Yemek

134 9 0
                                    

Savaş'ın Ağzından

Yemyeşil aydınlık, ferah bir yerdeydim. Etrafıma baktığımda yemyeşil ağaçlar, rengarenk çiçekler, cıvıl cıvıl öten kuşlar,yemyeşil çimen vardı. Ayağımın altındaki yemyeşil güzel çimenlere basmaya kıyamıyordum. Olduğum yerden az daha ilerledim. Ben ilerledikçe birileri bir kişinin adını bağırarak çağırıyorlardı.

"Ulaş! Ulaş! Ulaş!"

Her tarafta bu isimin sahibini çağırıyorlardı. Kimdi ki bu çağırdıkları Ulaş?

Biraz daha ilerledim. Ve önümde bana arkası dönük uzun boylu bir adam ve orta boylu saçları beline kadar gelen sarışın bir kadın vardı. Bende onların yanına biraz daha yaklaştım , onlara seslendim.

"Siz kimsiniz?"

Benim seslenmemle ikiside bana döndü. Yüzlerinde mutluluk  ifadesi

oluştu.

Adam gayet genç duruyordu, kadında genç ve güzeldi.Tahminen kırklı yaşlardaydılar. Kadın benim sorduğum soruyla  gülümsedi ve bana doğru gelip sarıldı

"Ulaş, oğlum"

Ben kadının dediği şeyle şaşırdım kaldım. Kendimi toparlayarak konuşmaya başladım.

"Ne Ulaş'ı? Siz kimsiniz?"

Kadın soruma cevap vermedi. Bizden birkaç adım geride olan adam yanımıza gelerek konuşmaya başladı.

"Ulaş sensin oğlum. Senin gerçek adın Ulaş. Bizde senin anne ve babanız "

Ne demek Ulaş benim gerçek adım , bunlar benim annem ve babam

"Oğlum bizim geçmişimizi merak ediyorsan bizim kim olduğumuzu araştır."

Annem olduğunu söyleyen kadın konuşmuştu. Bunlar neden bilmece gibi konuşup kafamı karıştırıyorlardı. Onların geçmişinde ne var da araştıracağım ki?

"Bizim geçmişimizden çok senin geçmişin önemli. Eğer geçmişi araştırırsan gerçekleri ÖĞRENİRSİN"

Bu seferde babam olan adam konuştu.

"İyi ama sizin ve benim geçmişinde ne var? Ben sizi nasıl araştırıp bulacağım ki? Siz nerdesiniz?"

Ben onlara bir sürü soru sordum ama onlar çoktan gitmişlerdi. Etrafa baktığımda yoklardı. Bende koşmaya başladım her yerde onları aradım ama yoklardı. Sanki uçup gittiler. Etrafa baktığımda uçsuz bucaksız bir yerdi. Ne başı belli ne sonu... Onları bulamayacağımı anlayınca koşmayı bırakıp olduğum yere diz çöktüm.

Birden gözlerimi açtım gördüklerim rüyaymış. Yatakta oturur pozisyona geldim. Kan ter içinde kalmıştım gördüklerim tıpkı gerçek gibiydi. Onlar gerçek anne ve babam mı bilmiyorum ama onların da dediği gibi artık birşeyleri araştırıp öğrenmem gerekiyor. Belki ailem yaşıyor ve onlarda beni arıyorlar. Bunun için böyle bir rüya görmüş olabilirim. Şu rüyayı fazla kafama takmadım ve yataktan kalktım, banyoya duş almaya gittim. Aynada yüzüme baktığımda suratım bembeyaz olmuştu. O gördüğüm rüyadan çok etkilenmiştim. Banyoda işim bittikten sonra odama geçip üstüme dolabımdan bir gömlek ve pantolon alıp giydim. Aşağı indiğimde kahvaltı yapıyorlardı. Bende herkese " günaydın" diyerek masaya oturdum. Aklım hâlâ da şu gördüğüm rüyadaydı , ben bu rüyadan çok etkilenmiştim. Başka bir rüya görsem kafama takmaz nasılsa bir rüya diyip geçiştirirdim. Ama bu farklıydı. Belki de ailemle ilgili bir rüya olduğu için bana farklı gelmişti. Ve beni çok etkilemişti.

"Oğlum neyin var? Neden yemeğinle oynuyorsun?"

Annem bana böyle diyene kadar yemeğimle oynadığımı fark etmemiştim. Kafamı kaldırıp anneme baktım. O kadar iyi biriydi ki tıpkı bir melek gibiydi. Bana bu yaşıma kadar annelik yapmıştı, beni öz evladından ayırmamıştı. Herzaman yanımda olmaya, benimle ilgilenmeye çalışmıştı. Bana öz anneden farksız davranmıştı. Peki ben öz ailemi arayıpta bulursam bu ailemi nasıl bırakacaktım ki? Bunca yıl onlarla güldüm, eğlendim, ağladım , üzüldüm tüm bu duyguları yaşadığımda yanımda sadece bu ailem vardı. Peki gerçek ailem nerdeydi? Ne yapıyordu? Beni hiç aramışlar mıydı? En önemlisi de yaşıyorlar mıydı?

GEÇMİŞİN İZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin