2.Bölüm

7 1 0
                                    


İçimdeki merak hala dinmemişti, tam tersi artmıştı. Dönüşte aldığım elbiseyi bi koltuğa atıp kapıyı arkamdan kapamış ve kilitlenmiştim. Kitapla beraber yukarı doğru çıkmış ve kitabı yatağa bırakmıştım. Odanın kapısını kapatıp yatağa geçip bağdaş kurmuştum. Kitapla bakılırken dayanamayıp kitabı rastgele ortasından açmıştım ancak boş sayfayla kaşlarımı çatmıştım. Sayfa çevirdikçe hayla boş sayfalarla karşılaşmaya devam ediyordum.

Adl: Adamın halinden belliydi tuhaf bişey olduğu zaten, offf..

Çevire çevire sıkılıp en başa gelince ne olduğunu anlamamıştım. Biraz daha çevirince karakter tanıtımı olduğunu anlamıştım. İyide bomboş bi kitapta neyin karakteri. Karakterlere öyle göz gezdirirken bir tanesi dikkatimi çekmişti. Okumaya başlamıştım.

Adl: Sanırım bu başrol. Min yoongi, veliaht prens ve savaş alanında düşmanlarının taktığı lakapla suga. Dövüş alanında ve kılıç alanında ustalık derecesinde iyi eğitimler gördü. 6 kardeşi var ve sadece onlara güvenir.

Fotoğrafına bakarken dalmışım, kendime gelirken farketmiştim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Fotoğrafına bakarken dalmışım, kendime gelirken farketmiştim. Ama hayranlık duyulmayacak gibide değildi. Bi diğer dikkatimi çeken karakterde Jeon jungkook oldu.

Adl: Min yoonginin kardeşidir. Kardeşlerin en küçüğüdür ve onlara çok değer verir, diğer kardeşleri gibi ustalık derecesinde iyi eğitimler görmüştür.

Bir diğer kardeşte sanırım buydu.

Adl: Kim Namjoon, ustalık derecesinde iyi eğitimler gürmüştür. Kardeşlerine çok değer verir ve kardeşleri arasında en bilgili, zeki olan kişidir.

Diğer kardeşlere ve kral ile kraliçeyide de okuyup baktıktan sonra bi sayfa çevirmiştim. Ancak diğer sayfada giriş cümlesinden başka hiçbir şey yazmıyodu.

Adl: Eski zamanlarda büyük bir krallık varmış ve o krallıkta yaşayan hiçbirşeyden haberi olmayan genç bi kız-

Son kelimeyi okur okumaz sanki beyaz bi ışık patlamaları oluyordu. Sonrası koca bi karanlıktı.


✿          ✿          ✿


Gözlerimi büyük bi zorlukla açmıştım. Gözlerime gelen güneş ışığıyla hemen geri kapatmıştım. Ancak kulağıma gelen sevinç nidalarıyla afallamıştım. Perde sesi gelmişti, güneşin gitmesiyle gözlerimi tekrar aralamıştım. Başımda 2 kız vardı. Biri 17-18 yaşlarında gibiydi diğeriyse daha küçüktü. Şaşkın bi şekilde kalkmaya çalışınca büyük olan bana engel olmaya çalışmıştı, ki zaten daha kalkamadan baş dönmesiyle geri yatağa düşmüştüm. Oturur şekilde bana gülümseyerek bakan yüzlerin kim olduğunu anlamaya çalışıyordum.

X: Abla, daha iyimisin?

İrkilmiştim, ne olduğunu anlamamıştım bir türlü.

Adl: Abla derken? Ben ablan değilim ki.

X: Eun abla, adel ablamın nesi var?

İsminin eun olduğunu öğrendim kişiye bakmış ve hatırlamaya çalışmıştım ancak aklıma tek bişey bile gelmiyordu bu kızlarla ilgili. Ama o zaman onlar benim adımı nerden biliyorlardı ki, eun kardeşine bakmış ve geri bana bakmıştı.

Eun: Abla en son ne hatırlıyorsun.

Adl: Canım, ben senin ablan değilim. Hem ben burayı bile ilk defa görüyorum.

Eun: Abla, neredeyse 6-7 ay kadar ortalıkta yoktun. Seni ben buldum ormanda. Yerde baygın yatıyordun.

Demişti, dediklerinde hiçbir şey anlamamıştım. Orta halli olan eve göz gezdirirken kapıdan içeri bir erkek ve bir kadın girmişti. İkisininde suratı asık ve sertti. Küçük olan, kadın ve erkeği görünce koşarak yanlarına gitmişti.

X: Anne, ablam bizi hatırlamıyo.

Ağlamaklı sesle söyleyince üzülmüştüm biraz. Kadın bana göz ucuyla bakıp kıza dönmüştü.

K: Ona birşey olmaz amon. Hem sen, hem de ablan maalesef sapasağlamsınız.

Küçük kız, yani amon başını yere eğip,  eun'un yanına gidip elini tutmuştu.

K: Eun, sen amonu al ve odanıza çıkın kızım. Benim adel'le konuşup, ona bazı şeyleri hatırlatmam gerekiyor.

Son cümlesinde bana dönüp konuşmaya devam ederken bakışlarından iyi şeyler olmayacağını anlamıştım.



.......





Kitaprensi -Min yoongi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin