15

636 63 49
                                    

(Jisung)

Eve geldiğimizde tek kelime etmeden içeri girmiştim Bu sefer onunla inatlaşmıyordum.

Oturma odasına gidip kendimi koltuğa attığımda yanıma oturmuştu.

"Minho."

"Efendim?" Bir süre konuşmadan ona bakmıştım. Yavaşça gözlerim dudaklarına kaymıştı.

"Öpsene beni." Yanlışlıkla ağzımdan kaçırdığım şeyle tek kaşını havaya kaldırmıştı. Ağzıma sıçayım ben!

"Ne yapayım?" Bir kere söyledim, geri dönmeyeyim bari.

"Öp beni." Gülümsemesine hakim olamamıştı.

"Nereden çıktı birden?" Omuz silkmiştim.

"Hiç. Sadece öpmeni istiyorum." Çapkınca sırıtmıştı. Sırıtma oğlum öyle, içim gidiyor.

"Sen öpsene." Yutkunmuş ve gözlerimi kaçırmıştım. Utançtan kıpkırmızı olduğuma emindim.

"Yok... Sen öp." Kafasını iki yana sallamıştı.

"Sen öpmeden öpmem." Derince oflamıştım. Ya yapma, zaten utanıyorum. "Öpmeyecek misin?" Kafayı yiyeceğim.

"Utanıyorum..."

"Neden? Daha önce de öpüştük, neden utanıyorsun?" Ona tatlı bir şekilde baktığımda iç çekmişti. "Tamam, tamam. Kıyamıyorum sana." Yavaşça bana yaklaşıp dudaklarıma kısa bir öpücük kondurmuş ve geri çekilmişti. Anında yanaklarım kızarmıştı. Bu adam niye bu kadar güzel öpüyor ya? "Pek bir şey değişmedi sanki, ben öpünce de utandın." Gözlerimi kaçırmıştım.

"Bu kadar güzel öpeceğini tahmin etmemiştim." Tek kaşını havaya kaldırmıştı.

"Güzel mi öptüm?" Omuz silkmiştim.

"Çok güzel öptün." Sesli bir şekilde iç çekmişti.

"Hep öperim." Alt dudağımı ısırmıştım. "İstersen saatlerce, günlerce hiç durmadan öperim seni. Yeter ki sen iste." Derince yutkunmuştum. Bayılacağım galiba...

"Minho..."

"Söyle güzelim." Yavaşça ona yaklamıştım. Lan madem 'öp' dedim, bunu da söyleyeyim.

"Kucağına geleyim mi?" Donup kalmıştı. Şaşkınca yüzüme bakıyordu.

"Ne?"

"Kucağına geleyim mi?" Yavaşça yutkunmuştu. Gözleri vicudumda dolaşmıştı.

"Tamam, gel ama..." Cümlesini bitirmesine izin vermeden kucağına oturmuştum. Öylece kalmıştı. Kucağına daha fazla yerleştiğimde gözlerini kapatıp başını geri atmıştı. "Jisung..." Derin çıkan sesiyle bir süre durmuş ve derince yutkunmuştum.

Kucağına tamamen yerleştiğimde altımda hissettiğim şeyle gözlerim şaşkınca açılmıştı. Hafifçe inlediğinde alt dudağımı ısırmıştım. Oha, o kadar etkilendin mi?

Kucağından kalkmaya çalışmıştım ama beni belimden tutup çekmiş ve hafifçe kendine bastırmıştı. "Min-"

"Gitme, otur." Kafasını kaldırıp gözlerini açmıştı. O an gözüme olduğundan daha çekici gelmişti. Bu niye böyle bakıyor...

"Ama-" Sözümü tamamlamama izin vermemişti.

"Jisung, otur." Ulan burada kalırsam kucakta sikersin beni!

"Olmaz." İç çekmişti.

"Kucağıma gelmeyi sen istedin."

"Bu kadar çabuk etkileneceğini tahmin etmemiştim." Birden elini çeneme götürmüş ve yüzümü yüzüne yaklaştırmıştı. Dudaklarımız arasında çok az mesafe vardı.

Matematikçi / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin