4) Rüya

29 7 44
                                    

Ay'ın ve sokak lambalarının aydınlattığı bu gecenin karanlığında, James ağır adımlar ile evine yöneldi. Kısık gözleri ve içten içe memnun olmamış bir halde duran üzgün dudakları aklında geçenleri anlamayı zorlaştırıyordu.

Kapısana yanaştı ve bekledi. Sağ elini paltosunun sol iç cebine atarak, cebinden bir anahtar çıkardı. Siyah eldivenleri ile çıkardığı anahtarı, yorgunluğunda etkisiyle yavaş bir şekilde kilide yerleştirdi ve çevirdi.

Kapıyı açarak, evin içine adımını attı. Arkasını döndü ve evin kapısını kapattı ardından elinde ki anahtar ile kapıyı kitledi ve sonra üstteki itmeli kilit ilede güveneceye aldı.

Tekrardan arkasını döndü, kilidi yavaşça yanında ki ayakkabı dolabının üstüne bıraktı. İki ayakkabısınıda çıkartarak, ayakkabı dolabına yerleştirdi.

Gözlerini kapatarak derin bir oh çekti. Fiziksel olarsk yorgun değildi, kolay yorulmazdıda. Asıl zihinsel olarak yorulmuştu James, gittiği evde gördükleri aslında alışkın olduğu bir durumdu. James'i asıl korkutan 'Onun' geri dönmüş olma ihtimaliydi. Ne kadar içinden bir ses umudunu korumasını ve kötü düşüncelere yenik düşmemesini tembihlese de, bu James'in elinde olan bir durum değildi.

Tıpkı kendi tabiriyle kaltak Directress gibi oda her şeye olumlu bakmak ve aldırış etmemek isterdi. Fakat bu elinde olmayan bir durumdu, bir şey... Bir şey onun içini kemiriyordu. Onu hiç olmadığı kadar rahatsız ediyordu.

James hala girişte, kısık ve neredeyse ruhsuz gözlerle, kafası eğik ve dudaklarında olan bir burukluk ile kalmış. Ne hareket ediyor nede kayda değer bir eylemde bulunuyordu. Taki bir duyduğu bir ses ile irkelene kadar.

"Meow!"

James sanki ayakta uyuyormuşçasına, ayılmış birinin edasıyla irkildi. Kafasını yavaşça sola doğru eğdi ve sol ayağının ucunda ona doğru bakan kedisini gördü.

James'in kısık ve uykulu bakışları ve beraberinde ki üzgün, bükük dudaklarının yerini hafif bir tebessüm aldı.

Kedisine zarar gelmesin diye bir adım geri gitti ve çömeldi. Sol eli, sağ elinin eldivenini tuttu ve çıkardı.

"Seni rahatsız mı ettim Roosevelt?", dedi ve bir yandan kedinin başını büyük bir özenle okşamaya başladı.

James'in kedisi Roosevelt; yeşil gözlü, turuncu bir kediydi ve belki de James'in 'aile' diyebileceği tek kişide oydu. Roosevelt, James için değerli olan tek şeydi.

Biraz daha Roosevelt'ın başını okşadıktan sonra doğruldu James, odasına doğru ilerlemeye başladı ve elbette Roosevelt da yavaşça onunla birlikte geliyordu.

Odasına geldiğinde gözü direk yatağına kaymıştı. İlk önce sol elinde kalan siyah eldiveni ve ardından, siyah ve uzun paltosunu çıkardı James.

Eldivenleri paltonun cebine koydu ve paltosunu, kapının yanında bulunan askılığa astı.

Ardından siyah kravatını ve beraberinde beyaz gömleğini çıkarmaya başladı.

Yüzü tekrar asık bir halıyordu ve gömleğinde açmakta olduğu her düğmede, daha fazla düşünceye dalıyordu.

Gömleğinin düğmelerini açtı ve onuda çıkardı. Aynı şekilde hem kravatını hemde gömleğini askılığa astı.

Yatağına yanaştı, pantonun cebinde ki telefonu çıkarıp, komidinin üzerine koydu.

Ve hiç düşünmeden kendini yatağa attı.

...........

Siyah saçları ve gümüşi gri gözleriyle küçük bir çocuk, mutluluk ve sevincin karışık olduğu bir heyecanla noel baba gibi giyinmiş olan ve muhtemelen erkek olan kişinin yanına yaklaştı.

Enigma [ Tamamlandı ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin