13.Bölüm

5 1 0
                                    


Etrafı çözmeye çalışarak ağaçların etrafından dolaşıyor ilerliyorduk. Tavşan kucağımda sesler çıkararak hareklenince duraklamış ve etrafa bakınmıştım, prens ne oldu der gibi başını sallayınca kucağımdaki tavşanı ona uzatınca kaşlarını kaldırmıştı. Israrla uzatınca almış ve direk gördüğüm sarmaşığa doğru ilerleyip koparmıştım. Hızlı adımlarla prense doğru gidip, tavşanın yaralı ayağını avcuma alıp yavaşça yaralı kısmı sarmıştım ve sıkıca bağlamıştım. Başımı hafifçe kaldırıp prense bakınca dikkatle beni izlediğini fark etmiştim. Minik bir tebessüm sunmuş ve geri çekilip tavşanı almak için hamle yapmıştım. Geri çekilip söze girmişti. 

Yg: Bence şuan keyfi gayet yerinde birsüre bu şekilde kalsa sorun olmaz bence.

Tavşana bakınca cidden öyle olduğunu fark ettim. Tavşanın sırtını okşayıp başımı olumlu anlamda sallamıştım. Yola devam ederken arada kulağıma gelen garip seslerle korkmuştum, ancak bu prensi daha tam olarak tanımadığım için belli etmek'de istemiyordum. Aklımda canlanan orman macerası ile durmuş ve etrafa daha dikkatle bakmıştım. Orman macerasından sonra daha temkinli davranıyordum artık..

Yg:  Bişey mi oldu.

Ani sorduğu soruyla ne diyeceğimi bilemedim. Kendi kendimi ele vermiştim resmen, ensemi kaşıyıyarak başımı iki yana sallayıp hiçbirşey olmamış gibi ilerlemeye devam etmiştim.  Garipsemiş olucak ki fazla ilerlememe müsade etmeden kolumu yakalayıp kendine döndürmüştü. 

Yg: Eğer korktuysan-

Adl: Hayır ya, korkmadım. Öyle kolay kolay korkmam ben. Hem zaten ben tek başımada gelebilirdim buraya.

Yg: Öyle mi..

Olumlu anlamda başımı sallamıştım ve tereddüt etmeden ilerlemeye devam ediyordum. Birkaç dakika sonra eğilip kulağıma fısıldamıştı.

Yg: Adel, şimdi hiç korkma ama sanırım o ormanda gördüğümüz kurdun aynısı arkamızda galiba. 

Panikle çığlık atarak prensin arkasına geçmiş ve başımı sırtına gömmüşken kulaklarıma kahkaha sesi gelmişti. Başımı kaldırıp yüzüne bakmak için yana yatırdığımda baya baya güldüğünü fark etmiştim. Somurtarak arkasından çıktığımda sanki küçük çocukmuşum gibi tek eliyle başımı seviyodu. Bu hareketine kaşlarımı çatınca elini indirip barmağıyla kaşlarımı yukarı doğru itmeye çalışarak düzeltmesiyle yüzüne bön bön bakmıştım. Diğer elindeki tavşanı severek bişi olmamış gibi ilerlemeye devam ettiğini görünce bir durduğum yere baktım birde arakasına bakmadan giden prense. Bir ona birde kendime, derken ne olduğunu idrak edip bağırarak ona doğru koşarken çoktan bu halime gülmeye başlamıştı bile..





.....

Kitaprensi -Min yoongi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin