3. Bölüm

5 1 0
                                    

EVETTT BİR ARANIN ARDINDAN GELDİMMM
ÇOK BÖLĞM GELEMEYECEK AMA YAZMAYA ÇALIŞACAĞIMM❤️

Odadan çıkıp Yüzbaşının yanına gidiyordum. Askerlerden birine sorduğumda Yüzbaşının spor salonunda olduğunu söylemişlerdi. Spor salonuna girdiğimde yüzbaşı çıplak bir şekilde spor yapıyordu! Çıplaktı! Oha. Dikkat çekmek için bilerek ses çıkarmıştım. "Komutanım beni emretmişsiniz." Yüzbaşı yüzünü bana çevirdiğinde anlamaz gözler ile bana bakıyordu. "Hele şükür gelebildin." Bu adamın benimle derdi neydi böyle. Neyse.

Havluyla üstünü kurutuyordu. Gözlerimi bakmamak için zor tutuyordum. Yavaş yavaş üstünü kuruttuktan sonra yanıma adımlamıştı. "Benimle gel." Demişti sırıtarak. Niye sırıtıyor şimdi bu? İyice saçmalamaya başlamıştım. Depo alanına gelmiştik, neden buraya geldiğimizi anlamasam da ses etmemiştim. Yüzbaşı sandalyeye oturulduktan sonra "şimdi" diye bağırınca sırtımda bir acı hissetmiştim. Bu neydi böyle. Hemen sırtımı dönüp yumruğumu geçirmiştim. "Senin ağzına sıçarım köpek" diyip ayağımla suratına tekme atmıştım. Tam yere düşerken saçımdan çekilmem ile ne olduğumu şaşırmıştım.

"Saçlarım ha." Saçlarım hala elindeyken dönüp karnına tekme atmıştım. Elleri saçlarımdan çekilince bir kere daha tekme atıp bayıltmıştım. "Şerefsiz." Diye tuşlamıştım. Ayağımdan çekilmesiyle yere düşmem bir olmuştu. Ne oluyordu amina koyayım. Suratıma yumruk yiyince az da olsa sedelemiştim. Tüm gücümle üstümdeki kişiyi altıma almıştım. "Seni öldürürüm piç kurusu." Diyip dizimi boğazına yaslamıştım. Tam boğulma raddesine gelince ışıklar açılmıştı. "Tamam yeter bu kadar." Altımdaki kişiye bakınca bunun timdeki Serkan olduğunu görmüştüm. Serkan nerdeyse boğulacakken kalkmıştım. Öksürük krizine giriyordu. "Komutanım o nasıl boğmak resmen yıldızları saydım." Diyince sinirle bir yumruk daha atmıştım. "Şşt susun iki saniye."

"Bu neydi pardon?" Yüzbaşı beni süzdükten sonra sinirli bir bakış atmıştı. "Sana mı soracağım neyin ne olduğunu üsteğmen? Eğitim bu." Diyince sinirle kahkaha atmıştım. Serkan bana dehşet ile bakmıştı. "Eğitim öyle mi? Ben başka bir şey sanmıştım yüzbaşım!" Yüzbaşı sinirle dibime girmişti. "Bir daha benimle bu denli konuşursan sonuçlarına katlanırsın torpilli." Nerdeyse yumruk atacaktım ki kendimi zor tutmuştum. "Torpilli değilim ben!" Sinirle parmağımı sallamıştım yüzbaşıya. "Bana torpilli demekten vaz geçin." Yüzbaşı alayla bana bakıyordu. "Ya, ne yaparsın? Benim de mi altıma girersin." Diyince kan beynime sıçramıştı. "Ne diyorsunuz siz? Lafınızı bilin!"

Hala alayla bana bakıyordu. "Ne olduğunu bilmediğimimi sanıyorsun?" Ne diyordu bu? "Neymişim ben pardon?" Yüzbaşı bana cevap verecekken albay girmişti kadraja. "Kara!" Hemen duruşa geçmiştik. "Ne oluyor burda? Kızım senin suratına ne oldu?" Yüzbaşıya sırıtarak bakmıştım. "Bir şey olmadı komutanım dağ ayılarıyla savaştım." Bunu albayın duymayacak şekilde söylemiştim, ama yüzbaşı bunu gayet duymuştu. "Ne?" Hemen albaya dönüp ciddiyetime geri dönmüştüm. "Eğitim yapıyorduk komutanım." Diyince tamam anlamında başını sallamıştı. "Bu seferlik öyle olsun, Kara sende bir dahakine laflarına dikkat et." Diyip gitmişti.

"Serkan sen dışarı çık." Serkan başını sallayıp gitmişti. Bende tam gidecekken. "Sen dur üsteğmen." Diyip önüme geçti. "Ne vardı yüzbaşım?" Yüzbaşı sinirle suratıma bakıyordu. "Demek dağ ayısı öyle mi?" Sırıtıp suratına bakıyordum. "Üstünüze neden alındınız ki komutanım?" Diyip çekip gitmiştim. Oh olsun ona pislik.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Nov 03 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Pençe timiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin