*jungkook'dan*
Gece saat 11:05
Salonda, koltukta oturmuş, annemin saçma dizisini izliyordum. dizi'nin tam en heyecanlı kısmında, annemin sinir bozucu sesini duydum "hadi jungkook git yat" şu an ona git sen yat, demek isterdim ama, işte konuşamıyorum ki.
oturduğum yerden kalktım ve merdivenlere adımladım odama çıktım, kapımı kapadım yatağıma yatım, kapıya sırtımı döndüm, gözlerimi kapayarak her gece yaptığım gibi düşünmeye başladım.
bunu her zaman yapıyordum,anne ve babamın bana davranış şekillerini, sırf konuşamadığım için beni istememelerini ve sevmemelerini, beni dövmelerini, bana her gün hakaret etmelerini,dahası benden feci halde utanıyorlar, misafir geldiğinde beni hemen odama gönderirler, beni istemiyorlar bunu defalarca yüzüme yüzüme vurdular, ben ne yapa bilirimki, konuşamamayı ben mi istedim?.
bütün bu düşüncelerimin ardından,yavaş yavaş gözlerim kapandı, kendimi uykunun kollarına bıraktım.
***
Gece saat 03:15
çok susadığım için, sıcacık yaptığım yataktan kalkmak zorunda kaldım, kapıyı açtım ve oda dan çıkarak, merdivenlerden aşağı indim, mutfağa girdim.
kapalı olan ışığı açtım, dolaptan bardak aldım,suyumu koydum ve içtim, tekrar ışığı kapadım, merdivenlerden çıkarak odamın önüne geldim, tam kapıyı açacağım sırada, anne babamın sesini duydum. ben yanlış mı duyuyordum yoksa, nanne babam yalvarıyormuydu?.
tanrım hızlı bir şekilde merdivenlerin olduğu yere ilerledim bir kaç merdiven indim, merdivene oturdum ve ne olduğunu anlamaya çalışarak, salona baktım, anne babamın yan yana durarak, diz çökmüş olduklarını gördüm.
evet evet yanlış görmüyordum, bana işkence eden, anne ve babam şu an ağlayarak yalvarıyorlardı, iyi de kime? kimse yoktu ki. tam aşağıya inmeye karar verdiğim an da,kesinlikle tanımadığım biri göz açıma girdi. arkası dönüktü yüzünü göremiyordum, kafasında siyah bir şapka vardı.
tamamen siyah giyinmişti, babamın sesini duymamla bakışlarım ona yöneldi, adamın bacağını tutmuş, ağlayarak yalvarıyordu "nolur afedin efendim yalvarırım" diyordu.
ben merakla izlerken, o tanımadığım adamın tanımadığım sesini duydum "sizi aptallar ne sandınız sizi bulamayacağımı mı?" adam piskopat gibi kahkaha atı.
gördüğüm bıçakla, çığlık atma isteğimi elimle ağzımı kapayarak bastırmaya, çalıştım. adam babama ve anneme ardı ardına bıçak saplamaya başladı, heryerlerinden kan fışkırıyordu, iğrençti gerçekten sesli bir şekilde öğürmemek için kendimi zor tutuyordum.
iğrenç kan kokusu burnuma gelmeye başlamıştı, gerçekten kusmak istiyordum, ancak korku tüm bedenimi sarmıştı ağladığımı bile daha yeni fark ettim.
*taehyung'dan*
yerdeki ölü bedenlere baktım, ayağıma kadar her yer kan olmuştu, yüzüme ve üstüme de sıçramıştı,ama umurumda değil, benim için klasik birşey bu,nölü bedenlerin yanına çömeldim "ah özür dilerim, sizi şimdi burada bir silahla delik deşik etmek isterdim, ama komşuları rahatsız etmek istemem."
ardından kalktım ve tam,cama doğru ilerleyeceğim sırada duvarda asılı olan bir tablo gördüm. bir çocuk vardı, bu bir aile fotoğrafıydı, işte o an anladım şu an evde yalnız değilim... birden arkamda duyduğum boğuk ağlama sesiyle arkama döndüm.
genç bir çocuk, iki elinide ağzına kapatmış, ses çıkarmamaya çalışarak ağlıyor, yerdeki ölü bedenlere bakıyordu. işte tam şu an içimden koca bir siktir dedim.
ben çocuğa bakarken, o ellerini ağzından çekti, bakışlarını ölü bedenlerden ayırıp korkuyla bana baktı. sanki birşey söylemek ister gibi, dudaklarını araladı, ancak vazgeçmiş olacak ki geri kapadı.
ona doğru bir adım atım, o da geriye doğru bir adım atı, ben ona doğru adım attıkça, o da geriye doğru adım atıyordu, taki adım atacak yer kalmayana kadar.
*jungkook'dan*
adım atacak yerim kalmamıştı,önümde o siyahlar içindeki katil adam, arkamda ise bana gidecek hiç bir yer bırakmayan, sırtımı yasladığım duvar. tam sağ tarafımdan kaçarak odama çıkabilirim, diye düşünürken siyah lar içindeki adam, beni kollarıyla duvar arasında hapsetti.
ben ne yapacağımı şaşırırken,adamın sırıtarak bana baktığını farkettim, içimdeki korku tarifsizdi heran tekrar ağlamaya başlaya bilirdim, sıcak nefesi yüzüme çarparken, konuşmaya başladı.
"neden çıktın ķi şimdi karşıma? ne yapacağım şimdi ben seni?" dedi.
tanrım aklıma mukayet ol, elimde olmadan tüm bedenim tir tir titriyordu "ne o konuşmayacakmısın?" dediğinde zar zor tutuğum göz yaşlarım akmaya başladı, konuşamıyorum ben, konuşamıyorum, kahretsin ki bağıra bağıra yardım edin diyemiyorum.
"ah herneyse şimdi çıtın çıkmasın, tamam mı?ayrıca sakın bağırayım deme yoksa" boynuma soğuk birşey değmişti, ne olduğuna bakmak için, hafif başımı çevirdiğimde bunun bıçak olduğunu farketmemle sertçe yutkundum, tekrar başımı ona doğru çevirdim.
"beni anladığını umuyorum, şimdi beni burada bekle, sakın kıpırdayım deme"
elindeki bıçağı, boynumdan çekerek, ölü bedenlerin olduğu tarafa doğru tutu "hiç şakam yok, sadece dur ve burada bekle" dedi.
gözlerimin içine bakarak, yavaşça geri çekildi.arkasını döndü ve gitti, ne nereye gittiğini, nede ne yapacağını idrak edemiyordum. onun dediği gibi, sadece orada öylece durmuş, tekrar gelmesini bekliyordum.
anne ve babamın olduğu tarafa, mümkün olduğunca bakmamaya çalışıyordum. onlara bakmamamın nedeni üzülmem felan değildi,bonlara zere üzüldüğüm yoktu, tam tersine gerçekten hakettiklerini düşünüyorum, yıllarca bana yaptıkları şeylerin cezasını işte böyle ödediler.
bu iyiydi, tabi ama aklımı kurcalayan birşey vardı, bu adam şu an napıyordu? bana neden, beni burada bekle dedi?neden benide onlar gibi öldürmedi? yada beni öldürecekmi?
BÖLÜM SONU
YORUM YAPIN TAKİP EDİN OKUYUN OKUTURUN
:)
SENİ SİZİ SEVİYORUM YAZIM YANLIŞLARI NOKTALAMA GATTALARI İÇİN ÖZÜR DİLERİM784 KELİME
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kabullenmek/TAEKOOK
Fanfiction*avlarını öldürmek için,gece vakti evlerine giren taehyung,hemen işini bitirip çıkmayı düşünüyordu,taki duvardaki aile resmindeki,konuşma engellisi jungkook'u görene kadar* Ukekook Semetae KALBİNİZDE DEVAM ETTİRİN...