*hatırlatma~
oh rahatlamıştım, gerçekten onu bulmaya gidicekti, bu durumda hoseok a teşekkür etmem gerekirdi tabi.
yoongi ye taehyung hakkında birkaç bilgi verdim, gerçi ormanda ondan başka biri olduğunu sanmıyorum ama olsun, ben yinede verdim. dış görünüşünden, isminin taehyung olduğundan bahsetim.
yoongi yanıma geldi ve başını hafif öne eğerek kulağıma fısıldadı "sana yaptığım iyiliğe, sakın kötülükle karşılık verme" dedi. ürkütücü bir ses tonuyla...bana güvenmiyordu.
***
yoongi bana söylediklerinden sonra, evin arka tarafında duran arabasına binmiş ve taehyung u bulmak için ormana doğru yol almıştı, biraz dışarıda çimenlerin üstüne oturduktan sonra, hoseok bana içeri geçmeyi teklif etti bende her ne kadar teredüt etsemde kabul ettim.
eve girmiş, salondaki kahverengi olan ikili koltukta oturuyorduk. benim aksime o hiç çekinmiyor gibi görünüyordu, rahatı.
"jungkook sana sormayı unuttum, yemek yemek istermisin?" başımı evet anlamında sallasam, ayıp olurmu acaba, ama çok açım zaten, koşmaktan beş kilo vermiş olabilirim, çekinerekte olsa başımı evet anlamında salladım.
hoseok bana bakarak gülümsedi "süper bende çok acıkmıştım zaten, birşeyler hazırlayayım, seni çağırırım" dedi ve gitti o gitikten sonra, bende incelemeye pek fırsat bulamadığım, salonu incelemeye başladım. dikkatimi ilk çeken şey şömine olmuştu, yanmıyordu ama yinede oldukça hoş gözüküyordu.
şömineden ayırdığım, gözlerim etrafı turlarken çerçeveli resim dikkatimi çekti, resimde hoseok, yoongi birde bahçedeki siyah köpek vardı. hoseok ve yoongi'nin üzerinde damatlık, köpeğin boynunda ise beyaz bir papyon vardı.
bu bir düğün fotoğrafıydı, birbirlerini sevdiklerini zaten çoktan anlamıştım, eh anlaşılmayacak gibide değildi, ben biraz daha etrafa bakınırken, hoseok un sesini duydum. "jungkook hadi gel" yavaşça oturduğum yerden kalktım ve hoseok un sesinin geldiği yere gittim, hoseok elindeki son tabağıda masaya koyduktan sonra, oturdu ve gülümseyerek bana baktı.
"hadi jungkook, ben bile evde boş boş otururken kurt gibi acıktım, kim bilir sen nasıl acıkmışsındır, oturda hemen başlıyalım" dedi. hoseok un karşısındaki sandalyeyi çektim, oturdum yemeğimizi yemeye başladık.
hoseok un yoongiyi, yoongi nin hoseok u ne kadar çok sevdiğine bir kere daha emin oldum, biz yemek yerken hoseok sürekli yoongi den ve kendinden bahseti, arada sıradada bana ileride bir sevgilim olursa, diye tavsiyeler verdi aynı zamanda yoongi nin taehyung u sağ salim getireceğinide söyledi.
*taehyung'dan*
sırtımı ağaca yaslayıp, karnımdaki büyük cam parçasını çıkartım, kanamam olduğu için, bir bezle kanayan yere baskı uygulamam gerekiyordu, yanımda herhangi bir bez olmadığı için, üstümdeki hırkayı çıkardım ve kucağıma koydum, daha sonrasında ise üstümdeki siyah tişörtüde çıkardım, çıkardığım tişörtü kucağıma koydum, kucağımdaki hırkayıysa tekrar giydim.
kucağımdaki tişörtüde hiç vakit kaybetmeden kanayan yere bastırdım, bastırmamla beraber dudaklarımdan küçük bir inilti koptu, karnımdaki kasılma hissi ve acıyla beraber kafamıda ağaca dayadım, eğer telefonumu arabada bırakmış olmasaydım şu an buradan kurtulmuş olabilirdim, hepsi o velet yüzünden onu sadece korkutmak amaçlı buraya getirmiştim, ama işte işler bir anda büyüdü, gerçi ne ara bu hale geldi bende anlamadım, ama neyse bu şekilde biraz dinlendikten sonra, arabayı bulmak üzere yürümeye başlayacaktım.
12dk sonra
bu kadar yeter, eğer şimdi kalkmasam muhtemelen bir daha kalkamayacağım, bu yüzden elimi ağaca yaslayarak kalkmaya çalıştım, kalkmaya çalışmamla, karnımda derin bir sancı belirdi, derin nefesler alarak kalktım ve öne doğru adımlayarak, tişörtü tutuğum elimi kanayan yerden hiç çekmeden yürümeye başladım, her bir adımda karnımda sızı ve sancı hissetiğim için, adımlarım oldukça yavaştı, biraz daha yürüdükten sonra, bir ağaca yaslandım.
yoruldum, karnımdaki kanayan yer acıyor, çok susadım dilim damağım kuruyor, üstüne üslük alnımdan terler boşalıyor, farkındayım durumum pek iyiye gitmiyor, ancak burada da boş boş bekleyerek, kendimi ölümün karanlık kollarına bırakacak değilim.
kendimi tutunduğum ağaçtan iterek, yürümeye başladım, yorulduğum için durdum, başımı yukarıya doğru kaldırıp, gök yüzüne baktım. gözlerimi kapadım ve derin derin nefes aldım, tekrar yürümeye başladım.
tam bir adım daha atacağım sırada, araba tekerleği sesleri duydum, yerdeki taşların, odunların üstünden geçiyordu, etrafıma bakındığımda tam önümdeki, siyah bir araba gözlerime ilişti, sonunda bana yardım edebilecek birini buldum.
daha fazla adım atabilecek gücü kendimde bulamadığım için, arabadaki kişinin inmesini bekledim, az sonra sarı saçlı, hafif kısa boylu birisi arabadan inerek, bana doğru gelmeye başladı, hah şansımı seviyim şans yine yüzüme güldü, sarı saçlı adam önümde durdu.
"hmm demek yalan söylemiyormuş, taehyung sensin değilmi?" ismimi nereden biliyordu bu adam? anlamamıştım ama, onu cevapsız bırakmamak adına cevap verdim "evet benim, ismimi nereden biliyorsun?" diye sorduğumda.
"arkadaşın jungkook, bizim eve geldi ve seni bulmamızı istedi, yaralı olduğunu söyledi, açıkçası ilk başta dedikleri bana saçma gelmişti, ama şu an inandım yalan söylemiyormuş, her neyse gel arabaya geçelim eve gidincede, yaraya pansuman yaparız" dedi.
ne yani, jungkook bana yardım etmesi için birilerini mi göndermişti, beni ölümede terkede bilirdi, ama yapmadı ve karşımdaki kişiye arkadaş olduğumuzu mu söylemişti, bu duyduklarıma asla şaşırmadım diyemem, oldukça şaşırdım.
BÖLÜM SONU
YAZIM YANLIŞLARI VE NOKTALAMA İŞARETİ HATALARI YÜZÜNDEN ÖZÜR DİLERİM
750 KELİME
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kabullenmek/TAEKOOK
Fanfiction*avlarını öldürmek için,gece vakti evlerine giren taehyung,hemen işini bitirip çıkmayı düşünüyordu,taki duvardaki aile resmindeki,konuşma engellisi jungkook'u görene kadar* Ukekook Semetae KALBİNİZDE DEVAM ETTİRİN...