21

565 62 23
                                    


(Minho)

Kahvaltı yaptıktan sonra bakanın evinden çıkmış ve okula gelmiştim. O 'boşuna gitme' demişti ama gelmek zorundaydım çünkü bakana söyleyemeyeceğim büyük bir sıkıntı var...

Büyük derken bakana göre büyük değil, Hyunjin'e göre büyük.

"Oğlum baştan söylesene 'çilek alerjisi var' diye! Gittim çilekli tatlıyı zorla yedirdim çocuğa!"

"Kanka çocuğun iki kelime etmesine izin verseydin benim söylememe gerek kalmazdı."

"Lan ne bileyim ben bunu diyeceğini? Tüm gün bana 'kütük' dedi, yine öyle der diye konuşturmadım işte."

"İyi halt ettin, aferin. Chris biraz da sen konuş, yoruldum lan konuşmaktan."

"Ne diyeyim? Alkışlayayım mı? Ne denir oğlum buna?"

"Çok güzel moral veriyorsunuz canım arkadaşlarım, sağ olun."

"Tabii."

"Amınıza koyayım sizin." Hyunjin kafasını masaya koyduğumda Chris ve ben gülmeye başlamıştık. "Gülmeyin lan!" Onu dinlemeyip gülmeye devam ettiğimizde derince oflamıştı. Sonunda gülmeyi bırakmış ve Hyunjin'e bakmıştım.

"Oğlum ben size şeyi söylemeyi unuttum." Chris konuştuğunda Hyunjin hızla kafasını kaldırmış ve Chris'e merakla bakmıştı.

"Neyi?" Sırıttığında daha da meraklanmıştık." Oğlum, sırıtma mal mal da anlat şunu. Çatlayacağız meraktan." İç çekmiş ve koltuğa oturup arkasına yaslanmıştı. Ben de karşısındaki koltuğa oturmuş ve konuşmasını dinlemeye başlamıştım. Hyunjin de sabırsızca Chris'e bakıyordu.

"Dün gece Seungmin bana yazdı." Ben de sırıtmıştım.

"Ee, ne konuştunuz?" Hyunjin ilk defa bir şeyi düzgün dinliyor, şaşırıyorum burada.

"Ya işte... Flörtleştik gibi oldu... Zaten biliyorsunuz, bayadır bakışıyoruz. Birbirimizi kesiyoruz falan ama bu ilk konuşma oldu." Hyunjin de sırıtmıştı.

"Sen ne ara böyle bir adam oldun ya?" Bana bakmıştı. "Bunun bize geçen aya kadar söylediği şeyleri hatırlırlıyorsun, değil mi? Çok yumuşamışız, iyice beyci olmuşuz, falan. Biz beyciysek sen nesin oğlum?" Chris tekrar iç çekmiş ve başını arkasına yaslayıp gözlerini kapatmıştı.

"Hissediyorum oğlum, ben çok pis aşık olacağım bu çocuğa." Ben de iç çekmiştim.

"Dün bakanın evinde kaldım."

"Ne?!"

"Ne?!" İkisi de aynı tepkiyi verdiğinde sırıtmıştım. "Jisung'un amcasının mı?" Kafamı olumlu anlamda sallamıştım.

"Ayrıca dün akşam Jisung'un sevgilim olduğunu öğrendi."

"Oğlum sen nasıl hâlâ canlısın lan?"

"Cidden, çoktan ölmüş olman gerekiyordu."

"Jisung'un da beni sevdiğini anlayınca damadı olarak kabullendi. Hatta sabah 'bana amca de' diyordu."

"Ne?"

"Ne?"

"Öyle işte."

"Bunu bizim bakan mı yaptı?"

"Evet."

"Şaka mısın sen?"

"Hayır." Bir süre sessizlik olmuştu. "Ulan biri sevdiği halde nefret ediyormuş gibi yapar, öteki yeğeninin beni sevdiğini anlayınca beni de yeğeni beller. Nasıl sülale ya bunlar?"

Matematikçi / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin