15.Bölüm

2 0 0
                                    


Prens yoongi, prens hoseok'a sinirli şekilde bakmıştı. Geri bana döndüğünde yüz hali garip şekilde yumuşaktı, ani değişimlerine alışmam uzun sürmezdi umarım.

Yg: Boşver öyle kendi kendine konuşuyor işte.

Anlayamamıştım ne demek istediğini. Kaşlarımı çatıp bir ona bir prens hoseok'a bakmıştım ama onlardan istediğim cevabı ve tepkiyi alamamıştım. Kenarda durmuş bizi izleyen prenslere bakıp dudağımı büzdüğümde prens jin yanıma gelip beni omuzlarımdan diğerlerine doğru iterken lafa girmişti.

Nj: Sen takılma onlara, her zamanki halleri. Sende alışırsın zamanla.

Sadece başımla onaylamakla yetinmiştim. Prenslerin yanına vardığımızda arkamızdan diğer prensler de gelip bize yetişmişlerdi. 

Adl: Şimdi bizim gezmemizde iptal oldu dimi ya..

Yürümeye başlarken konuşmaya başlamıştım. Söylediğim cümleyle prens taehyung   kıkırdamıştı.

Th: Siz kaybolduktan sonra mecbur iptal oldu.

Yg: Siz yokken rahatça dolaştık diyemiyosunuz tabi.

Bu sözüne hepimiz kahkahalarla gülmüştük, prens jungkook gülüşmlerinin arasından konuşmuştu

Jk: Diyebiliriz tabi, bence bu kaybolma olayını tekrarlayabiliriz, dimi?

Gülüşe gülüşe ilerlemiştik.


❁          ❁          ❁


Prens yoongi tavşanı bir adama vermişti. Saray girişine geldiğimizde amon ile hwan'ı görmüştüm. Bahçede çiçeklerle uğraşıp gülüşüyorlardı, yaklaştıkça amonun çok keyif aldığı belli oluyordu.

Adl: Amonn!!

Diye seslenmiştim. Hwanla beraber bize döndüklerinde amon gülerek bize doğru koşmaya başlamıştı bile. Ben gülümseyerek öne çıkıcakken biranda prens yoonginin kucağına atlamısıyla arkadan tuhaf sesler gelmişti. Arkamı döndüğümde hepsi birden başını eğmişti kaşlarımı çatmıştım.

Adl: Gülün gülün, tutmayın kendinizi.

Dememle hepsinin birden kahkahalarla gülmeleri bir oldu. Yandan prens yoongiye baktığımda onunda gülerek amona sarılıp onunla uğraştığını görmüştüm, dil çıkarıp kollarımı iç içe geçirerek önden ilerlemiştim. 

Arkamdan geldiklerini gelen adım seslerinden ve gülüşmelerden anlıyabiliyordum. İçeri girdiğimde yanımdan hwan geçmişti. Ama anlamadığım şekilde alelacele gidip en sondaki odaya girerek gözden kaybolmuştu. Umursamazca omuzlarımı silkip merdivenlere yönelicekken adımı duymamla durdum.

Jm: Adel! Yemeğe gelmiyor musun?

Adl: Aa ben unutmuşum onu ya, geliyorum hemen.

Diyerek koşar adımlarla yanlarına ulaşmıştım. Prens yoongi amonu indirince amon direk onun elini tutmuştu, ben somurtunca amon benim elimi de tutmuştu. Bir bana bir prens yoongiye bakarak yürümeye başlamıştı. Bizde onunla beraber  yürürken onun bakışlarını üzerimde hissediyordum ama bu kitabın sonunu tahmin edebildiğim için ona bakmamak için yere veya etrafa bakıyordum sadece. İçeri girdiğimizde kral ve kraliçe yemeğe oturmuşlar bir şeyler konuşuyorlardı, bizi fark edince gülümsemişlerdi. Prensler baş selamı verirken ben reverans yapmıştım, amon bunu görünce benim taklidimi yapmaya çalışmıştı. Bu hareketine odadaki herkes bir gülümseme sunmuştu. Teker teker sandalyelere yerleşip yemeğe başlamıştık ve gün boyunca ne olduğunu ve ne yaptıklarımızı anlatınca kral ve kraliçeyi güldürmüştük. Kapı tıklanmıştı, kralın izin vermesiyle hwan içeri girmişti. Selam vererek direk konuya girmişti. 

Hwn: İzniniz olursa adel hanımın gelmesi gerekir.

Kral bunu duyunca tek kaşını kaldırıp bana bakmış ve ardından hwan'a dönerek sormuştu.

Krl: Neden?

Hwn: Odasıyla alakalı bir sorun oldu, gelse iyi olurdu.

Kral bir şey demese de başıyla onaylayıp el işareti yapınca selam verip çıkmıştık oradan. Hwan'a bakınca fark etmiş olacak ki bana bakmıştı.

Adl: Ne sorunu oldu odada bu kadar acil

Hwn: Kendiniz görün bence.

Başımla onaylamıştım. Kapının önüne gelince kapıyı direk açınca kapıda kalakalmıştım. odayı iyice süzerken elimle ağzımı kapatmıştım.

Adl: Noldu burda böyle..?




.....

Kitaprensi -Min yoongi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin