Welat misafirleri ile oturdukları restoranda ki masada onlara eşlik etsede gözü hep kapıda Hasret'in gelmesini bekliyordu..sonunda beklediği sevdiceğini restoran girişinde görününce birden heyecanla oturduğu masadan kalkıp onu karşılamak için kapıya yöneldi. ama bir anda garip bir şekilde içeri doğru yürüyen Hasret birden durdu, sonra geri dönüp restoranın çıkışına doğru gitmeye başladı.. bu duruma anlam veremeyen Welat ona doğru giden adımlarını hızlandırdı ve durması için ismini söyledi..
Hasret....Hasret ismini duyunca hızlıca çıkmak için yöneldiği restoran çıkışında durdu.. arkasından ismi ile seslenen kişiyi de sesinden tanımıştı.. o Welat'a görünmeden çıkmak için hemen çıkışa yönelme planı yapmıştı ama Welat onu görüp hemen peşinden gelmişti.
Hasret ne gidebiliyor nede Welat'a
döne biliyordu.. Welat hızlıca onun yanına gitmiş. Yüzüne bakmak için onun önüne geçmişti.. neden birden geri gitmek istediğine anlam verememiş, kendinin yanlış birşey yaptığını bile düşünmeye başlamıştı.. .Welat başı yerde öylece duran Hasret'in yüzüne eğilip birşey mi oldu neden beni görmeden gitmek istedin.. seni üzecek kıracak bir hatam mı oldu diyip konuştu..
Hasret yere bakan bakışını kaldırıp Welat'ın yüzüne bakmıştı.. yoo sen beni üzüp kırmazsın ki, ben yanlış zamanda geldiğimi düşünüp seni rahatsız etmeden gitmek istedim.. diyip utanarak tekrar yüzünü eğdi..
Welat onun eğdiği başını eliyle kaldırıp kendi yüzüne hizaladı. Onun utanarak söylediklerine, söz konusu sen isen benim asla yanlış zamanım olmaz küçük hanım.. dedi.. onun söylediği düşüncelerinin yanlış olduğunu ona anlatmaya çalıştı.. sonra oturdukları masayı Hasret'e göstererek
Sadece İstanbul'dan misafirlerim var. birlikte öğle yemeği yiyoruz. bence sende bize eşlik edebilirsin .. senin için özel olarak sütlaç bile yaptırdım.. dedi..Hasret onun söylediklerine, büyük bir şaşkınlıkla ben senin misafirlerin ile aynı masaya mı oturacağım!
yok olmaz! utanırım ben.. hem baksana onlara nasıl alımlı çalımlı insanlar, şey birde ben o masaya yakışmam ki. diyip Welatın söylediklerine cevap verirken o masaya oturursa utancından
bayılabileceğini bile düşünüyordu..Welat Hasret'in masaya oturmamak için saydığı nedenleri dinlemişti. ama tek bir cümleye takıldı kaldı. ben o masaya yakışmam..
Bu cümleyi onun dilinden duyunca mezarlıkta konuştukları aklına geldi..Hasret artık dimdik duracak asla kendini zayıf, güçsüz ve aciz biri gibi görmeyecekti .. bu konuda Welat ile anlaşmışlardı. Ama yine Hasret kendini bir yerlere uygun görmüyordu, halbuki o masayı,
o yemekleri misafirleri için değil Hasret'i mutlu etmek için hazırlatmıştı Welat.Onun bu düşüncesine sinirlenip aniden onun iki kolundan tutarak sarstı..
Napacağım ben seninle, neden benim söylediklerimi hiç yapmıyorsun. Neden sürekli kendin hor görüyorsun..
Welat tekrar eli ile masayı gösterip, bak o masaya, soğuk soğuk insanlar var..
ama sen o masaya oturunca o masa senin samimiyetinle sıcacık olacak . Hatta ne var biliyor musun? o alımlı çalımlı dediğin insanlar süslenerek kazanmak istedikleri güzelliği, senin hiç uğraşmadan sahip olduğunu görerek seni kıskanacaklar.
Senin tek yapman gereken duvarlarını yıkmak ama diyorsan ki, ben kendime ördüğüm bu duvarların arkasında memnunum ..
peki kabul,
şimdi buradan demin yapmaya çalıştığın gibi sessizce gidebilirsin.. sana engel olacak değilim. diyen Welat Hasret'in tuttuğu kollarını bıraktı..
Hasret'e kızmıştı ama kolunu tutarken acıdı mı acaba diye düşünmeye başladı.. ikiside konuşmuyor öylece duruyordu.. Misafirleri Welat ağaya bakınca Hasret'e benimle geliyor musun? Yoksa seni çarşıya götürmesi için bir araba ayarlıyım mı diye sordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adın benim kaderim
Romansatek amacı babasının intikamını almak olan bir ağa.. babası tarafından hor görülen bir kız... intikam ve acıdan doğan kara sevda... Adamın dilinden dökülen cümleler kadının kalbini parçaladı.. "Ben sana hep Hasret kalmaya mahkum edildim, ADIN BENİ...