2

1.1K 110 93
                                    

(Jisung)

Müdürü arabada görünce arabasının kapısını açıp yanına oturmuştum. Şaşkınca bana bakmıştı.

"İnsanlara ağzına geleni söylüyorsun ama doğrular yüzüne vurulunca hemen kaçıyorsun. Çok korkaksın." Derin bir nefes alıp vermişti.

"İn arabamdan Han Jisung."

"Yok."

"İnmezsen zorla indireceğim."

"İndir de göreyim lan." Göz devirip arabadan inmiş ve ve benim olduğum tarafa gelip kapıyı açmıştı.

"Son kararın mı?" Arabaya iyice yayıldığımda kendim inmeyeceğimi anlamıştı. Bir elini bacaklarımın altından, diğerini de belimden geçirip beni havaya kaldırmıştı.

"Lan, öküz!"

"E kendin istedin." Beni yere bırakmış ve arabaya yaslanmıştı. "İndirdim, gördün mü lan?"

"Serefsiz..." Sırıtarak arabaya yöneldiğinde kolunu tutmuştum. Önce şaşkınca kolundaki elime, sonra da yüzüme bakmıştı.

"Ne var?"

"Arabam tamirde."

"Ee?"

"Ne 'ee' si ya? Sen vurmadın mı arabaya?"

"E vurdum da tamir parasını verdim, sen istemedin. 'Senin parana mı kaldım lan ben' dedin."

"Ya ben paradan mı bahsediyorum şu an? Hani evim yolunun üstünde ya, insanlık yapıp beni de götürebilirsin." Pişkin pişkin sırıtmıştı.

"Bilmem, götürsem mi ki?"

"Aman be, götürme. Vazgeçtim, seninle uğraşamam ben." Gitmek için arkamı döndüğüm sırada elini belime atmış ve beni kendine çekmişti. Şaşırmıştım.

"Tamam tamam, götüreceğim." Şaşkınlığımı üzerimden atıp elini belimden çekmiştim.

"Yok, kalsın." Arkamı döndüğümde beni tekrar kendine çevirmişti.

"İnat etmesene. Bırak da götüreyim." Elini tekrar itmiştim.

"Götürme biyolojici, götürme. 'Gelmeyeceğim' dediysem gelmem."

"Öyle mi?"

"Öyle." Arkamı döndüğümde birden ayaklarım yerden kesilmişti. Bir elini belimden, diğer elini de bacaklarımın altından geçirip beni havaya kaldırmıştı. "Ananın amı!" Beni arabaya oturtmuş ve kemerimi takıp kapıyı kapatmıştı. Kendi de bindiğinde kapıyı açmaya çalışmıştım ama kapıyı kilitlemişti. "Aç şu kapıyı."

"İnat etme, götüreceğim işte." Kapıyı zorladığımda elimi tutmuş ve kapı kolundan uzaklaştırmıştı. "Zorlama boşuna, açılmaz." Arabayı çalıştırdığında oflayıp arkama yaslanmıştım.

"Şerefsiz." Hafif hafif yağan kar birden artmaya başlamıştı. Zaten 15 cm falan olan, yollardan zor geçilmesine neden olan kar daha da artarsa arabayla gidilmez gibiydi.

"Yollar yine tıkanmasa bari." Kendi kendine konuştuğunda kar daha fazla yağmaya başlamıştı.

"Şom ağzına sıçayım ben senin." Önümüzü bile zor görüyorduk. Fırtına öyle bir artmıştı ki...

Daha henüz 10 dakika yol gitmiştik. Polisler bizi durdurmuştu. Arabayı kenara çekmiştik.

"Buyurun, memur bey?"

"Buradan sonra arabayla devam edemezsiniz. Yol kapalı, kayma tehlikesi çok yüksek." Oflayarak arabadan inmiştim. Müdür de inip yanıma gelmişti. Hava öyle soğuktu ki götüm donuyordu resmen.

Matematikçi / MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin