Bölüm 16 | Masal
Üç ay sonra.
Ocağın altını biraz kısarak geri çekildiğimde tezgahın üzerindeki karışıklığa bakıp ofladım. Bir yemek yapacağım diye tüm mutfağı birbirine katmıştım. "Bitirdim," dedim telefonun diğer ucundaki Selim abiye. "Kısık ateşte pişmeye bıraktım. Şimdi dağıttığım ortalığı toplama vakti."
"Valla akşam aradığımda eğer hastanede olursanız ben anneme direkt seni kötüleyeceğim haberin olsun. Annem oğlunu aç bırakacak bir gelini olsun istemez."
Kaşlarımı anında çatıp yüzümü buruştururken, "Çok kötüsün, abi," diye homurdandım. "Ben yemek yapmasını biliyorum bir kere. İlk defa değişik bir tarif deniyorum. Kötü olacağını da hiç sanmıyorum." Güldüm. "Bir kere sevgiyle yapılan yemekler güzel olur. Ben bu yemeği sevgimle yaptım kardeşin için. Güzel olmaması imkansız bir kere. Üstelik ben yaptıysam mutlaka güzeldir."
"Tuz yerine şeker attığında göreceğim ben güzeli," diyerek güldüğünde bir an duraksadım ve elimdeki bardağı çayla doldurmamın ardından içinde tuz olduğuna inandığım kabı hızla kendime çekip kaşığın ucuna parmağımla dokundum. Dilimi parmağımın ucuna değdirdiğim an rahat bir nefes aldım.
"Tuz katmışım, korktum bir an." Selim abinin kahkaha atmasıyla omuzlarımı düşürdüm. "Of gülme! Ne yapayım? Bir an öyle deyince korktum. Hem tadına bakmadan Sarp'a yedirmem ben bunu. Zehirleneceksem ben zehirlenirim. O zaman da gidip ona başka birini bulursun sen değil mi? Beni zaten hiç sevmedin sen."
Sessizce gülerken Selim abinin, "Eve döndüğüm gibi anneme seni kötüledim ve Sarp için birini bulmasını istedim," demesiyle gülüşüm hızlıca silindi. Ben sessiz kaldığımda o gülüyordu. "Korkma tamam, kötü tek bir şey bile demedim. Hiçbir şey demedim aslında, Sarp'ın ilişkisini anlatmak bana düşmez. O da pek bir şey anlatmadığından annem beni sorguya çekti ama hiçbir şey demedim. Sadece senden haberleri var o kadar."
Derin bir nefes aldım. "Aileler ilişkiye dahil olduğunda çok geriliyorum ben. En son Sarp'ı bizde yakaladıktan sonra babam merakla ne zaman tanışmak için geleceğini bekliyor." O gün Sarp'ı tam olarak evden kovmuştum ve babam konusunu bile açmamıştı. Sadece doğum günüme odaklanmışlardı. "Hiçbir şey demese de anlıyorum. Daha birkaç aydır sevgiliyiz. Bu kadar erkenden tanışmak zorunda değil ki."
"Babanı anlayabiliyorum, sonuçta kızının ne kadar süredir olursa olsun nasıl biriyle olduğunu merak ediyor ve onu tanımak istiyor. Sarp ne diyor bu tanışma meselesine?"
Tezgahın üzerindeki bulaşıkları musluğun altına bırakmamın ardından sarı bezi alıp tezgahı silmeye başladım. "İstiyorsa tanışalım diyor ama izin vermiyorum," diye cevapladım sorusunu.
"Tanıştır o zaman sen de."
"Kardeşin de ayrı bir deli gerçekten. Benim babam beni gerçekten paylaşamıyor. Kendini sevdireceğine çok emin galiba ama zor, babam dünyanın en mükemmel insanı bile olsa zor sever. Sonuçta bir kere kızının sevgilisi o adam, sevmemesi için yeterli bir sebep." Güldüğünü duymamla, "Ben burada sana dert yanıyorum, sen gülüyorsun," diye homurdandım. "Hepiniz çok eğleniyorsunuz Sarp'ın babamla tanışması konusunda."
Uzay resmen gün sayıyordu, diğerleri de ondan pek farklı sayılmazdı. Her gün bana bu tanışmanın ne zaman gerçekleşeceğini sorup duruyorlardı. Artık onlar Sarp'a fazlasıyla alışmıştı. Biraz geç alışan Uygar olmuştu ancak o da yavaş yavaş açılıyordu. Doğrusu şu sıralar biz hiç umurunda değildik. Sarp'ın dediklerini yapıyor, aylardır Çağla'nın tüm endişe ve korkularını silmek için çabalıyordu. Bunu bir süre uzaktan yapması gerekmişti çünkü Çağla, ailesinin zorlaması yüzünden yazın geri kalan kısmını yurt dışında, bizden ayrı geçirmek zorunda kalmıştı. Hâlâ yurt dışındaydı ve bir hafta sonra dönecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ IŞIK KIRINTISI | TURUNCU
Fiksi Remaja❝Senin sanatın senin için hızlanan kalbimdi.❞ Ayça Erdinç başarılı bir ressamdır ve yirmi üç yaşında ilk sergisini yapar. Son anda gelemeyen fotoğrafçıyla günün ilk talihsizliğini yaşarken onun yerine gelen fotoğrafçı Sarp Akkor'la tanıştığında onda...