(Minho)
Bugün pazartesiydi ve okul vardı. Tatil olacağı düşünülüyordu ama nasıl olduysa karlar erimişti.
Ayrıca ben evinden çıktığımdan beri matematikçiyle hiç konuşmadık.
Arabadan inip okula girmiştim. Daha saat çok erkendi, okulda neredeyse kimse yoktu.
Odamın kapısını açıp odama girmiş ve kabanımı askılığa asmıştım. Kendimi sandalyeye bırakmış ve önüme imzalamam gereken belgeleri çekmiştim. Bunlar sene sonu yapılacak gezi için öğrencilerin ailelerine imzalattığı izin belgeleriydi. Ve şimdi de yaklaşık 600 belgeyi imzalamam gerekiyordu...
Hızlı hızlı imzalamaya başlamıştım. Henüz 50 tane imzalamıştım ve kapı çalmıştı. "Gir!" Kapı açıldığında oraya bakmadan imzalamaya devam etmiştim.
"Minho."
"Ne var Hyunjin?"
"Marş okunacak, gel." Oflayıp elimdeki kalemi bırakmış ve Hyunjin'in peşinden ilerlemiştim. Mikrofonun önünde durduğumda ilk gözüme çarpan şey merdivenlerin dibinde duran ve beni görünce bana doğru yürümeye başlayan Jisung olmuştu.
"Evet, gençler. Bugün sınavlarınız başlıyor, biliyorsunuz. Bu 3 günde iyice çalıştığınızı umuyorum." Jisung ben konuşurken yanıma ulaşmıştı. Elini belime götürdüğünde şaşkınca ona bakmıştım. Ne yaptığını sanıyordu? "Yeni yılın gerçekleşen yeni hayaller, yeni umutlarla gelmesini umuyorum. Mutlu yıllar." Mikrafonun önünden çekilir çekilmez belimdeki eli tutmuş ve ona doğru itmiştim.
Marş okunmaya başlamıştı ve marş bitene kadar benimle uğraşmamıştı. Ama marşın bitmesiyle elinin tekrar belimi bulması bir olmuştu. Öğrenciler okula girmeye başladığında onu kolundan tutmuş ve odama doğru çekiştirmeye başlamıştım. Odama girdiğimizde arkamızdan kapıyı sertçe kapatmıştım.
"Yine modundasın bakıyorum. Aynı sinir, aynı ciddiyet."
"Ne yaptığının farkında mısın sen?" Ofladı ve masama yaklaşıp sandalyeme oturdu.
"Ne yapmışım?"
"Tüm okulun önünde belimi okşadın Jisung."
"Aslında öpecektim ama daha hafif bir şey yapayım dedim." Göz kırptığında sinirle derin bir nefes vermiştim. "İstersen öperim de."
"Öpecek cesaret sende yok zaten. Ben öpecekken bile kaçıyordun." Tek kaşını kaldırdı ve ayağa kalkıp bana yaklaşmaya başladı.
"Öyle mi, müdür?"
"Öyle, matematikçi." Neredeyse burun buruna geldiğimizde ellerini duvara sabitledi ve beni duvarla arasına aldı.
"Emin misin?" Dudaklarıma bakmış ve hafifçe sırıtmıştı.
"Eminim, hem de hiç olmadığım kadar eminim." Yüzünü yüzüme yakaştırmaya başladığında yutkunup gözlerimi kapatmıştım. Nefesini dudaklarımda hissediyordum.
Kapı çaldığında onu itmiş ve kendime çeki düzen vermiştim. Ben konuşmadan kapı açılmıştı.
"Hocam-"
"Taehyun, siktir git." Jisung konuştuğunda sinirle derin bir nefes vermiştim.
"Ama hoca-"
"Siktir git dedi hocan. Duymadın mı?" Bir şey demeden kapıyı kapatmıştı. Jisung'un yüzüne bakmadan sandalyeme oturmuştum. "Sen de siktir git."
"Ne?" Şaşkın çıkan sesiyle oflamıştım.
"12/A sınıfına dersin var, bekletme çocukları."
"İyi." Odanın kapısı sertçe kapandığında kafamı kaldırıp kapıya bakmıştım.
![](https://img.wattpad.com/cover/359448591-288-k87808.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Matematikçi / Minsung
Fanfiction"Şu matematikçi var ya." "Oğlum okulda 9 tane matematikçi var, hangisi?" "Han Jisung." "Ne yapmış yine?" "11-E öğrencileriyle beraber okuldan kaçmış."