bana sarılmayacak mısın? O kadar ölümlerden döndüm. Ama sırf senin için"



dedi. Bir an sarılıp sarılmamakta tereddütte kaldım. Ama Savaş'ın sessizce söylendiğini de duyuyordum. Teredütte kalsamda kalkıp Emir'e sarıldım. Sonra oturmam için yatağında yana kaydı ve eliyle oturmam için işaret etti.

Bende mecburen oturdum. Yüzüme gelen bir tutam saçı alıp kulağımın arkasına attı. Merakla



"Sen nasılsın aşkım? Bir yerinde bir şey var mı? Ağrı, kırık falan"



diye sordu. Kafamı olumsuz anlamda salladım



"Ben iyiyim sadece dikişlerim var. Ağrım sızımda yok merak etme" dedim.




Yanağıma sıcak bir öpücük kondurduğunda şaşırmıştım. Hatta kızarmıştım. Çünkü annesinin yanında bu haldeyken böyle davranması garipti sonuçta. Utanarak kafamı kaldırıp Emir'e baktım hiç utanıp ,pişman olmuşa benzemiyordu. Tam tersi sırıtıyordu.



Serpil Hanıma baktığımda gülümseyerek bize bakıyordu çünkü dışarıdan bakıldığında mutlu bir sevgiliymişiz gibi görünüyordu. Ama sorunda buydu zaten biz Emirle mutlu olamadığımız için kavga etmiştik. Hâlâ bana anlatmadığı meseleler vardı, benden sakladığı konular. Bana kendini yeterince anlatmadı ki Emir . Savaş'a baktığımda ise bizim tarafımıza hiç bakmıyordu,odayı incelemeye başlamıştı. Sonra odanın kapısı açıldı ,içeri annem, babam ,Engin Bey, Elisa, Melis ve Tolga girdi. Hepsi Emir ile görüştüler. Annem yanıma geldi ve sırtımı sıvazlayarak




"Kızım çıkış işlemlerini hallettik. Şoför de evden sana kıyafet getirdi. Bak Emir de uyandı. Durumuda iyi. Sende daha yeni iyileşiceksin seninde yaraların var hadi bizde eve gidelim"





dedi. Aslında gidesim yoktu çünkü Emir'i beklemek istiyordum ama annemide üzmek istemiyordum. Serpil Hanıma baktığımda anlayışla kafasını salladı. Ve tüm içtenliğiyle gülümseyerek konuştu.



GEÇMİŞİN İZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin