3. Etkilenmek

222 26 19
                                    

Bölüm 3 | Etkilenmek

Sergi başlamıştı. Gelen insanları karşılayıp onlarla sohbet ediyor, aynı zamanda birkaç tablonun hikâyesini anlatıyordum. Başlamasının üzerinden iki saatten fazla bir süre geçmişti. Arkadaşlarım beni yalnız bırakmayarak herkesle teker teker ilgileniyorlardı. Şu anlık tablolardan sadece ikisi satılmıştı. Alanlardan biri babamdı, anneme hediye etmişti.

Onların aşklarının simgesi olan bir çiçeğin tablosuydu. O tabloyu babamın alacağını biliyordum.

Diğer tablo bir natürmorttu. Onu alan kızı tanımıyordum, Çağla'nın tanıdıklarından biri olmalıydı. Ya da sadece o Çağla'yı tanıyordu. Çoğu kişi Çağla veya Pelin'i tanısa da onlar tanımıyordu. Biraz karışık bir ortam oluşmuştu ve yorulduğumu hissederek biraz köşeye çekilmiştim.

Sarp bir kenarda durmuş fotoğrafımı çekerken elimde bir kadehle duruyordum. Ona baktığımı fark etmesiyle birkaç fotoğrafımı çekmesinin ardından fotoğraf makinesini yüzünden uzaklaştırarak onu görmemi sağlamıştı. Çektiği son fotoğrafta elimdeki kadehi hafifçe kaldırmıştım.

Ona.

Elime başka bir kadeh alarak ona doğru ilerlediğimde umurumda olan şey o an sadece isteklerimdi. Sarp fazlasıyla yakışıklı ve etkileyici birisiydi. Kendimi aşk konularında geri çeken biri değildim doğrusu. Konuştuğum çok kişi olmuştu ancak en fazla üç gün sürüyordu çünkü anlaşabileceğim birini asla bulamıyordum. Konuştuğum her erkek konuyu daha ilk günden ya cinselliğe ya da evliliğe çekiyordu. Bunların dışında kalan erkeklerse illa soğuyacağım bir davranışta bulunuyorlardı.

Sarp'la da aynısı gerçekleşir miydi bilmiyorum. Denemekten ne kaybederdik ki?

Tavrına bakılırsa sevgilisi yoktu. En azından yalan söyleyecek birine benzemiyordu. Telefonu sessizde değildi, sadece bir kez abisi aramıştı ve çalışıyor olduğunu söyleyerek telefonu kapatmıştı. Sevgilisi olsaydı illa bir mesaj atardı veya arardı. Saatlerdir bir kez bile telefonu çalmamış, bir kez bile o telefonu cebinden çıkmamıştı.

Yanında durup ona kadehi uzattığımda, "Teşekkürler," diyerek bir yudum aldı. Gülümsedim. "Her şey yolunda mı?"

"Evet, neden?"

"İnsanlarla ilgilenmek yerine sessizce bir kenarda duruyordun ve şimdi de benim yanımdasın."

"Senin yanında olmak istedim," dedim bir anda. Bunu beklemeyen Sarp afalladığında toparladım. "Sonuçta sen de misafir sayılırsın değil mi? Seninle de ilgilenmek gerekir." Başını geçiştirircesine sallarken birkaç yudum daha almıştı içkisinden. "İçinde alkol yok."

"Tadından anlıyorum." Dudağının kenarını kıvırıp kadehimi işaret etti. "Seninkinde var gibi."

Gülümsedim. "Küçücük," dedim parmaklarımla göstererek.

"Azıcık," diyerek güldü.

"Ne fark eder? Aynı şey işte." Bir yudum daha aldım. "Babamlar alkolsüz sanıyor ama. Sakın çaktırma. Babam Uzay'ı doğduğuna pişman eder yoksa."

"Hemen gidip söyleyeceğim, daha sonra da insanlara Ayça kendi sergisinde sarhoş oldu diyeceğim." Göz devirdim. "Baban galiba şu bordo renkli elbise giyen kadının yanındaki değil mi?" Bahsettiği diğer kişi annemdi. Başımı salladım. "Annen diğeri de. Saçlarınız aynı. Aslında birebir annenin kopyasısın." Gülümsemişti. "Güzel bir kadınmış."

"Annem üzerinden bana güzel demiş oldun."

"Güzelsin," dedi iç çekerek. "Bunu söylemem için başka herhangi bir şeye gerek yok."

BEYAZ IŞIK KIRINTISI | TURUNCUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin