16. Bölüm

3 0 0
                                    


Hwn: Amon boyalarla oynamak isteyince boyaları, fırçaları ve tuvali getirmiştim ama  o tuval yerine odayı boyamayı tercih etmiş sanırım.

Cidden de odanın her yerini boyamıştı. Halı, duvar, zemin, yatak, dolaplar derken heryerde mutlaka boya izleri vardı ve en kötüsü de küçük küçük izler yerine boyaları direk olarak döktüğünü boş kovalardan fark ediliyordum. Ne yatak ne de halı kalmıştı, boyaların kuruduğunu fark etmiştim..

Adl: Boyalar kurumuş bile bu gece nasıl kalıcaz bu oda da.

Hwan'a döndüğümde bana tam cevap verecekken arkadan ses gelmişti.

Yg: Bu oda kalınmaz halde, ben sana başka bir oda ayarlatırım.

Arkamı döndüğümde prens yoongi'yi kapı önünde odayı incelerken görmüştüm. Bana dönmüştü. 

Yg: Nasıl olmuş burası böyle. 

Adl: Amon boya yapmak istemiş. Ama sonuç bu...

İç çekip tamamen prense dönmüştüm. Önünde eğilip özür dilemenin en iyisi olacak gibi, eğilmeye yeltenecekken omuzumdan tutup engellemişti.

Yg: Saçmalama, gerek yok. Daha çok küçük yaptığı şeyin ne olduğunu anlayabilmesi için.

Memnuniyetle gülümseyip başımı olumlu anlamda sallamıştım. Prens yoongi ağzını açıp konuşacağı sırada hwang önüme, yani prens ile aramıza geçmişti biranda. Yüzünde tuhaf bir gülümseme vardı, kaşlarımı havalandırdığımda konuya girmişti. O konuşurken, prens kollarını kovuşturarak duvara yaslanıp bizi izlemeye başlamıştı bile.

Hwn: Eğer istersen odan konusunda yardımcı olurum. Detaylar konusunda bana güvenebilirsin, böyle kenarlara ufak ufak çiçeklerde koyabiliriz

Adl: Aslında çiçek fikri fena olmaz, daha sonra tekrar konuşuruz hwan.

Gülümseyerek onaylar şekilde başını sallamıştı. Prense selam verip kenara çekilmişti, prense baktığımda hala olduğu yerde durarak bana bakıyordu. Bakışları rahatsız etmişti, çünkü cidden sert bakıyordu. 

Adl: Noldu?

Yg: Birşey olmadı, sadece bu kadar sürede hemen samimi olmanız garip geldi. 

Adl: Yani.. öyle çok samimi olmadık ki, arkadaş sayılırız herhalde.

Son kelimede hwana bakıp şekilde söylemiştim, başını aşağı yukarı sallayınca gülümsemiştim.  Prense dönüp daha büyük bir gülümseme sunmuştum.

Adl: Teşekkür ederim anlayışınız için .

İlk bana sonra hwan'a bakmıştı. Kaşlarımı kaldırıp baktığımda aniden gülümseyip bana bakmıştı.

Yg: Sizli bizli konuşmasakda olur bence

Anlamazcasına bakarken omuz silkip samimi bir gülümseme sununca gülüp başımı olumlu anlamda sallamıştım.

.....

Kitaprensi -Min yoongi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin