*hatırlatma~
daha sonrasında, jimin'in isteği üzerine, bir turluk saklambaç oynadık. evet evet yanlış görmüyorsunuz saklambaç oynadık. o saklandı, ben saydım ardından bana başından geçen, komik anıları anlatmaya başladı. birlikte kahkahalara boğuluyorduk, aynı zamanda da jimin in bizim için getirdiği, kurabiyeleri yiyerek, meyve sularımızı yudumluyorduk. aniden hızlı hızlı soluyarak odaya dalan taehyung'la, ikimizde ürkerek yerimizde sıçradık.
"çabuk aşağıya inin gidiyoruz!" dedi taehyung. telaşlı bir şekilde, jimin hızla ayağa kalkarak "ne! nereye gidiyoruz hyung" dedi jimin.
"bizi bulmuşlar geliyorlar, oyüzden soru sormadan alabildiğin kadar şey al" dedi taehyung. hızla geldiği gibi kapıdan çıktı, jimin e baktığım da o da bana baktı, ve koşar adım dolabına yöneldi, dolabından çıkardığı iki sırt çantasıyla önümde durdu ve siyah olanı uzatarak.
"bunu al ve gerekli olabilecek herşeyi doldur, jungkookie bende" elindeki mor çantayı gösterdi "buna mutfaktan yiyecek dolduracağım" dedi.
onu başımla onayladığım da, odadan koştura koştura çıktı. merdivenden inerken ki ayak seslerini işitmiştim, neden acele ediyorlardı ve onları bulan kimdi? anlamamıştım, ama birilerinden kaçacağımız kabak gibi ortadaydı ve bende onlara dahil olacaktım. olanlara ayak uydurmak amaçlı hızlı bir şekilde hareket etmeye başladım.
sanırım kıyafet almam gerekiyordu, bende hemen dolaba ilerledim ve dolap kapağını açarak, içine hızlıca bir göz atım, elimdeki çantaya da baktığım da, şanslı hissetim çünkü çanta büyük bir çantaydı, herşeyden ikişer tane almam gerektiğini düşündüm.
jimin ve benim için iki adet hırka, iki tişört, iki eşofman aldım. dolap kapağını hızlıca kapayarak yatağın üstünde duran çoktan gözüme kestirdiğim, ince orta boy bataniyeyi çantaya sokmaya çalıştım, çantaya zar zor tıkıştırdığım bataniyeyle, çantanın fermuarını kapadım. neredeyse patlayacak gibi gözüken çantayı sırtıma takarak, hızlı adımlarla kapıya yöneldim.
kapıyı açar açmaz karşımda ani den beliren bedenle korkup geriye doğru sendelemem bir oldu. beni sıkı sıkı belimden tuttu, bununla birlikte ben daha çok panikleyip öne doğru atıldığımda, taehyung'un göğsüyle göğsümün çarpışması, burun burun a gelmemiz bir oldu.
birbirimizin gözlerinin içine bakıyorduk şimdi, herşey kısa bir saniyede çok ani olmuştu, ve ben bunu doğru düzgün takip edememiştim bille.
göz temasımızı sonlandırarak yavaşça geri çekilmemle, onun da tutuşu gevşedi ve varla yoka karışarak, tamamen sonlandı "gidelim" dedi taehyung. başımla onayladım onu, ilk önce hareket etti ve bende arkasından ilerledim merdivenlerden inerek evden çıktık.
taehyung cebinden çıkardığı anahtarla, kapıyı kitleyerek anahtarı eski yerine sakladı, bana döndüğünde "beni takip et" dedi. hızlıca yürümeye başladı, bende arkasından hızlı hızlı yürüyerek ona yetişmeye çalışıyor, arayı fazla açmamaya özen gösteriyordum, biraz daha yürüdükten sonra taehyung un arabasını görmemle, rahat bir nefes aldım.
neden bilmiyorum ama, üzerimden büyük bir yük kalkmış hafiflemiş gibi hissediyordum. arabaya daha çok yaklaştığımızda, arka da oturan jin ve jimini, önde sürücü koltuğunun yanındaki yolcu koltuğunda oturan namjoon'u gördüm.
arabanın yanın da durduğumuzda, taehyung eliyle kapıyı işaret ederek, binmem için işaret verdi ve arabanın diğer tarafından dolaşarak sürücü koltuğuna oturdu. bununla birlikte bende kapıyı açtım, ve içeride oturmam için bana yer açan, jin ve jimin'in yanına oturdum ve kapıyı kapattım, taehyung arabayı çalıştırmıştı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kabullenmek/TAEKOOK
Fanfiction*avlarını öldürmek için,gece vakti evlerine giren taehyung,hemen işini bitirip çıkmayı düşünüyordu,taki duvardaki aile resmindeki,konuşma engellisi jungkook'u görene kadar* Ukekook Semetae KALBİNİZDE DEVAM ETTİRİN...