Adel, kitap okumayı seven genç bi yazardı. Bir gün, eski bi dükkanda dolaşırken karşısına çıkan kitabı merakına yenik düşüp almıştı. Ancak o kitabı aldığı andan beri kaderinin değişeceğinden habersizdi...
Gülümsemiş ve başımla onaylamıştım. Yanaklarımın yandığını hissedince başımı hafif eğerek kalkmıştım masadan. Kral ve kraliçe'ye dönerek selam vermiştim.
Adl: İzniniz olursa tabi.
Kral ve kraliçe bir anlığına birbirine bakıp bize dönmüşlerdi. Kraliçe gülümseyerek lafa girmişti.
Krlç: Tabi ki gidebilirsiniz ama dikkatli olma ve dış kapıyı geçmeme şartıyla.
Gülümseyip tekrar reverans yapıp çıkmıştık odadan. Hol kapısından da çıktığımzda amon koşuşturmaya başladı, gülerek peşinden prensle yürüyorduk. Yandan göz ucuyla prense baktığımda prensle göz göze gelmemle direk önüme dönmüştüm. Yandan kıkırdama duysamda dönüp bakmamıştım.
Gözüme çarpan çiçekle oraya ilerlemiştim. Eğilip avcumun içine alarak sevmiştim. Prens benim yanıma eğilince garipsesem de birşey dememiştim. Uzanınca çiçeği koparacağını anlayıp elini tutmuştum. Bana bakıp kaşlarını havalandırınca direk elimi çekip gözlerimi çiçeğe indirmişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Adl: Çiçeği koparma, bırak çiçek yetiştiği yerde kolaylıkla yaşasın. Sen şimdi onu koparırsan o zamanla kendiliğinden ölüp gider.
Gözlerinde bir anlığına bir şey görür gibi olmuştum. Sadece olumlu anlamda başını sallamakla yetinmişti. Başımıza gölge düşünce ikimizde arkamıza bakmıştık, prensler arkamızda dikilmiş bize ifadesiz şekilde bakıyorlardı.
Th: Adel, sen biraz bekle bizim yoongi ile bir şey konuşmamız gerekiyor.
İkimizde doğrulmuştuk, prens onlarla giderken ben sadece olumlu anlamda başımı sallamakla yetinmiştim. Garip bir şekilde soğuk gibilerdi ama fazla kafaya takmayarak amonun olduğu bahçeye doğru ilerlemiştim. Hwanla oturmuş oyun oynadıklarını görünce hızlanarak yanına varmıştım. Fark edince gülümseyip yana kaymıştı. Hwanın yanına çimenlikte oturunca garip şekilde rahat olduğunu fark etmiştim. Heralde kitabın içinde olmak böyle bir hismiş. O sırada fark etmiştik hwanın elindeki çiçekten tacı, amona döndüğümde tacını takmıştı bile.
Adl: Çok güzel olmuşsun, tacın ne kadarda güzelmiş .
Gülerek onayladığında hwanın bana seslendiğini fark edip ona dönmüştüm.
Hwn: Sana da yapmıştım, tabi eğer istersen..
Gülümseyip tacımı takmıştım.
Adl: Çok güzel olmuş teşekkür ederim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hwn: Rica ederim, zaten yakışmayacağına dair şüphem yoktu. Çok güzel oldu.
Teşekkür edip gülümsemiştim. O sırada prenslerin buraya geldiğini fark etmiştim. Hwanı dürtüp ayağı kalkmıştım, oda görünce direk ayaklanıp eğilmişti bende onu taklit edince amon yanımıza gelmişti. Bizi taklit etmeye çalışırken çok şirin gözüküyordu, ikimizde kıkırdamıştık.
Prensler yanımıza geldiklerinde suratlarındaki ifade beni germişti. Biz doğrulunca prens Rm lafa girmişti.
