Sabah olmuştu, Jungwon ise yataktan kalkmak istemiyordu. Yorgun ve mutsuzdu. Okula gitmeyecekti, acaba onu merak ederler miydi? Bu düşünceleri bir kenara bırakıp telefonunu eline aldı.
Biraz vakit geçirdi.Telefonla yapacak bir şeyler bulamayınca acıktığını hissetip yataktan kalktı, odasındaki kapıyı açmayı denedi ve açıldı.
Babası en son kilitlemişti ama o uyurken açmış olması gerekiyordu. Odasından çıkıp mutfağa gitti. Kendine tost yaptı, yanına ise meyve suyu çıkardı dolaptan. Yemeye başladı.
Mükemmel kahvaltısını bitirdikten sonra etrafı düzenleyip salona geçti. Sıkılıyordu ve zaman çok hızlı geçiyordu. Babasının eve gelmesine dört saatten az bir zaman kalmıştı. Ondan hâlâ korkuyordu. Kendini koltuğa bıraktı ve gözlerini kapattı.
Uyumuş olmalıydı çünkü saat geçmişti. Babasının gelmesine dakikalar kaldığını gördü. Hemen odasına çıktı çünkü eğer babası onu salonda görürse yine kızabilirdi. Odasında yatağına oturup kitap okumaya başladı.
Sadece dakikalar sonra salonun kapısının açıldığını duydu, babası gelmiş olmalıydı. Sakin kalmaya çalışıp kitap okumaya devam etti. Adam direkt olarak odaya girdi. Jungwon ise hiçbir şey olmamış gibi kitabını okumaya devam etti.
"Sadece odada mısın diye kontrol etmek için geldim."
Yataktaki çocuk babasına baktıktan sonra tekrar başını kitabına gömdü. Adam ise kapıyı çarpıp dışarı çıktı.
Jungwon şaşırmıştı, ilk kez sinirli ya da sarhoş değildi. Biraz kitap okuduktan sonra aşağıdan babasının sesini duydu odadaki çocuk. Ve ona cevap verdi.
"Jungwon bana takım elbiselerimi getir."
"Tamam getiriyorum."
Jungwon babasının odasına girdi ve dolabına yöneldi. Kıyafetini bulması gerekiyordu. Bulmuştu da kıyafetleri. Aldığı gibi götürdü babasına. Ama yine iyilik yapamamıştı kalpsiz adama.
Babası Jungwon'un elinden takım elbiseyi alıp gülümsemişti. Sonra çocuğa sert bir tokat attı.
"Neden bunları ütülemedin? Sabahtan beri sadece yattın değil mi?"
Jungwon neye uğradığını şaşırmıştı. Eli ile yanağını tutuyordu ve babasına baktı.
"U-unutmuşum özür dilerim."
"Unuttun mu yoksa aklına bile gelmedi mi salak?"
Gittikçe daha fazla sinirleniyordu babası. Karşısında duran Jungwon'a bakıp saçlarından tuttu ve onu odasına götürdü. Vardıklarında çocuğu yere fırlattı ve vurmaya başladı.
Jungwon ona durması gerektiğini söylüyordu ama dinlemiyordu. Ağzı ve burnu kan içinde olan çocuğun çenesinden tutup kendine bakmasını sağladı. Sonra gözlerinin içine bakarak konuştu.
"Hoşuna gitti mi Jungwon? Cevap vermeni istiyorum, yoksa daha kötü yaparım seni. Ne dersin?"
Çaresiz çocuksa korkarak konuşmaya başladı.
"H-hayır hoşuma g-gitmedi."
Adam çocuğa bakıp sırıttıktan sonra yanına eğilip kulağına fısıldadı.
"Bu çok güzel Jungwon. Eğer hoşuna gitseydi. Daha fazla yapardım."
Bunları söyledikten sonra elleri ile çocuğun yüzünü okşayıp ellerini saçında gezdirdi.
"Bugünkü hatanı öğrendin mi? Son kez tekrar etsene."
Çocuk sessiz bir şekilde konuştu.
"S-sana kıyafetlerini vermeden önce onları d-düzenlemem gerekiyor."
Adam Jungwon'un başını okşayıp odadan çıktı. Ama olan yine odasında sessizce ağlayan çocuğa olmuştu. Gününü böyle bitirmek istemezdi.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fear ~Jaywon
FanfictionÜmitsizlik onlar için bir hayattı. Yapmaları gereken tek şey ise sadece karşı çıkmaktı.