*13*

788 28 11
                                    

İçimde koca bir heyecan vardı ve Keremin boynuna sarılmak istiyordum ama beynim beni ondan uzaklaştırıyordu

"Kerem, biz sadece arkadaşız, ilerisi yok," dedim, onun söylediği cümleler artık benimdi

"benim söylediğim şeyleri bana söyleyince ne değişecek İrem, beni hâlâ seviyorsun" evet onu hâlâ seviyordum ama öylece kabul edemezdim

"kalbini kırmak istemiyorum Kerem" dedim söylediği cümlelere karşı

"kalbimi kıracaksan sen kır İrem, ben buna razıyım" resmen bayılmamak için kendimi zor tutuyordum, söylediği her cümle beni ona daha çok itiyor gibiydi

"Kerem biz olamayız, o yüzden daha fazla uzatma, sen yoluna ben yoluma" dedim ve oturduğum yerden kalkıp hızlıca mekânı terk ettim, yarın kesinlikle bunun hesabını soracaktım diğer oyunculara!

Eve geldiğimde büyük bir baş ağrısı kaplamıştı bedenimi, fazlasıyla yorgundum ve saatlerce uyuyup hiç kalkmak istemiyordum

Üzerimi değiştirmeden yatmayı düşünüyordum ki telefonumun titremesi ile koca bir iç çekip telefonumu elime aldım. Arayan İcardiydi, iyi de bu saatte beni niye arıyordu bu adam?

"efendim" dedim yorgun sesimi belli ederek, fakat İcardinin sesi epey endişeliydi

"İrem, Kerem kaza yapmış!" o an her şeyin durduğunu hissetmiştim

"neredesiniz? Hemen geliyorum, konum at" deyip telefonu İcardinin yüzüne kapattım ve koşarak odamdan çıktım

*

Hastane önüne gelmiştim, her şey benim suçumdu

Koşarak Keremin kaldığı odaya çıktım, takımın tamamı buradaydı, aralarında bişey konuşuyorlar gibiydiler, yanlarına yaklaştığımda beni fark edip sustular

"İrem, Keremin bir şeyi yok ama görmek istiyorsan içeri girebilirsin, Kerem evlerimize gitmemizi söyledi, istersen seni de geçerken bırakayım" dedi Barış bana bakarken, ne olursa olsun Keremi bu halde bırakamazdım

"kaç gün kalacak hastanede?" dedim ruhsuz sesimle, hepsi yorgun gözüküyordu

"yarın sabah çıkacakmış" dediğinde kafamı salladım ve Barışa bakmadan konuştum

"sen git, ben bugün burada kalacağım" dedim ve Barışın bir şey söylemesine fırsat vermeden odadan içeri girdim, odaya girdiğimde Keremin ailesi buradaydı.

"neyse oğlum, biz çıkalım odadan, sen konuş rahat rahat" dedi Keremin annesi, o an odada ki herkes ayaklanıp çıktı, Kerem ve ben hariç tabii ki

"Nasıl oldu bu olay?" dedim, Kerem beni dinlemiyor gibiydi, pencereden dışarıyı izliyordu "sana diyorum Kerem, çocuk gibi mi davranacaksın gerçekten?"

"eve gitmek için arabaya bindim, karşıdan gelen arabayı yeni fark ettim, o arabaya çarpmamak için başka bir yere çarptım" dedi ve gözlerini bana çevirdi, korktuğum her halimden belliydi resmen

"özür dilerim" Kerem kaşlarını çattı

"niye özür diliyorsun?"

"benim yüzümden oldu her şey" dedim ve elimin tersiyle göz yaşlarımı sildim

"kızım o arabada ki sen miydin? Saçma sapan konuşmasana, senin ne suçun var Allah aşkına?"

"benim söylediğim şeyler yüzünden olmadı mı yani?" onu gerçekten çok üzmüştüm, Keremin yanına biraz daha yaklaştım ve yanına oturdum

"yanıma uzanmak ister misin? Çok yorgun gözüküyorsun" o an itiraz etmeden Keremin yanına uzandım, ellerini belime doladığında göz kapaklarım kapanmıştı

*

Gözlerimi açtığımda Keremin kolları arasındaydım, hareket etmeden Keremi izlemeye başladım, Kerem de gözlerini açmıştı yavaşça

Yanımda duran çantamı elime aldım ve telefonun ekranını açtım, saat 09.07 gösteriyordu, tekrardan Kerem'e dönüp baktığında bana baktığını görmüştüm

"Keşke her gün kaza yapsam" dedi ve gülümsedi, sinirle doğruldum

"Kerem saçmalama istersen! konuşma şöyle ya" gerçekten söylediği şeyler sinirimi bozmaya başlamıştı

"Affedersen bir daha böyle kelimeler kullanmam" dediğinde elimi alayla salladım

"Daha çok beklersiniz Kerem bey barışmayı" dedim ve yataktan kalkıp çantamı koluma takıp kapıya doğru ilerledim, fakat Keremin sesiyle hızlıca arkamı döndüm

"Ah!" deyip kalbini tutmuştu, koşarak yanına gittim

"Ne oldu bir anda?" diye sordum panikle, Kerem halinden memnun bir şekilde gülümsedi ve konuşmaya başladı

"Kalbim sana dayanamadı" deyip güldüğünde endişeli bakışlarımın yerini sinirli bakışlarım yer edindi

"of Kerem!" dedim ve hızlıca odadan çıktım, odadan dışarı çıktığımda Keremin annesi ile göz göze gelmiştim, annesi bana gülümsediğinde bende ona gülümsedim

"Odaya girdiğimde birbirinize sarılıp uyuyordunuz, bu yüzden rahatsızlık vermek istemedim kızım"

"Çok teşekkür ederim, bir şey olursa beni arayın lütfen" Keremin annesi ile vedalaştıktan sonra merdivenlerden aşağı inerken Barış ile Berkanla karşılaşmıştım

"Günaydın İrem" dedi Berkan

"Sizede günaydın" deyip gülümsedim tekrardan

"Az önce tekrardan buraya gelmiştik ve odaya girmiştik ama siz Kerem ile beraber sarılmış uyuyordunuz, hayırdır oldu mu bu iş yoksa?" dedi ve göz kırptı Barış, o an Barışın koluna vurdum

"Biz arkadaşız Keremle Barış, kötü düşüncelerini kendine sakla" dediğimde Berkan ile Barış kısa süreliğine bakıştı

"Ben de her gün en yakın kız arkadaşım ile aynı yatakta yatıyorum zaten İrem" Berkan'ın söylediği şey ile kızarmamak için kendimi tutuyordum resmen, büyük ihtimalle bir domatese dönmüştüm şuan.

"Neyse gidiyorum ben, görüşürüz" dedim ve koşarak onlardan uzaklaştım, telefonumu tekrardan elime aldığımda 7 cevapsız arama olduğunu fark etmiştim, hepsi de Sudeydi, onu geri aradığımda telefon saniyesinde açılmıştı

"İrem neredesin sen?" Sudenin sesi gergin geliyordu

"Kerem dün kaza yapmış da, hastanedeydim, yeni çıktım hastaneden, geliyorum 20 dakikaya"

*

740 kelime yazmışım, normalde daha uzun yazmak gelmişti içimden fakat maç başlamadan paylaşmak istedimm

Sizde maçtan sonra okursunuz büyük ihtimalle

Yarın yine bu saatlerde Paylaşırım bölümüü

Sadece Arkadaş/Kerem AktürkoğluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin