Yazardan:
Hasret elindeki sütlacı büyük bir iştahla yerken yarı açık kapıdan babasını karşısında oturan, analığıdan dayak yemesine engel olan adamı gözetliyordu.... Artık o adam Hasretin gözünde beyaz atlı bir prens olmuştu..
Onu cadı analığının dayağından kurtarmış, birde üstüne adam kendi tatlısını ona vermişti...Hasret Üstünün başının perişanlığına,
una bulanmış, birbirine girmiş saçlarının haline bakmadan içerideki adama bakıp bakıp ne güzel bir adam bu ya ne tatlı birşey sütlaç gibi diye diye gizliden içeriyi izlemeye devam ediyordu ..
Hasret Kapıdan öyle bakarken analığına yakalandı..
Analığı Welat ağa geldiği için az önce yaptıkları yüzünden onu dövememişti.
kadının siniri tepesinde "ne yapıyorsun sen burda kız" diye sessiz ama sinirli bir şekilde Hasret'in kolunu çekti...
Hasret kolunu ondan kurtarıp elindeki kaşığı iştahlı bir şekilde sütlaca daldırıp dolu kaşığı ağzına götürdü.. kadının yüzüne bakarak ağzına götürdüğü kocaman bir kaşık sütlacı keyifle yedi.Hasret birşeyi fark etmişti içerde o adam olduğu sürece analığı onu dövemezdi...
Hasretin bu hareketinden sonra Kadının sinirleri iyice tepesine çıkıp evin çalışanını çağırdı.
kadın koşarak geldi,
al şunu şurdan götür odasına kitle dedi.Hasret içeri babasının yanına girerek kendini kurtarabilecegini düşünsede, babasını kızdırırsa o adam gidince kesin dayak yiyeceğini bildiği için sessizce hizmetli ile gitti...
Hizmetli ile odasına giren Hasret heyecanlı ve meraklı çıkan sesi ile onu odasına getiren kadına
"Zeliha abla benim büyümeme daha ne kadar var?"
diye sordu.analığı eziyet etsede evdeki çalışanlar Hasret'i çok severlerdi..
kadın onu odasına getirip banyoya sokmak için üstündekileri çıkarırken Hasret'in bu sorusuna şaşırdı..
Nerden çıktı kız bu soru ne yapacaksın büyüyünce sende analığını mı dövecen yoksa diye şakayla karışık konuştu..."Yooo ben büyüyünce o adamla evlenecem "
Hizmetli Hasret'in söyledikleri ile Ufak bir şok geçirdi.. ne diyorsun kız sen ne biçim konuşma o bacak kadar boyunla baban duysa dilini keser...
derken üstünü çıkardığı Hasreti hızlı hızlı banyoya götürdüp suyun altına soktu...Hasret;
"Kesemez ki, o adam beni babamdan da korur, ama önce büyümem lazım..Hizmetli Hasret'in dediklerini hala anlayamıyordu tek bildiği boyundan büyük konuştuğuydu ve duyulsa yine dayak yiyeceğiydi...
Sus deli kız herşeyi de bil.. hem hangi adammış bu, nerden çıkardın evlenecem lafını falan,,
hergün birşeyler öğrenip geliyon sonra o analığının doldurması ile babandan dayak yiyip oturuyon...Hizmetli bunları söylerken bir yandanda Hasreti yıkıyordu...
Hasret onun kese atan ellerinin arasında susmayan çenesi ile..
Bugün gelen adam ile işte..
bana sütlaç veren,
bir filmde gördüm fırına pirinç verdik dediler sonra evlendiler.. demek ki, birine sütlaç verince onunla evlenirmişsin.. bende onunla evlenecem..
ama önce büyümem lazım..
Ben ne zaman büyürüm Zeliha abla..
diye tekrar sordu Hasret ..Hizmetli onu yıkarken kimden bahsettiğini de anladı banyoda kocaman bir kahkaha patlattı.. kadın gülen ağzı ile; Ahh deli kız sen Welat ağaya mı göz koydun bide... Allah'ım yarabbim... Sen beni güldürdün ya Hasret, Allah'ta seni güldürsün... Fırına pirinç vermişlermiş sen önce onun doğrusunu öğren bir kere, mercimek o mercimek deli kız.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Adın benim kaderim
Storie d'amoretek amacı babasının intikamını almak olan bir ağa.. babası tarafından hor görülen bir kız... intikam ve acıdan doğan kara sevda... Adamın dilinden dökülen cümleler kadının kalbini parçaladı.. "Ben sana hep Hasret kalmaya mahkum edildim, ADIN BENİ...