6

937 98 78
                                    


"Barışmak mı? Aramızda küsüp barışabileceğimiz bir ilişki bile yok. Birbirinden nefret eden iki meslektaşız işte." Beni kenara itip odadan çıkmıştı.

Aslında arkasından gitmeyecektim ama dayanamamıştım. Hızla odadan çıkıp ona yaklaştım ve belinden tutup kendime çevirdim. Şaşkınca bana bakmıştı.

"Nefret etmek mi? Sen bu söylediğine inanıyor musun şimdi?" Yutkunup gözlerime bakmıştı. Konuşmuyordu, sadece bakıyordu. Dışarıdan havai fişek sesi geldiğinde ikimizin de dikkati pencereye yönelmişti.

"Yeni yıla girdik..."

Evet, yeni yıla birbirimizle bakışarak girmiştik... İç çekip tekrar ona bakmıştım.

"Uyuyacağım ben." Belini bırakıp arkamı döndüğümde kolumdan tutup beni kendine çevirmişti.

"Özrünü kabul ediyorum." Söylediği şeyle silik bir şekilde gülümsemiştim.

"Öyle mi?" O da gülümsemişti.

"Öyle." Gülümsememi büyütmüş ve bakışlarımı yüzünde gezdirmeye başlamıştım.

"Nerede uyuyacağım?" Omuz silkti.

"Sen benim yatağımda uyursun, ben de koltukta." Başımı iki yana sallamıştım. Hâlâ ona bakıyordum.

"Olmaz öyle. Ben koltukta uyurum. Hem misafirin ev sahibinin yatağında uyuduğu nerede görülmüş?"

"Ev benim, karar benim." Omuz silkmiştim.

"Uyumam ki. Gider tekli koltukta uyurum." Göz devirmişt.

"Of, neden inat ediyorsun?"

"Birlikte senin yatağında uyusak ikimizin de gönlü olur." Gözlerini büyütüp bana bakmıştı.

"Ne?"

"Yok bir şey." Gözlerimi kaçırdığımda elini çeneme götürmüş ve ona bakmamı sağlamıştı.

"Var bir şey." Utanmıştım. Bu yüzüme de yansımış olacak ki gülümsemişti. "İstiyorsan... Öyle uyuruz." Göz kırptığında boğazımı temizlemiş ve bir adım geriye çekilmiştim. Elini çenemden çekmişti.

"Koltukta uyurum." Arkamı döndüğümde belimden tutup beni kendine çekmişti. Elimi eline götürdüğümde belimdeki kollarını sıkılaştırmıştı. "Matematikçi..."

"Beline zaafın olduğunu öğrendiğim de iyi oldu." Kıkırdadığında alt dudağımı ısırmıştım.

"Matematikçi, mutfaktakiyle aynısı yaşanacak. Yine pişman olacağız, yapma." Hafifçe belimi okşayıp kollarını geri çekmişti.

"Sonuç olarak... Ben yatağı kurdum, orada yatmak zorundasın." İç çektim.

"Yine benim istediğim şeyin olacağını bildiğin halde neden inat ediyorsun ki?"

"Yoo, benim dediğim olacak." Gülümsedim.

"Diyorsun?"

"Diyorum." Gülümseyip onu kucağıma aldığımda küçük bir çığlık atmıştı. Omzuma bir yumruk attı. "Az kalsın düşürüyordun!"

"Düşürmem ben seni. Hâlâ beni kendi yatağında yatırmaya kararlı mısın?" Kafasını olumlu anlamda salladığında kıkırdamıştım. Onu kucağımdan indirmeden yatak odasına doğru ilerlemeye başlamıştım.

"Nereye ya?"

"Uyutacağım seni."

"Ya normalde olsa 'yatakta ben uyuyacağım' diye olay çıkartırdın, şimdi niye inat ediyorsun?!"

Matematikçi / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin