2) Vaka

28 7 30
                                    

James ve Ajan hızla gitmekte olan siyah otomobilin içinde, arka koltukta oturmuş. Gördükleri manzaranın ne kadar berbat olduğu hakkında düşünüyorlardı.

"Ne düşünüyorsun James?", diyerekten merakla ilettiği sorusuyla sessizliğe bir son veren Ajan, aynı merakla James diyeceklerini bekliyordu.

James gözlerini kısmış, yargılayıcı bir şekilde Ajana bakıyordu. Yargılayıcı bakışlarına eklediği kinayeli bir konuşma tarzı ile Ajanın sorusunu cevapladı.

"Sen ot mu topluyordun?", James'in bu cevabı sonucu Ajan'ın yüzü asılsada, sanki bir yandan da beklediği bir cevapmış gibi tekrardan önüne döndü, kollarını birleştirerek arkadına yaslanarak, aynı kinayeli tavırla James'i yargılayarak kendini haklı çıkarmaya çalıştı.

"Kurabiyeleri diller iken kendinden çok emin ve olayı çözmüş gibi duruyordunda, o yüzden sormak istedim."

"Yoksa bizde ot toplamıyorduk yanii!", söylediklerine Ajan'ın kendisi bile inanmamıştı ama içinden James'in yutmasını umuyordu.

"Ah! Anlıyorum. Nede olsa benim gibi profesyonel bir anomali dedektifi olmak zor.", Ajan içinden James'in cidden bu dediklerine inanıcak kadar aptal olup olmadığını sorguladı ama bir yandan da derin bir oh çekmişti. Nede olsa aklı eşinin istediği son model deri çantada olduğundan kafası oldukça dağınıktı. Unutmamalıydı, çünkü bu gece koltukta yatmak istemiyordu.

James, Ajana döndü ve sırıtarak ona baktı. O sırada Ajan kulaklıklarını takmış telefonundan müzik seçer iken rahatsız hissederek kafasını çevirmiş ve kendisine doğru sırıtan James'i görmüştü.

"Ehh, bir sorun mu var?"

"Oradan bakılınca aptal gibi mi duruyorum?"

Ajan kendi içinden "Yemedi...", diye düşündü. James'in sorusuna gelirsek; kendisi dışardan bakıldığında fazlasıyla ciddi biri gibi dursada bu sadece onu tanımayan birinin düşünceleri olurdu. Aksine Ajan, James'i tanıdığından onun akıllı delilerden olduğunu biliyordu. Aslında deli demek James'e fazlasıyla hakaret olurdu, nitekim James'in kendisi şu zamana kadar tanıdığı en zeki insanlardan biri olabilirdi. Onunla yaptığı hiçbir satranç maçını kazanamamış olması bir yana, James'in matematik gibi pozitif ilimlerle ilgili üstün bilgisi ve zekası, onun gözünde bir çok kişi ilen yarışacak derecedeydi.

Sanırım onun için kullanılacak en iyi kelime çocuk ruhlu olurdu. James'in kendisi çok yaşlı olmasada, yaşına nazaran fazlasıyla garip biriydi.

Ajan'ın duyduğuna göre James'in kendisi çocuk iken büyük bir travma yaşamıştı. Kendisi ne kadar bu konu hakkında onunla fazlasıyla konuşmak istesede, James'e yaşadığı şeyleri hatırlatmak gibide bir niyeti yoktu.

"Dünya dan Ajana, Dünya dan Ajana..."

"Gerçekliğe bekleniyorsunuz efenim."

James, ellerini Ajanın gözünün önünde sallayarak onu derin Flashback'lerinden çıkartmaya çalışıyordu. Bir anda ayılıp, James'e doğru dönen Ajan şaşkın bir ifade takınmıştı.

"Düşüncelere dalmışım."

Ajan'ın bu sözüne gülerek karşılak veren James, gözünün yaşarmamasına rağmen siyah eldivenleri ile gözünü siliyormuş gibi yaptı ve Ajana bakarak.

"Yoksa "Evet!", dediğin anın Flashback'ini mi gördün?"

Ardından kendi şakasına dayanamayıp tekrardan gülmeye başladı. Ajan ise gözlerini kısmış ve yargılayıcı bakışlarla, karnını tutup koltukta deli gibi gülen James'e bakıyordu.

"Komik mi?", diye sordu Ajan, hala gülmekte olan James'e

"Hahahhahaha!"

"Ahh, karnıma kramp girdi.", derin bir nefes alarak kendi toparlamaya çalışan James hala arada kısık kısık gülüyordu.

"Kusura bakma Simon ama herkes, senin evlendikten sonra İNCİNMİŞ bir adama dönüştüğünün farkında..."

Tekrardan devamını getiremeyerek gülmüştü James, Ajan ise hala ona olan bakışlarını sürdürüyordu.

"Ahh, ama işin şakası Ajan, Natasha gayet güzel ve iyi bir kadın, şahsen bazı konularda abartığını düşünüyorum."

"Belki de biraz kafa dinlemen iyi olabilir. Ne bileyim, belki bazı konularda onunla konuşmak isteyebilirsin."

"Sonra yengen beni gebertsin değil mi?", James, Ajan'ın sözüne az kalsın dayanamayıp gülecekti. Şişen yanakları kendini tuttuğunun bir göstergesi olarak, kahkahanın çıkacağı anı bekliyordu. James gözlerini kapayıp, derin bir nefes alarak;

"Natasha mantıklı bir kadın Simon, onu en iyi sen tanıyorsun. Eminim konuşarak halledemiyeceğiniz bir şey değildir."

Ajan, James'in söylediklerini uzun uzun düşündü. O düşünür iken James sessizliği bozdu ve unuttukları konuya geri döndü.

"Amacımızdan sapmayalım Ajan..."

"Soruna gelirsek, henüz erken olabilir ama sanırım büyük bir sorunumuz var."

James'in o mutlu ifadesinin yerini alan gergin ve düşünceli ifade, bunu gören Ajan'ı da aynı şekilde germeye yetmişti. James nadiren ciddi bir ifade takındığından biliyordu ki durum ciddiydi.

"Sence buna ne sebep oldu?", sessizliği bozarak sorusunu yönelten Ajan, James'in vereveği cevabı büyük bir merak ve beraberinde gelen bir endişeyle bekliyordu. James'in vereceği cevap her neyse, iyi bir şey olmadığına adı gibi emindi.

"Merry Claus..."

"Benim düşüncem bu..."

Kendisine doğru sanki tehdit edermişçesine bir bakışla dönen James'in dedikleri ile iyice gerinen Ajan, ne kadar inanmamak istesede Noel arifesinde olmaları...

James'in düşüncesini destekler nitelikteydi ve bunu oda biliyordu.

"Kurula haber vermeli miyiz?"

"Kesinlikle, hemde en kısa zamanda."

[ Ancak bu kadar oluyor. Sizce öncekinden daha mı iyi?

Ve okuyup zaman ayırdığınız için teşekkürler. ]

Enigma [ Tamamlandı ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin