"Benim kolay etkilendiğimi nereden biliyorsun?" İç çekmiş ve ondan uzaklaşmıştım."Sadece kucağına oturdum ve sen..." Göz ucuyla aşağıyı göstermiştim. "Biraz etkilendin sanırım." Kıkırdayıp arkama yaslanmıştım. "Anlayacağın o taktikler bana sökmez bebeğim." Ona 'bebeğim' dememle kulaklarının kızarması bir olmuştu.
"Ne?"
"Hiç." Yavaşça yutkunup ayağa kalkmış ve odadan çıkmıştı. Ben de koltuğa uzanmış ve gözlerimi kapatmıştım.
(Minho)
Ben senin amına koyayım Minho!
Lan madem etkileniyorsun, neden inkar ediyorsun mal oğlu mal!
Kucağına oturuyor, hemen uçuşa geçiyorsun. Salak mısın oğlum sen?
Ama o da çok kışkırtıyor, yalan yok.
Kolumdaki saate baktığımda saatin çoktan gece yarısını geçtiğini görmüştüm. Jisung saatlerdir içeride tek başınaydı.
Ben ne çeşit bir odunum ya?
Oflayarak oturma odasının kapısını açmış ve içeri girmiştim. Koltukta uyuyakaldığını görünce gülümsememi tutamamıştım. Hava soğuk olduğu için koltuğun tepesindeki battaniyeyi aldım ve yavaşça üstüne örttüm. Hafifçe kıpırdandığında elimi saçlarına götürmüş ve yavaşça saçlarını okşamaya başlamıştım.
"Minho..." Gözlerini açmadan uykulu bir şekilde konuşmuştu.
"Hm?"
"Yanıma gelsene." Gülümsemem genişlemişti. Biraz önce 'koynuna girmem' diyen çocuğa bak sen. Uyku sersemi olmasına rağmen yanımda uyumak istiyor.
"Sen uyu, birazdan yatağa götüreceğim seni. Orada beraber uyuruz." Konuşmamış ve birkaç saniye sonra uykuya dalmıştı.
Bir elimi bacaklarının altından, diğer elimi de belinden geçirip onu havaya kaldırmıştım. İyice bana sokulmuştu. Onu yavaşça yatak odasına götürmüş ve yatağa yatırmıştım.
Yanına uzandığımda kollarını çıplak belime dolamıştı. Ben de yorganı üstümüze çekip sarılmasına karşılık vermiştim.
(Jisung)
Gözlerimi Minho'nun kokusuyla açınca gülümsemiştim. Yavaşça ona baktığımda şaşkınca donup kalmıştım.
Üstü çıplaktı, aynı yataktaydık, dip dibeydik...
Lan yoksa...
Hızla üstüme bakmıştım. Çıplak olmadığımı görünce rahat bir nefes vermiştim.
Gece yatağa nasıl geldiğimi hatırlamıyordum. Ya uyku sersemiydim, ya da Minho ben uyurken taşımıştı.
Belimdeki kollarını sıkılaştırıp gözlerini kırpıştırarak açmıştı. Gülümsediğinde kendimi tutamayıp ben de gülümsemiştim.
"Okul var, kalk." Konuştuğumda gözlerini büyütmüş ve hızla duvardaki saate bakmıştı. Daha zamanı olduğunu görünce rahat bir nefes vermiş ve başını göğsüme gömmüştü.
"Geç kalıyoruz sandım." Kıkırdayıp saçlarının arasına bir öpücük kondurmuş ve yavaşça ondan uzaklaşıp ayağa kalkmıştım.
"Giyecek bir şeyler versene bana." Ayağa kalkmış ve gardolabına yaklaşmıştı.
"Neden?" Göz devirmiş ve arkasından ona yaklaşmıştım.
"Kokunu içime çeke çeke ders anlatma istiyorum belki, sana ne?" Sırıtmış ve bana bir tişörtle eşofman vermişti. Kendi de gömlek ve pantolon almıştı. O her seferinde çok resmi, ben de her seferinde rahat giyinirdim. "Bir kere de resmi giyinmesen ne olur ki?" Gözlerini gözlerime dikmiş ve kafasını yana yatırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Matematikçi / Minsung
Fanfic"Şu matematikçi var ya." "Oğlum okulda 9 tane matematikçi var, hangisi?" "Han Jisung." "Ne yapmış yine?" "11-E öğrencileriyle beraber okuldan kaçmış."