Adın benim kaderim

bir aşık olmak eksikti.

Karşımda Gördüğüm şey..

Bir anda gördüğüm o güzelliği anlatacak kelimeler bulunamazdı da zaten..
Çünkü çok güzeldi.
koca koca yeşil gözleri ile bana bakıyordu..
İkimizin birbirine bakışmasını.. sinirli bir şekilde

"O nasıl kapı çalmak ya alacaklı gibi"
diyen karşımdaki kızın konuşması bozdu... Kendimi toparlamaya çalıştım yoksa kızın gözünde gerizekalı gibi görünecektim ..
Sonra aklım başıma gelerek kafamda ki sorunun cevabını buldum.
karşımda ki güzellik bir kızdı
evet karşımda Gördüğüm güzel bir kızdı
Güzel kavramını hayatından çıkaralı o kadar çok zaman olmuştu ki hemen kavramam zor oldu..

oğlum Welat kendine gel diyen iç sesime rağmen hala kendime gelemiyordum.. ben kendi içimde bir çekişme içindeyken

Kız yüzüme eğilerek eliyle işaret edip "alo sana diyorum kimsin sen? alacak için falan geldiysen babam evde yok" diyip açtığı kapıyı yüzüme kapatmaya çalışınca kendime geldim..

Elimle onun kapatmaya kalktığı kapıyı tutunca korktu .. onun korkutuğumu anlayınca sesimi yumuşak tutarak korkma ben alacaklı değilim. Agâh ağayı görmeye geldim onu mutlaka görmem gerek dedim...
Yüzüme iyice dikkatli baktı. o an iyi ki gelmeden önce traş olduğuma sevinmiştim..

Sonra bir iki adım geri giderek tepeden tırnağa beni süzdü.. gördüğü görüntüden ne anladıysa..

alacaklı değilsin anladık.
ama sen kimsin ya .. bu kılık kiyafet ne,
sat Komandosu gibi giyinmişsin asker misin yoksa dedi..
onun söylediklerinden sonra bende kendime bakmıştım. Yeşil Kargo pantolonum botlarım yeşil tişörtüm ve üzerine taktığım silah kemerim ile onun dediği gibi askere benziyordum..

Yok ben askerde değilim, derken içeriden orta yaşlı iki kadın çıktı.. beni gören kadınlar koşarak bana doğru gelip "oo Welat ağam hoşgeldin dediler.. onlar bana hoşgeldin derken Yüzüme bakan kız yanında ki kadını dürtüp aaa o Welat ağamı bu mu diye sordu.. kadın onu kolundan tutup geri çevirdi hadi sen mutfağa diye kızı içeri yolladı.. kadınlar bana bakarken ben hala arkasını dönüp giden kıza bakıyordum.. benim ona bakışıma kadının biri öksürünce kendimi toparlayak onlara döndüm. Sonradan farkettim ki kadınlardan birisi Agâh Ağa'nın ikinci eşiydi.. ona doğru dönerek Agâh ağa nerde onu görmeye geldim dedim..

Kadın Ağa'nın yukarda olduğunu söyledi. Müsait mi diye sorunca ağam sana hep müsaittir tabi buyurun diyerek beni içeriye buyur etti. diğer kadın ise önümde koşarak yukarı çıkıp ağam ağam Welat ağa geldi diye seslendi..
Kadınlar buyur etsede ben Agâh Ağa'nın çıkmasını bekledim .. sonra merdivenin başına
Agâh ağa çıkarak oo Welat ağa hoşgeldin diyerek bana seslendi.. onu görünce bu sefer ona Ağa habersiz geldim ama musaitmisin azıcık konuşsak dedim..
Merdivenlerden inerek yanıma geliyordu..
ne demek müsait misin Welat ağa başımın üstünde yerin var buyur gel diyince bende tamamen içeri girdim... O merdivenleri bitirmeden ona doğru yürüdüm.. selamlaştık. bana eliyle indiği merdiveni gösterek ben önden o arkamdan yukarı çıkarken gözüm kızın girdiği kapıya gitti.. sonra içimden kendine Gel Welat buraya ne niyetle geldin ayıp oğlum diyen iç sesimi duydum..

Kafamı sallayarak bu karmakarışık düşüncelerden sıyrıldım..

Beni salona buyur eden Agâh ağa tam karşıma oturdu.

Odada oluşan sessizliğe son vermek için kusura bakma Agâh ağa habersiz bir ziyaret oldu ama duyduklarım dan sonra gelmek istedim.. diyince kafasını kaldırıp yüzüme baktı gözlerinde utanç vardı..

Demek başıma gelenleri sende duydun Welat ağa..
Benim bu durumuma ne denir ki!
kendi ektiğini biçiyorsun, Agâh ağa de,
Kendi yetiştirdiğin evlat yüzünden bu durumlara düşmüşsun de,
Kendin ettin kendin buldun de,
ne dersen de benim bu durumuma ..