4.bölüm ANNEM

43 3 0
                                    

Çağrıyla yaklaşık 10 dakika boyunca yerde sarıldık. Ben delice ağlıyordum.
"Gizem hadi güzelim kalk nolur ağlama!"
"Ya Çağrı annen beni çok kötü olarak biliyor seni ayarttığımı düşünüyor!"
"Yok öyle birşey, o ne dediğini bilmiyor. Hadi güzelim kalk yerde üşütüceksin hem kıyafetlerin kurudu gel giydiriyim ben!"
"Teşekkür ederim Çağrı, bak petekte mavi bir kot pantolon birde siyah kazak var onu alır mısın?"
"Tabi hadi sen kalk ayağa!"
Çağrı kıyafetleri alıp beni ayağa kaldırdı.
"Hadi gel çıkar bunu!"
Aklıma hastalığım geldi. Genelde stres yaptığımda yada çok endişelendiğimde morluklar oluşuyordu!
"Olmaz Çağrı!"
"Ya utanma!"
"Utanmıyorum sadece olmaz!"
"Neden?"
Ben gözlerimi kaçırdığımı fark etmiş olmalıki çenemden hafifçe tutup kendi yüzüne çevirdi.
"Güzelim söyle lütfen"
"Çağrı benim hastalığım var çok stres yaptığımda yada üzülme veya endişelendiğimde vücudumda morluklar oluşuyor. Büyük ihtimalle heryerim mordur"
"Gizem bana niye bunu söylemedin. Ben senin yanındayım bir bakalım şu morluklara belki yoktur!"
Dedi ve tshortü yavaş bir şekilde üstümden çıkardı. Çıkardığı gibi göğsümden başlayan morluklar boynuma ve karnıma vurmuştu.
"Aman Allahım gizem bune?"
Ben birden ağlamaya başladım!
"Yok yok ağlama birtanem geçti, kimse görmezse sıkıntı olmaz hadi giy sen üstünü kaldır kollarını!" Dediği anda kapıda annesinin sesi duyuldu.
"Çağrı içeri geliyorum canım içeçek getirdim."
"Olmaz anne müsait değiliz!"
"Çağrı annen gelmesin!"
"Olum bişi olmaz dedi ve odaya dalı verdi. Çağrı hemen benim önüme sper oldu.
"Noluyor burada!!"
"Anne sana girme demiştim!"
"Sen, sen gizem oğlumu ayarttığın yetmedimi şimdi de becermesini mi istiyorsun!"
Çağrı çok sinirlenmişti ve "Anne!!" Diye birden bağırdı bense deli gibi ağlıyordum. Annesi yine dinlemedi ve busefer beni kolumdan tutup karşısına çekti ve sert bir şekilde tokat attı. Ben tokatın etkisiyle sendeledim.
"Hakkettin sen şimdi defol git bu evden oğlumuda bırak!"
"Anne sen ne yapıyorsun çık odamdan!"
"Ney anlamadım Çağrı!"
"Anne sen defol git.!"
Annesi sinirle çıktı gitti. Ben ise yerde yatıyordum. Omurgamın alt kısmında çok feci bir acı hissediyordum.
"Gizem!"
"Çağrı çok canım yanıyor!"
"Gizem kanaman var.!!"
Annesi bana attığı tokatla sendelerken annesinin getirdiği içeceğin yanındaki yemeğin bıçağına sürtmüştüm ve derin bir yarık açılmıştı.
"Gizem yürü hastaneye gidiyoruz!"
"Olmaz çağrı gidemeyiz annem ile babama hemen arama yaparlar!"
"Gizem saçmalama bildiğin bıçak saplanmış."
"Çağrı eve çağır doktoru nolur nolur canım çok yanıyor!"
"Çağrı hızlı bir şekilde özel doktorunu aradı.
"Alo Merhaba lovesa lütfen eve acil gel bir arkadaşım bıçaklandı hastaneye gidemiyoruz hızlı ol yarası derin!"
Bunları İngilizce söylemişti. Çağrı beni azıcık yerimden oynatmaya çalıştı ama canım çok yanıymıştı.
"Çağrı oynatma çok kötüyüm! Üstümü ört!"
"Ney!"
"Üstümü ört çağrı doktor gelene kadar böyle durmak istemiyorum!" Dediğimde bu sefer kan kusmaya başladım.
"Gizem Gizem kendine gel güzelim lütfen! Ben anneme gösteririm!" Dediğinde ayağa kalktı ve kolundan tuttum.
"Bırak çağrı. Kadın haklı ona hiçbir haber vermedim gelmeden daha doğrusu geldiğimden haberi yoktu. Haklı yani oğlunu böyle görünce AHH!!"
"Tamam kendini zorlama istersen!"
Ve doktor geldi beni yavaşça çağrı ile yardım alarak yatağa yatırdılar. Kadın ben yan çevirdiğimde yaramın ne kadar derin olduğunu o zaman anlamıştım.
"Çağrı buraya dikiş atmamız lazım ve 1 hafta yataktan dahi kalkmaması gerekiyor!"
Kadın birden türkçe konuşunca şaşırmıştım ve araya girdim.
"Olmaz benim eve gitmem lazım dikiş atmayın!"
"Olmaz Gizem, annen babana kurs uzadı dersin olur biter hadi güzelim sık dişini!"
Kadın birden dikiş atmaya başladı. O kadar canım yanıyordu ki çığlık atıyordum. Yaklaşık yarım saat süren muayeneden sonra biraz olsun rahatlamıştım sadece ağrım vardı. Ve oram sargılıydı. Çağrı 1 dakika bile başımdan ayrılmamıştı. Ben yatakta yatınca oda yanıma gelmişti ve kolumda uyuya kalmıştı. Birden annesi odaya girdi. Ben telaşla kendimi toplayınca Çağrıda uyandı ve annesine;
"Anne kız senin yüzünden bu halde çık git lütfen!"
"Çağrı lütfen bırak gelsin annen o senin!"
"Şey Gizem ben özür dilerim!"
"Okey siz konuşun ben kapıda bekliyorum ama o kıza birşey yaparsan seni affetmem!"
Dedi ve çağrı odadan çıktı.
"Evet efendim sizi dinliyorum"
" Çağrı benim tek çocuğum, babası o küçükken onu ve beni terk etti. Bu evi arabaları herşeyi ben çalışarak kazandım. Bir süredir Fransadaydım. Çağrı bu kocaman evde tek başına kalıyordu. Bende bencillik edip onun hayatında benden başka önem versin değer versin yani başka bir kadın istemiyordum. Ama senin sevgin saygın beni çok değiştirdi. Sarılabilir miyim? İstersen annen ile babanla konuşabilirim!"
"Yok efendim ben konuşurum ailemle tabiki sarılabiliriz!"
Dedim ve birbirimizi sıkı sıkı sardığımız sırada içeri çağrı girdi.
"Hadi yeter bu kadar" dediği sırada gözleri fal taşı gibi açıldı.
"Ne!, ben rüya mı görüyorum. Sevdiğim iki kadında barışmış gibi!"
"Eevet çağrı annen ile barıştık gerçi ben küsmemiştim ama olsun."
"Oğlum aferin tam sana göre bir kız. Sakın onu üzme yoksa karşında beni bulursun!" Dedi ve gülerek odadan çıktı.
"Vay vay vay benim güzel sevgilim barışmış annem ile?"
"Evet Çağrıı ama şuan dinlenmem lazım çok ağrım var!"
"Dinlenmemiz lazım demek istedin galiba?"
Hafif gülerek cevap verdim;
"Evet öyle dedim gel yanıma ama çok yaklaşma hala üstümde kıyafet yok!"
"Aman yemem seni ama sen yine dikkat et!"
"Çağrıııı!"
Ben derken birden beni öptü.
"Hadi dinlenelim artıkk" dedi ve yanıma yattı. Birlikte sarılarak uyuduk...
                                             {^.^}

Uzak kadar yakınımda {+15}Where stories live. Discover now