Selim

151 11 0
                                    

Güneş'in Ağzından

Semih ,Emir'e yumruk atacağı sırada kantine uzun boylu,kaslı,kahverengi saçlı bir çocuk girdi. Dikkatle incelediğimde geçen gün bana maçtan sonra laf atan çocuk olduğunu anladım. Adı Selimdi galiba. İyide onun burda ne işi var ?Semih şaşkınlıkla kafasını kaldırıp o çocuğa baktı.

"Se-se-Selim. Senin burda ne işin var?"


diye sordu. Diğerlerinin yüzünden anladığım kadarıyla onlarda Selim'in neden burda olduğunu merak ediyorlardı. Şaşkınlıkları her hallerinden belli oluyordu. Selim ise kantinden içeri girerken bana göz ucuyla bakıp sırıttı. Şu anda şu ortamda onunla uğraşmanın hiç sırası değildi. Sonra Semih'in yanına gitti ve tek elini Semih'in omzuna koydu.


"Kuzen bırak şu pisi değmez elini sürmeye o hayatını acı çekerek geçirmeye alışmış acı onun ilacı olmuş. Değil mi Doğanay?"


diye dalga geçer bir ses tonuyla sordu. Emir'e soyadını söylemişti iğneleyici bir sesle. Emir'den tiksinir gibi bakıyordu .Ama ben yine şoklardayım ne yani Selim ve Semih kuzen miydi? Ve Selim'in burda ne işi vardı?

Selim , Emir'e yaklaşarak dibine kadar girdi ve ona tıslayarak

"Belki de sen Miray'ı da sevmedin. Benim onu sevdiğimi bildiğin için bendende intikam almak istedin. Önce ona aşıkmış gibi kendine bağladın sonra onu sen astın. Kim biliyor Miray'ın kendini astığını, kim gördü senin evde olmadığını"

Emir , Selim' i önünden itip Selim'in suratına doğru bağırdı.

"Ben Miray'ı sevdim senden çok sevdim onun mezarının başında yatıp kalktım lan ben! belki ölmemiştir diye bir umut bekledim. Gözlerimle ölüsünü gördüğüm halde hep gelmesini bekledim !Sen ne yapıyordun o arada ? Kızlarla eğlencelerdeydin sonra da buralardan gittin!

Bir kerecik olsun geldin mi o mezarın başına? Gidip ağladın mı orda? Ben yeterince acı çektim. Hâlâ da çekiyorum. Hep kendimi suçlu hissediyorum anladın mı beni?"


Emir dudağının kenarındaki yarayı siliyordu. Gözlerinden kırgınlık, acı çekme,çaresizlik geçti. Tamam bugün Melis hakkında dedikleri hiç dememesi gereken şeylerdi ama son dedikleri bayağı üzücüydü. Miray'ın ölümünden ne zaman biri konu açmaya kalksa veya onu suçlasa pişmanlığı, çaresizliği yüzünden okunuyordu. Kantinin kapısından daha yeni giren Savaş şaşkınlıkla


"Ne oluyor lan burda?"


diye sordu. Herkes bir anda kafasını Savaş'a çevirdi. Sonunda meydana çıkabildi beyefendimiz. Şimdi buda ortalığı karıştırmaz inşallah. Bugünden beri Semihdi, Selimdi bide Savaş'ı hiç çekemezdim. Sonra gözleri Selim'e kaydı. Ama kızgın değildi.Geçen gün Selim'i Savaş dövmüştü.

"Senin burda ne işin var Selim?"


Nedense bu soruyu sakin sormayı başarmıştı. Aferin bu Savaş adam olmasını öğreniyor. Selim, Savaş'a elini uzattı ve sırıtarak

"Merhaba dostum . Geçen gün ki karşılaşmamız hiç iyi olmamıştı. Gerçi bu da iyi bir karşılaşma sayılmaz ama olan oldu. Burda ne işim olduğuna gelirsek eski okuluma geri dönmeye karar verdim."

Semih , Emir'e sinirli sinirli bakıyordu.

"Hadi Melis buranın havası iyice değişti gidelim buradan"

Sonra Melis'e elini uzattı tutması için. Melis'de göz yaşlarını silerek Semih'in elini tuttu ve kantinden sinirle çıktı.

GEÇMİŞİN İZLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin