6.bölüm

44 4 49
                                    

Bahçedeydim. Şarkı dinliyordum ve kitap okuyordum. Kulağımda kulaklık elimde bir kitap. Kitabı Taha komutan dan ödünçalmıştım . Kitabın adı yalnızlık çok kalabalık tı. Taha komutan kitapta sadece 2 yerin altını çizmişti.

1-)Sen bana İstanbul gibi baktıkça ben daima Fatih olurum... çok güzeldi. Fazla iyiydi sanki?

2-) yazdığım şiirlerin bir önemi yok elini kim tutsa şair olurdu... Taha komutanın içinde bir Romeo vardıda bizmi bilmedik. Taha komutan ve romeo? Hayattaki en uyumsuz ikili. İyi ama neden altını çizmişti ki? Yani tamam mükemmel bir sözdü bende çok beğendim. Fakat acaba bu cümle ona ne hissettirmişti? Okurken kimi düşünüyor du. Yanımda bir ayak sesi hissettim. Gelen Alparslan Astsubay 'dı.

-Buyur Alparslan Astsubayım ne oldu?

-Komutanım başka bir tim bize birdahaki operasyon için desteğe gelecekler. Onu haber vermemi istedi Taha komutan. Biz toplandık sizin gelmenizi bekliyoruz.

-Tamam sağol Alparslan Astsubayım geliyorum.

Elimdeki kitabı koydum ve Alparslan Astsubayın arkasından yürümeye başladım. Bütün tim toplanmış bekliyorlardı. Sandalyeye kurtuldum ve beklemeye başladım. Herkes oturmuş ve Taha komutanın konuşmasını bekliyordu. Taha komutan;

-Hepinize günaydın Kobra timi. Bugün araya sızarak operasyon gerçekleşecek. Yani operasyon bir gün sürmeyecek. Operasyon uzun bir zaman dilimini kapsıyor. Birsen Yüzbaşim araya muhbir olarak sızacak. Ne yapmamız gerektiğini biliyorsunuz. Göktuğ sen Birsen Yüzbaşının sekreteri olacaksın, Mete Han sen benimle duracaksın, Fatih her zaman ki gibi sende toprağa karışacak ve zamanı geldiğinde indireceksin. Alparslan Astsubay'ım ve Polat siz ikiniz yardıma gelecek timi bekleyecek ve onlarla birlikte hareket edeceksiniz. Anlaşıldımı? hep bir ağızdan ;

-ANLAŞILDI KOMUTANIM!!

-İyi o zaman hadi tim yarım saate hazır olun. Haydi!!

Hepimiz giyinmiş ve her zaman ki gibi şarjör kontrolü yapıyorduk. Ben ise tim kıyafeti değil takım elbise giymiştim. İçimde siyah gömlek altımda bej renk bir kumaş pantolon ve son olarak uzun açık kahveye yakın bir polar vardı. Kıyafetlerin içine teröristlerin terörist olduğunu simgeleyen işaretleri dikmiştik. Göktuğ da tam hır sekreter gibi olmuştu. Kulağımıza görünmeyecek küçük kulaklıkları taktık ve biz z hazırdık. Taha komutanın yanına gittim.

-Komutanım kitabınızı yukarıdaki odaya koydum dolabın içinde.

-Tamam yüzbasim nasıl kitanı beğendiniz mi?

-Evet komutanım çok güzel ve duygusal bir kitaptı. Orada iki cümlenin altını çizmişsiniz, komutanım. O cümleler çok hoşuma gitti.

-Hangi cümleler yüzbasim? Unutmişmuydu. Hemde oradan güzel sözü ve özenle altını çizmiş olduğu halde. Nasıl unuturdu. Onun için önemli birşey değilmiydi ki o cümleler. Bir şey ne bileyim bir anlam ifade etmiyor muydu?

-Komutanım şu "Sen bana İstanbul gibi baktıkça ben daima Fatih olurum ve Yazdığım şiirlerin bir önemi yok elini kim tutsa şair olurdu sözleri çok güzeldi bence.

-Ha o sözler... evet çok iyiydi ve duygu ağırlıklı. Adam nasıl yazmış hala anlayamadım. Nasıl bir psikoloji.

-Evet komutanım adam belli ki aşık olmuş.

KURŞUNLARIN MELODİSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin