17.Bölüm

2 1 0
                                    


Hwan izin isteyip yanımızdan ayrılmıştı, bizde odadan çıkınca beni ilerdeki yukarı doğru çıkan merdivenlere yöneltmişti.Durup ona bakmıştım, bir cevap beklerken beni arkamdan ittirmeye başlayınca tepki olarak da kıkırdamıştım.

Adl: Tamam, tamam yürürüm ben.

İki kat daha yukarı çıkmıştık. Etrafa bakarak onu takip ediyordum. Kapıları tek tek saydığımda 10 adet kapı olduğunu fark etmiştim, ama biri koridorun sonunda iki büyük kapılı bir oda vardı. Galiba kral ve kraliçeye aitti. Prens o odanın önünde durup az ilerde karşı karşıya olan iki kapıyı göstermişti.

Yg: Bu sağdaki oda benim, soldaki de namjoon'un. Bu koridorda fazladan iki oda daha var, sizi oraya yerleştirmeyi planlıyorum.

Şaşkınlıktan gözlerim açılmıştı. Nasıl yani prens yoongi bana buradan, bu koridordan mı oda ayarlayacaktı. Ama aşağıda tonlarca misafir odası varken nasıl oluyor da kral ve kraliçenin hatta prenslerin olduğu koridordan oda veriyordu ki. Çok tuhaf, hatta aşırı tuhaftı..

Adl: Ama aşağıda zaten bir sürü misafir odası varken niye buradan?

Yg: Çünkü burada durursanız en azından gözümüzün önünde durmuş olursunuz, birşey olduğunda haberimiz olsun. Hem buraya öyle herkes gelemez yani daha rahat edersiniz.

Olumlu anlamda başımı sallasam da aşırı tedirgin olmuştum. Ancak ne olduğunu ve ne yapmam gerektiğini bulmadan bir şey demem mümkün değildi

Adl: Tamam o zaman, teşekkür ederim size. Aşağı inip amona baksam iyi olur.

Olumlu anlamda başını sallamasıyla aşağı inmeye başlamıştık. En aşağı kadar inince, o salona girmişti direk. Omuz silkip seslerin geldiği odaya girdiğimde beni kocaman bir mutfak karşıladı. Mutfağı incelerken dikkatimi tezgahın üzerinde oturmuş olan amon çekti. Kaşlarımı kaldırıp o tarafa doğru giderken birkaç bakış yakalamıştım.  Umursamadan ilerlemiş amonun önünde durunca minnak kafasını kaldırıp bakınca gülücükler atmaya başlamıştı. Gülerek yanaklarını sıkınca kollarını havaya kaldımıştı, tutup aşağı indirmemle koşmaya başlamıştı etrafta.

Adl: Amon tamam! Bir şey kırıp dökeceksin şimdi.

Yavaşlarken biranda somurtup çıkmıştı mutfaktan. Anlamadan bende peşinden gitmeye başlamıştım. Bu sefer saray kapısından çıkınca merala arkasından seslenmiştim ama ya duymamıştı, yada umursamadan ilerlemeye devam ediyordu.

Koştuğu yere doğru bakınca biran duraklamıştım. Sera gibi bir yere doğru koşuyordu. halbuki daha yeni gelmiştik buraya ne zaman bu kadar yeri öğrenmişti acaba. Ben daha oraya varamadan içerden hwan ile amon el ele çıkmıştı ordan. Beni görünce ikisininde adımları hızlanmıştı. Benim yanıma vardıklarında hwan beni itekleyerek saray girişine doğru itmeye başlamıştı.

Hwn: Akşam yemeğini yemek istemiyorsanız anlarım ama yinede sofrada saygıdan ötürü oturmak lazım.

Başımı olumlu anlamda sallayıp ilk içeri girmiştik, ardındanda referans yaparak önceki yerime geçmiştim tekrar. Kısa ve sessiz bir akşam yemeğinden sonra prenslerle birlikte odaların olduğu kata çıkıp bize gösterilen odalara geçmiştik. Amon başka bir odaya geçmişti, yerleşmesine yardım ettikten sonra kendi odama geçip kendime çeki düzen vermiştim. Daha sonrasında ise yatağa geçip kendimi uykunun kollarına bırakmıştım.





.....

Kitaprensi -Min yoongi-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin