Minho beni arabayı almaya bırakıp evine gitmişti, ben de eve gelmiştim. Şimdi de amcama gidiyordum.Amcamın evine geldiğimde arabadan inmiş ve kapının önüne gelip kapıyı çalmıştım. Kapı hemen açılmıştı.
"Hoşgeldin oğlum. O şerefsiz nerede?"
"Bilmem, birazdan gelir herhalde." İçeri girmiş ve koltuğa oturmuştum. Amcam da gelip karşıma oturmuştu. "Sen onu neden çağırdın?"
"Konuşacağım o odunla."
"Ama ne konuşacaksın?"
"Kıllandım ondan. Geçen aradım, sorguya çektim. Ulan bu pezevenkin senden bahsederken sesi cıvıl cıvıl çıkıyordu, aşık mıdır nedir it oğlu it." Alt dudağımı ısırmıştım. "Bir öğreneyim işin aslını."
"Amca..."
"He kuzum?"
"Şey..."
"Ne oldu?"
"Yok bir şey." Kapı çaldığında gitmiş ve kapıyı açmıştı.
"Ne dikiliyorsun kapıda? Girsene lan içeri." Amcamın sesini duyunca arkama bakmıştım. Minho kapı eşiğinde durmuş, bana bakıyordu. "Lan girsene içeri!" Amcam bağırdığında Minho içeri girmişti. "Git otur." Yanıma oturacağı sırada gözlerimi büyütmüş ve ona bakmıştım. Bir bana, bir de amcama bakmış ve benim yanıma oturmuştu.
"Onun yanına oturacağıma buraya oturayım." Fısıldadığında ben de fısıldamıştım.
"Ya bizi anlarsa?"
"Anlaması onun yanına oturmaktan daha cazip geliyor." Göz devirmiştim.
"İyi." Amcam karşımıza oturmuş ve bize bakmıştı.
"Ne konuşuyorsunuz oğlum fısır fısır?"
"Hiç öyle havadan, sudan. Değil mi Minho?"
"Evet evet. Havadan, sudan..." Amcam gözlerini bana çevirmişti.
"Aslan yeğenim, sen git de masaya otur, biz geliyoruz şimdi." Kafamı olumlu anlamda sallayıp ayağa kalktığımda Minho da ayağa kalkmıştı. "Sen nereye lan! Otur, konuşacağız." Minho oturduğunda ona bakarak sırıtmış ve odadan çıkmıştım. Ben bunları dinlemeden duramayacağım için kapının arkasında durmuş ve onları dinlemeye başlamıştım. "Ne istiyorsun oğlum sen?" Bir süre sessizlik olmuştu.
"Efendim?"
"Ne istiyorsun yeğenimden?" Beni istiyor amca, benden beni istiyor.
"Bakanım ne isteyeceğim ben Jisung'dan?"
"Aşık mısın lan, doğruyu söyle." Bir süre sessizlik olmuştu. "Konuşsana."
"Şimdi ayıp olmasın..."
"Cevap ver, çakacağım şimdi ağzının ortasına."
"Seviyorum." Korkuyla dudaklarımı kemirmeye başlamıştım.
"İyi bok yiyorsun. Jisung seni seviyor mu peki?" Bir süre ikisi de susmuştu. Olay daha fazla büyümesin diye odaya girmiştim. İkisi de bana bakmıştı.
"E gelin artık, ağaç oldum içeride." Minho teşekkür eder gibi, amcam ise küfreder gibi bakıyordu. "Minho, hadi." Konuştuğumda hızlı adımlarla yanıma gelmişti.
"Teşekkür ederim." Fısıldadığında ona bakarak sırıtmıştım. "Sırıtma öyle. Dayanamayıp öperim, sonra dayak yiyen ben olurum." Amcam yanımıza geldiğinde masaya oturmuştuk. Minho karşımda, amcam da benim yanımda oturuyordu.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Matematikçi / Minsung
Fanfiction"Şu matematikçi var ya." "Oğlum okulda 9 tane matematikçi var, hangisi?" "Han Jisung." "Ne yapmış yine?" "11-E öğrencileriyle beraber okuldan kaçmış."