Evet, biz Kerem ile çıkmaya başlamıştık, inanın bana nasıl oldu bende bilmiyorum ama içimde daha fazla tutamamıştım, şarkının içerisinde 'seni seviyorum' diye bir cümle geçmese de bunu bana söylemişti ve şuan sevgiliydik, inanılmaz bir histi
Bütün gece boyunca Kerem ile yan yanaydım ve birbirimize karşı yaptığımız rezilliklerimize gülüyorduk, hâlâ beraberdik.
"bu arada anlattım mı sana? Barış eda diye bir kızdan hoşlanmaya başlamış, nasıl tanıştıklarını bilmiyorum" dediğinde gülümsedim
(yeni kitap duyurusu gibi bir şey oldu, evet Barışa da yazıcamm)
"Ne güzel işte," dedim ve kolumda takılı olan saate baktım, saat 03.07 gösteriyordu, uykum da epey gelmişti "Kerem ben artık eve gitsem iyi olur, Sudeye dışarıda olacağımı söyledim fakat senin yanında olduğumu söylemedim, merak etmiştir şimdi beni"
"bu saatte Sude seni mi bekliyor gerçekten?" deyip güldü, onun söylediği şeye karşın bende gülmüştüm
"Sudeden bahsediyoruz" dedim ve alaycı bir şekilde dudaklarımı büzdüm, Kerem bana yaklaştı ve sarıldı
"Peki madem, kalk da götüreyim seni"
*
"oha Sude, uyanacak mısın artık? Kızım saat 14.20!" dakikalardır başımda bağırıp duruyordu, bugün iş olmadığı için akşama kadar uyuyabilirdim
"ya uykum var diyorum Sude, git başımdan nolur!" sesim yalvarır gibi çıkmıştı resmen, Sude bir anda kolumdan tutup kendine çektiğinde artık doğrulmuştum
"sen gerçekten iyi değilsin, dün neredeydin ve neden geç geldin?" Ben geldiğimde Sude odasında mışıl mışıl uyuyordu, kaşlarımı çatıp ona döndüm
"Ben eve geldiğimde sen uyuyordun, nereden biliyorsun benim eve geç geldiğimi?"
"saat 2 gibi yattığım için biliyorum İremciğim ya! Saat 2'den sonra geldiğini anlamak zor değil" uykulu gözlerle dinlemiştim onu
"neyse tamam, üzerimi değiştirip geliyorum" dediğimde Sude hiçbir şey söylemeden odadan çıktı, Hızlıca ayağa kalkıp dolabıma yaklaştım ve yüksek bel pantolon ile çokta kısa olmayan crop'u yatağımın üzerine koyup duş almak için lavaboya doğru ilerledim
O kadar yorgundum ki kendimi hemen sıcacık suyun altına atmıştım
Neredeyse yarım saat sonra duştan çıkmış, giyinmiş, saçımı yapmış bir şekilde oturma odasına doğru ilerledim, Sude elinde bir pizza dilimi tutmuş onu yiyordu ve bir yandan da telefonuyla ilgileniyordu, beni görünce telefonu bıraktı
"şükür gelebildin sen de, ağaç oldum kök salacağım şimdi" dediği şeyle güldüm ve yanına oturup elindeki pizzayı alıp kendim yemeğe başladım, ağzımdaki lokma bitince Sudeye bir bakış attım, o ise hiçbir şey yapmadan sadece karşısında duran televizyona bakıyordu
"bişey diyeceğim ben sana" dediğimde hızlıca bana döndü
"Ne yaptın gene?"
"Ben bir şey yapmadım," uzatmadan söylemek istiyordum her şeyi "biz Kerem ile şuan sevgiliyiz!" deyiverdim bir anda, şaşkınca suratımı izliyordu artık Sude, ilk adımı ben mi atmıştım yoksa Kerem mi atmıştı hiç bilmiyordum
"takıntı yaptığın çocukluk aşkın ile şuan sevgili olmak çok güzel bir şey olmalı," deyip hafifçe gülümsedi Sude "çok tatlı bir çift olacağınıza kalpten inanıyorum" tam konuşacaktım ki telefonumun çalmasıyla yanı başımda duran telefonu elime aldım ve ekranına baktım. Hakim Ziyech arıyordu, aramasını açmadan Sudeye döndürdüm telefonu
"bu niye her yerden çıkıyor böyle?"
"bir bilsem" diye mırıldanıp telefonu açtım ve telefonu kulağıma götürdüm
"naber İrem?" Ziyech'in sesini duyduğumda nedensiz bir şekilde aklıma Kerem ile onun evinde tartıştığımız gelmişti
"iyi sen?" dedim soğuk sesimle, Kerem büyük bir ihtimal sevgili olduğumuzu kimseye söylememişti
"iyi ben de, sesin biraz kötü geliyor, hasta mısın yoksa?"
"hayır, hasta değilim," dedim net sesimle "Bugün tekrardan Türkiyeye döndüğünü duydum, doğru mu?"
"hasta olmadığını duymak güzel," dedi, gülümsediğini görmesem bile sesinden anlamıştım ki gülümsüyordu "Türkiyedeyim şuan, yarın ki maçı stadyumdan izliyor olacağım"
"anladım, şey başka bir şey yoksa kapatacağım"
"yok, görüşürüz" Ben telefonu kapatmadan o saniyesinde kapatmıştı, gözlerimi telefondan çekip Sudeye döndüğümde surat ifadesi kızgın gibi gözüküyordu
"neden böyle davrandın?" diye sordu bir anda, ne olduğunu anlamamış bir şekilde ona bakıyordum
"Nasıl davrandım?"
"çok soğuk yaptın ve tersledin gibi" sesim öyle çıkmış olabilirdi ama Ziyech'i asla terslememiştim
"terslemedim" dedim ve oturduğum yerden kalkıp odama gittim, kapıyı kilitleyip yatağıma oturdum ve Keremi aramak için telefonumu tekrardan elime aldım
Telefon birkaç saniye sonra açılmıştı, heyecanla konuşmaya başladım
"nasılsın aşkım?" dedim, ona ilk defa 'aşkım' demiştim, utancımdan yeri bile sırtlayabilirdim
"aşkım mı? Bak söylediğin her kelime hoşuma gitmeye başladı" Dedi pürüzsüz sesiyle
"neyiz biz, kardeş falan mıyız? Tabii ki aşkım diyeceğim" dedim, yine kendi kendime sinirlenmiştim
"evde misin şuan?" dedi bir anda
"evet evdeyim, sen de antrenmanda olmalısın"
"evet antrenmandayım, sensiz bir ortam o kadar sıkıcı ki, bazen diyorum ki seni hiç yanımdan ayırmasam mı?" dediği şeyle gülümsemiştim fakat hemen toparladım kendimi
"Ben böyle romantik sözcüklere gelemem Kerem Aktürkoğlu, o yüzden şimdi susmanı emrediyorum" dediğinde gülme sesini duymuştum Keremin
"Sadece senin için susarım İrem Aktürkoğlu" dediğinde öylece kalmıştım, bana kendi soyadını takmıştı, bunun için resmen mutluluktan çığlık atabilirdim
"daha evlenmedik" diyebildim sadece, evlenmediğimizi oda biliyor İrem diye geçirdim içimden
"o da olur" dediğinde bayılacak gibi olmuştum, bu çocuk benim benim kalbimle oynuyordu resmen
"iyi, olsun bakalım, şimdi benim kapatmam lazım, annemleri ziyaret edeceğim"
"tamam, görüşürüz güzelim"
"görüşürüz" telefonu yatağımın üzerine bıraktım ve dolabımdan siyah bir hırka çıkarıp üzerime geçirdim ve arabamı almak için aşağıya indim...
*
Bölümü nasıl buldunuzzz?
Neyse ufaktan spoi vereyim size, sevgili olduklarını çok umursamayın çünkü sevgili olmaları çookk az sürecek, bir-iki olay olacak PUAHAHAHAHHAHA
Barışa da ayrı bir kitap yazıcam ama şimdi başlamayacağım tabii ki, oraya da beklerim sizi, bu kitabı final yaptıktan sonra hemen Barışa yazacağım
K.İ
B.E
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece Arkadaş/Kerem Aktürkoğlu
Teen Fiction"İrem, biz sadece arkadaşız, ilerisi yok" dedi kendinden emin bir şekilde "Sadece Arkadaş..." Diye mırıldandım
