"Sence de artık sözümü tutma zamanım gelmedi mi?""Ne?" Gülümsemesini büyüterek bana yaklaşmaya devam ettiğinde olduğum yerde durmuş, hareket etmemiştim.
"Öyle işte." Bir eli yanağıma gittiğinde yutkunmuştum. "Tutmayayım mı sözümü?" Boştaki elini belime koyduğunda kanın yanaklarıma hücum ettiğini hissetmiştim.
"Minho..." Belimdeki eliyle beni kendine çekmişti.
"Hm?" Gözlerim dudaklarına kaydığında adeta dilim tutulmuştu. Konuşamamıştım. Yavaşça yüzünü yüzüme yaklaştırmaya başladığında hızla kollarının arasından çıkmıştım. Onu kenara itip yatak odasından çıkmış ve rastgele bir odaya girmiştim. Salon olduğunu görünce gidip koltuklardan birine oturmuştum.
Kapıda Minho belirdiğinde oflayarak kafamı arkama yaslamış ve gözlerimi kapatmıştım.
"Neden böyle oluyor?" Yanıma oturduğunu hissetmiştim.
"Ne neden oluyor?" Yüzümde elini hissettiğimde gözlerimi yavaşça açmış ve ona bakmaya başlamıştım. Önce seni öpmek istiyorum, ama sen öpmeye kalktığında kaçıyorum. Sonra da kaçtığım için pişman oluyorum. Bu ikinci kez oluyor ve artık canımı sıkmaya başladı. Ama bunları sana söyleyemem Minho...
"Sadece... Sinirlerimi bozuyorsun." Gülümsemişti. Dayanamayıp ben de gülümsemiş ve gözlerimi geri kapatmıştım. Bu adam beni çileden çıkaracak...
"Uykun mu var?" Kafamı iki yana sallamıştım. "Emin misin?"
"Eminim, yorgunum sadece." Elini yüzümden çekmişti.
•
"Çok yakışıklısın..." Bir süre sessizce bana bakmıştı. Yutkunup ayağa kalktığında onu kolundan tutup yanıma çekmiştim. "Gitme." Ben yüzüne bakmaya devam ederken o iç çekmişti.
"Jisung..."
"Hm?"
"Yapma be güzelim, yapma bunu bize. Kendimi tanıyorum. Beni kendine daha fazla aşık etme." Donmuş kalmıştım. Aşk mı demişti o..?
"Ne?" Titrek bir nefes almış ve bana dönmüştü.
"Seviyorum..." Yutkunmuştum. Susmuş ve uzun uzun bana bakmıştı. Konuşmuyordum, sadece ona bakıyordum. "Sen bana böyle bakarken nasıl konuşabilirim ki?" Ağlayacakmış gibi ona bakmaya başladığımda bana biraz daha yaklaşmıştı. "Ji-" Boynuna atlayıp ona sıkıca sarıldığımda sözü yarım kalmıştı.
"Seni seviyorum." Kulağına doğru fısıldadığımda sıkıca belime sarılmıştı. "Seni çok seviyorum." Susmuştu, konuşmamıştı. Sadece sarılıyordu.
"Jisung."
"Hm?"
"Uyan artık."
"Ne?"
"Uyan artık."
•
Gözlerimi bir sesle açmıştım.
"Hani uykun yoktu? Anında uyuyakaldın Jisung." Rüya mıydı yani? Bana 'seni seviyorum' dememiş miydi? "Ne oldu? Neden öyle bakıyorsun?" Omuz silkmiş ve ayağa kalkmıştım.
"Yok bir şey. Karnım aç benim." Göz devirip beni bileğimden tutmuş ve başka bir odaya doğru çekiştirmişti. Mutfak olduğunu görünce oflamıştım.
"Az önce aç olduğunu söylemedin mi? Şimdi neden ofluyorsun?" Çünkü aç değilim, sadece konuyu dağıtmaya çalışıyordum.
"Oflamıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Matematikçi / Minsung
Fanfic"Şu matematikçi var ya." "Oğlum okulda 9 tane matematikçi var, hangisi?" "Han Jisung." "Ne yapmış yine?" "11-E öğrencileriyle beraber okuldan kaçmış."