1) Mutlu Noeller

89 16 179
                                    

[ Bu hikaye, korkunç olmayan korku hikayesinin daha ciddi bir şekilde yazılma denemesidir. Ve kapağı tasarlamakta yardımcı olduğu için Wesretkau13 hocama teşekkür ederim.]

Süsler ve ışıklar ile kaplı evler, gecenin karanlığına adeta ışık tutuyordu. Havanın soğukluğu, bacalar dan tüten dumanlar, kurabiye ve süt kokusu aynı zamanda biraz da kan...

Uzun boyu ve neredeyse karanlık tarafından gizlenen bedeni ile muhtemelen bir erkek garip bir şekilde evlerin ışığın dan uzakta, kaldırımların karanlık kısımlarında yürümekte idi.

Acaba Noel Baba olabilir miydi? Belki hediye dağıtmak için gelmiştir ama bunun için fazla erken değil mi? Ya da Noel'i yalnız kutlamak zorunda olan bir adamdır, kim bilir ki gerçeği...

Uzunca bir süre yürümeye devam etti bu adam, en sonunda hepsi birbirine benzeyen tek katlı evlerden birinin ötesinde durdu. Eve doğru yavaş adımlarla ilerleyerek, evin camın dan içeriye göz gezdirdi.

Bir çocuk, masanın yanına bağdaş kurarak oturmuş şömineyi izlemekteydi. Masanın üzerin deki hiç dokunulmamış kurabiye tabağı ve süte bakılırsa Noel babayı beklediği aşikardı. Mutluluğu yüzünden belli idi, sanırım bu yıl çok uslu durmuştu ve bir hediyeyi hakediyordu veya o öyle düşünüyordu.

Çocuk belli ki o kadar dalmıştı ki biraz arkasında ki camdan onu izleyen karartıyı fark etmemişti veya edemiyordu.

Şöminenin ani sönüşü ve çocuğun cama birinin dokunduğunu duyması ile irkilmesi bir olmuştu. Garip duygular içerisinde iken evde bazı sesler duymaya başladı. Acaba anne ve babası mı uyanmıştı? Kekeleyerek onları çağırmaya çalıştı.

"Anne?"

"Baba?"

Hmm sanırım sesini duymamışlardı.

Çocuk korkmuş bir şekilde oturduğu yerden kalktı. Olabildiğince yavaş ve sessiz adımlarla koridora doğru ilerlemeye başladı.

Biraz yukarıda olan ışık düğmesine ulaşabilmek için biraz zıpladı ve o minik elleri ile ışığı açmaya başardı.

Gördüklerine ise anlam verememişti... Neden koridor ve bütün duvarlar bu kırmızı boya ile kaplıydı? Noel Baba mı gelmişti? Ama onun bacadan girmesi gerekmiyor muydu? Nede olsa ona hep öyle anlatılmıştı.

Çocuk korku içerisinde olan bitene anlam vermeye çalışır iken omzuna dokunan bir el ile irkildi. Titreyerek yavaş bir şekilde kafasını çevirdi. Gördüğü şey ona doğru bakmakta olan büyük gözler ve gülümseyen bir ağızdı.

"Mutlu Noeller."

Sanırım bu çocuğun duyduğu son sözdü.

...

Şık bir siyah arabadan, uzun paltosu, siyah saçları ve boyu ile dikkat çeken bir genç indi. Güneş gözünü almış olucak ki eli ile gözlerine gölge yapmaktaydı. Ardından elini indirip, kemerini tuttu ve etrafa göz gezdirir iken yanında onunla birlikte arabadan inmekte olan esmer adama baktı.

"Huu, paparaziler doluşmuş gene...", dedi esmer adam kinayeli bir ses tonu ile yanında ki genç ise bu söylediğine sırıtarak bakmaktaydı. İkiside yavaş adımlar ile polis şeritlerince çevrilmiş tek katlı eve doğru ilerledi.

"LÜTFEN BURADA GÖRÜLECEK BİR ŞEY YOK!"

Polis taş çatlatacak bir sabırla etrafa toplanmış insanları uzaklaştırmaya ve sorulan sorulardan sıvışmaya çalışıyordu. "İzninizle... Geçebilir miyim?", genç adam insanları ittirerek dahi olsa aralarından geçerek şeride yanaştı, yanında ki adamla şeridin üzerinden atladı ve evin kapısına doğru yöneldi. O sırada olup bitene anlam vermeye çalışan polis büyük bir öfke ve şaşkınlıkla, "Siz ikiniz, ne yaptığınızı sanıyorsunuz!?", diyerek arkalarından koşmaya başladı. Genç adam umursamadan yürümeye devam eder iken yanında ki durup polise elinde ki belgeyi gösterdi ve durumu izah etti.

Genç siyah eldivenleri ile kavradığı kapı kolunu döndürerek kapıyı açtı ve içerde ki korkunç manzarayı incelemeye başladı. Etrafını en ince ayrıntısına kadar incelemekte ve her adımını büyük bir dikkat ve uyum içinde atmaktaydı.

O sırada olay yeri incelemeden birinin yanından geçer iken ona "Ne olmuş burada?", diye sordu.

"Emin değiliz bir tür cinayet olduğu düşünülüyor."

"Bu arada siz kim oluyorsunuz?"

Genç adam dikkatli bakışlar ile bir andan adamı dinler iken bir andan etrafı büyük bir dikkatle inceliyordu ve bu nedenle sanki adamı hiç takmıyor gibiydi.

"James Ackerman, araştırmacı, dedektif, sözcü veya her ne bok demek istersen."

O sırada diğer esmer adam, adı James olan gencin yanına gelmiş ve kurumuş kanla kaplı duvarları gördüğünde "Eh James mesele ne... Hassiktir!", "Korku filminden sahne gibi..."

O sırada James kafasını tahminen oturma odası gibi duran yere çevirdi. Bir şömine, önünde küçük bir masa ve üzerinde hiç dokunulmamış bir bardak süt ve bir tabak kurabiye vardı. Oturma odasına doğru adım attı ve kurabiyelerin olduğu masaya doğru ilerlemeye başladı. Uzun boyuna nazaran masa fazlası ile küçüktü, sanki bir çocuk için yapılmıştı.

Çömeldi ve masanın üzerinde ki kurabiyeler den bir tane alarak inceledi. Ardından bir kaç kez kurabiyeye dilini deydirdi. Buna gören esmer adam "Iy...", diyerek iğrenirken bunu gören olay yeri incelemeden biri telaşla yanlarına yaklaşıp, "NAPIYORSUN SEN!", diye James'e bağırdı.

"Kes sesini odaklanıyorum.", diye karşılı verdi James, hala elinde ki kurabiyeyi dillemekte idi. Ardından parmağını havaya kaldırarak hızla kalktı "Tam tahmin ettiğim gibi bu kurabiyelere dokunan olmamış.", dedi. "Bunu anlaman için cidden dillemen mi gerekiyor?, diye çıkıştı esmer adam kinayeli bakışlar ve iğrenti ile.

"Evet Ajan, kesinlikle, elbette."

Ardından gözünü yanında ki Olay Yeri incelemecisine diken James, "Pişt! Parlak çocuk, burada tam olarak ne olmuş anlat hadi.", parmağı ile kendini işaret ederek, şaşıran incelemeci, James'in başını sallayarak onaylaması ile olaya anlam veremeyen bakışlarla bildiklerini aktarmaya başladı.

"Demek çocuktan haber alınamıyor.", James düşünceli bir şekilde çenesini tutarak söylemişti bunu, Ajan ise "Aynennn...", diyerek onu taklit etmekteydi. James yan gözle onu taklit eden Ajana baktıktan sonra eli ile çenesini tutmayı bıraktı, sanki teşekkür edercesine incelemeciye başını salladıktan sonra hızlı ve emin adımlarla evden dışarı çıktı. Tekrar şeridin üzerinden atlayarak onu soru yağmuruna tutan insanları neredeyse umursamadan arabaya yöneldi.

"Efendim siz kimsiniz?"

"İçerde ne gördünüz?"

"İçerde ne vardı?"

"Bok vardı!"

James onları kesin ve centilmence bir cevapla uzaklaştırdıktan sonra Ajan ile birlikte arabaya binerek oradan ayrıldı.

Enigma [ Tamamlandı ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin