Adın benim kaderim

Şer 21 yaşında

Agâh Ağa ile birlikte geçtiğimiz salona karşılıklı oturduk. Hali ve tavrı gerçekten çok fazla dikkat çekiyordu. kafasını kaldırıp yüzüme bakamıyor, oturduğu yerde kıvranıp, elini kolunu nereye koyacağını şaşırıyordu..
Benim gelmem mi onu bu kadar heyecanlandırmıştı. Yoksa hastalığı ile ilgili bir durum muydu bu hali, anlam veremedim .
50 yaşlarındaki ki bir adamın bu tuaf hareketleri karşısında bende nasıl tepki vereceğimi şaşırtmaya başlamıştım...

Geçmiş olsun Agâh Ağa, hastaymışsın öyle duydum. hem bir geçmiş olsun diyim hemde baba dostunun acı bir kahvesini içeyim dedim... Babam için çok kıymetli bir dosttun dilinden düşmezdin...Onun ölümüne üzüldüğün için hasta olduğunu duydum. Gelmek istedim.

Söylediklerimi duyunca ilk kez kafasını bana çevirip yüzüme baktı.. soğuk soğuk terlemiş anlında boncuk boncuk olmuş ter damlaları ise  bariz belli oluyordu. oturduğumuzdan bu yana ilk defa bana bakan gözlerinde gördüğüm duygu hüzünle karışık anlam veremediğim bir tedirginlikti..

Benden duyduklarına cevap vermek isteyen bir hali vardı ama bir türlü söze de giremiyordu.. o halini gördükçe kendimi tutamayıp, iyi görünmüyorsun Agâh amca bir doktora falan gitmek istersen yardım edeyim mi diye sordum..

Benim sorumla kendini toparlayarak zorda olsa söze girdi..

Yok Welat oğlum sigarayı bıraktım, oda beni çok etkiliyor. Tabi yılların tiryakiliği olunca bu yaşta bırakmak beni çok zorluyor... geleceğini haber alınca mutlu oldum hoşgeldin sefa getirdin.. doğru duymuşsun baban kan kardeşimdi birlikte büyüdüğüm can dostumdu onun öyle anı ölümü beni derinden sarstı..
Bu ince düşünce ile beni ziyarete gelmene çok mutlu oldum . Boranın oğlu benimde oğlum sayılır. Tekrar hoş geldin oğlum .

Söylediği sözlere sagol Agâh amca sende benim amcam sayılırsın diye cevap verdim

Geldiğimden bu yana Agâh Ağa'nın hareketlerinde ki tuaflığın sebebi belli olmuştu..

Sözüme devam ederek Sigarayı birakmaya karar vermende sağlığın için doğru karar olmuş diye devam ettim.

Benim Söylediklerime oda  yavaş yavaş kafa sallayıp, söze girdi.
"bende Aşiret kararını duydum Ağalığı gönüllü olarak almana da çok sevindim,
babanın yeri de bir sana yakışırdı zaten,
onun kanını taşıyorsun bu işin altından en iyi sen kalkarsın gençliğinden ve tecrübesizliğin hiç korkma sakın" dedi

Bunlar söylerken de Zorlanarak konuşuyordu..
benim için bu düşüncelerini duyunca açıkcası gururum okşanmıştı.
Onun ise o halini gördükçe çok yormak istemiyordum belli ki hiç rahatı yoktu.. biz konuşurken kahvelerimiz gelmişti..
hızlıca içip izin istemek niyetindeydim..

Hala karşımda sürekli rahatı olmayan bir duruş sergiliyor, ben istemeden bakınca da oturuşunu düzeltmeye çabalıyordu..

Kahvemi hızlıca içip ayaklandım. önemli bir işim olduğunu, kendinin de iyileştiği bir zaman tekrar oturalım' olurmu diyerek gitmek için izin istedim.. 
Bana daha yemek yiyecektik diye ısrarcı olmaya başlayınca borcum olsun Agâh amca diyerek ısrarını onu kırmadan geri çevirdim..

Oturma süremiz iki saat sürmemişti.. öğlen sonu geldiğim konakta ikindin olmadan kalkmıştım.. oturduğumuz odadan çıkınca gözüm buraya geldiğimde tanıştığ o küçük kızı aradı.. göremeyince merdivenlere yöneldim. Agâh ağa arkamdan olmadı böyle Welat oğlum ateş almaya gelmiş gibi kalkıyorsun diyerek geliyordu.. ben ise Hızlıca merdivenlerden inip arkamdan gelen ona doğru döndüm..

Gerçekten önemli bir işim var Agâh amca, dediğim gibi sözüm olsun hem bak seninde rahatın yok.. ben gidince sende guzelce dinlenip iyileşmene bak..  biz böyle konuşurken avluya açılan odaların birinin kapısından esneyerek bir kız çocuğu çıktı.. beni görünce koşarak yanıma geldi. Dikkatli bakınca geldiğimde üstü başı un olmuş yüzü gözü net görünmeyen sütlaç sevdalısı o kız olduğunu anladım.. ilk gördüğümde o perişan halı yüzünden yüzünü net görememiştim yüzünü yıkayıp, üstünü başını değiştirince artık gerçek bir çocuğa benziyordu.. hemde çok güzel bir kız çocuğuydu.. yeşil yeşil gözleri küçücük bir yüzü vardı..